Partisi AKP´nin gençlik kollarında görev yaparken Suriye ve Ortadoğu üzerine çalışmaları olan eski milletvekili Alğan, sosyal paylaşım sitesindeki İdlip yorumunu 'İdlip intikali yıllar sonra nasıl görülecek?' başlıklı yazısıyla yayınladı. Eski milletvekili Alğan, şunları belirtti: 'Türkiye geçen sene Ağustos ayında başlatttığı amacının sınırından Işid´i kovmak olduğu Fırat Kalkanı Operasyonu´ndan sonra ikinci kez Türk askerlerini Suriye topraklarının içine soktuğu bir intikal gerçekleştirdi bu ayın başında. İntikalin hedefi olan şehir İdlip. Suriye´nin kuzey batısında, Halep´e komşu, verimli toprakları ile maruf bir beldedir İdlip. Hatay´ın Reyhanlı ve Altınözü ilçelerinin sınır komşusudur bu şehir. 2011 yılında Arap Baharı´nın Suriye´ye sıçraması ile ilk sokak gösterilerinin gerçekleştiği şehirlerden biridir. Daha sonrasında barışçıl gösteriler silahlı bir direnişe dönüştüğünde silahlı direnişin merkezlerinden biri olmuştur İdlip. Nüfusu ezici çoğunlukla Sünni Arap´tır. 2 Şii köyü, 2 de Dürzi köyü vardır. Dağınık bir şekilde de olsa Kürt ve Türkmen nüfusa rastlanır. İdlip şehrinin bizim gündemimizde olmasının sebebi ise Türkiye´nin Kazakistan´ın başkenti Astana´da yapılan görüşmelerde Rusya ve İran ile yaptığı mutabakatla Suriye´deki çatışmasızlık bölgesini güvence altına almak için oraya asker gönderiyor olması. Türkiye Suriye´de olayların başladığı 2011´den 2017´ye kadar kabaca söylersek Batı Bloğu´nun parçası olarak Suriye´de çözüm üretmeyi denemiştir. Ancak bu 6 yılda sınır güvenliği, mülteciler ve Suriye´nin geleceğinin belirlenmesi konularında içinde olduğu bloktan hassasiyetlerine yakın bir yaklaşım görememiştir. Amerika sınırımızda PYD´yi güçlendirmiştir. Beşşar Esed´in ve Baas Partisi´nin Suriye´deki konumu ile ilgili belirsiz bir tavır takınmıştır. Türkiye 15 Temmuz başarısız darbe teşebbüsünden sonra Suriye meselesini daha çok Rusya ile görüşür hale gelmiştir. Suriye konusunda Rusya ile beraber hareket etme kararı Fırat Kalkanı Operasyonu´ndan sonra İdlip İntikali´ni mümkün kılmıştır. İlginç bir şekilde Türkiye´nin İdlip İntikali´ni mümkün kılan diğer bir unsur da Türkiye´nin Suriye olayları başladığından beri Suriye halkına kucak açmış bir ülke olmasından ötürü bugün İdlip şehrini askeri anlamda elinde tutan Tahrir Şam Heyeti´nin (Eski Nusra) Türkiye´ye ve Türk askerine bir tepki göstermiyor oluşudur. Türkiye, Cerablus ve Bab şehirlerini ele geçirdikten sonra Suriye halkına ve dünyaya bir örneklik göstermiştir. Bu örneklik yıkılan hastanelerin, fırınların, okulların, postahanelerin kısaca yaşam alanlarının hızlıca yapılıp tekrar bu şehirlerin bayındır hale getirilmesidir. Bu altı yıldır savaş yorgunu bir halk için tekrar gündelik hayatlarını güven içinde devam ettirebilecekleri bir umudun yeşermesi ve güçlenmesi anlamına gelmektedir. İdlip´e bağlı Serakıb ilçesinde yaşayan medya aktivisti dostum Abdullah Abu Salva bana geçtiğimiz günlerde yaptığımız bir görüşmede artık Türk askeri lütfen şehirlerimize gelsin hem tepemize düşen bombalardan kurtuluruz hem de yaralarımızı hızlıca sarar yeniden şehirlerimizi yaşanacak hale getiririz demiştir. Türkiye´ye müzahir olan Arapların son 6 yılda Türkiye´nin Suriye halkına yaptıkları iyiliklerden ötürü Türkiye´ye olan sevgi ve muhabbeti çok yüksek seviyelere varmıştır. Bu artık Arap coğrafyasında herkes bize aşık yanılsaması yaratmasın ama orta ve uzun vadede Türkiye´nin Ortadoğu siyasetinde yeni hamleleri için elini güçlendiren bir durumdur. Türk askerinin önce Cerablus-Bab daha sonrasında İdlip´te görünmesi ile Arap entellektüellerin bir kısmında yarattığı algıdan bahsederek yazıyı bitirelim. Bu yüzyılın başında ortaya çıkan yeni Ortadoğu düzeni Türklerin ancak Anadolu´da tutunabildiği bir düzendi. Bunu bozan iki vaka oldu bir eski adıyla Liva İskenderun´un yani Hatay´ın anavatana bağlanması ve bundan 40 yıl sonra Kıbrıs´ın kuzeyine Türk askerinin yaptığı çıkarmadır. Kıbrıs çıkarmasında 42 yıl sonra Türkiye Fırat Kalkanı Operasyonu´nu yapmış ve şimdi de İdlip İntikali´ni yapmaktadır. Türkiye´ye müzahir olan, olmayan Araplar arasında bir söz vardır. 'Türk askeri girdiği yerden kolay kolay çıkmaz'. Bu Türklerin Orta Asya´dan çıkıp Batı Asya´ya geldikleri Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin bölgedeki uzun süren hegemonyasına, bu tarihsel sürece yapılan bir göndermedir. Geleceğin bize ne göstereceğini bilemeyiz. Güçlü ve istikrarlı bir Türkiye´nin doğru ve rasyonel hamlelerle sürekli siyasal istikrarsızlıklar üreten Ortadoğu´da Türkiye´yi daha güçlü yapacağını bilmeliyiz.'
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01