İskenderun/SES
Tutuklu bulunan Demirbaş´ın, suç duyurusunda bulunduğunu ancak kamu görevlileri hakkında hala bir soruşturma başlatılmadığını belirten avukat Sert, bu durumu devletin cezasızlık politikası olarak değerlendirdi. Olayın Eyll 2018´de meydana geldiğini ifade eden Sert, yazılı yaptığı açıklamada şunlara yer verdi: 'Müvekkilim koğuşta memurlarca darp edilen arkadaşını korumaya çalışıyor. Bunun üzerine ise memurlar müvekkilimi yerlerde sürükleyerek süngerli oda diye tabir edilen yere darp ederek götürüyor. Bu odada dövüldükten sonra ise cezaevinin sağlık birimine götürülüyor. Doktor orada müvekkilimi tedavi etmek istemiyor, sadece ağrı kesici ilaçlar veriyor, daha sonra ise hücreye koyuyorlar. Müvekkilim orada ağrılara dayanamadığı için müdürle görüşüp, işkence edildiğini anlatıyor ve işkenceyle ilgili başvuruda bulunuyor. Müdür müvekkilimin tedavi edilmesi için tekrar doktorun yanına gönderiyor. Ancak muayene etmesi gereken bölümde müvekkilimi tekrar darp ediliyor. Ertesi gün cezaevine gittiğimizde müvekkilimin çeşitli yerlerinde darp izleri vardı. Bu darp izlerini kayıt altına alarak cezaevi savcısıyla görüşmeye gittik. Müvekkilimizin öldürülme ihtimalinin olduğunu ve düşmanca hisle bu kişilerin davrandığını söylediğimiz de cezaevi savcısı müvekkilimi Kayseri T Tipi Kapalı Cezaevi´ne nakletti. Olaya ilişkin sorumlulukları olan gardiyanlar ve cezaevi doktoru hakkında Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı´na hem ben hem de müvekkilim suç duyurusunda bulunduk. suç duyurusu üzerinden bir yıla yakın süre geçmesine rağmen savcılık soruşturma açmadı. Doktorla ilgili Osmaniye Tabipler Odası´na başvurduk ancak herhangi bir cevap verilmedi. Cezaevinde işkence olağan hale getirildi. İşkencenin muhaliflere tavrın sonucu olduğunu düşünüyorum. İşkenceyi yapanlar hakkında bir işlem yapılmaması, işlemsiz bırakılması, zamanaşımına uğratılmaya bırakılmaya çalışılması iktidarın şiddet politikalarının sonucudur.'
Oruç, ´ihlalleri´ soru önergesiyle parlamentoya taşıdı
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonunun, Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki mahpuslarla görüştüğünü, 15 Ağustos´ta mahpusların maruz kaldıkları hak ihlallerini raporlaştırdığını ifade eden Samandağlı Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç da, konuyu soru önergesiyle parlamentoya taşıdı.
Milletvekili Oruç, TBMM Başkanlığına verdiği önergesinde, 'Raporda; kurulduğu ilk günden bu yana hak ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, mahpusların yasal haklarını kullanamadığını, ayakta sayım dayatmasına maruz kaldıklarını, kitap, mektup ve gazetelerin verilmediğini ve hasta mahpusların tedavilerinin engellendiğinin taraflarına aktarıldığı dile getirilmiştir' ifadesine yer verdi. Milletvekili Oruç, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını istediği önergesinde şu soruları yöneltti: 'Osmaniye 2 Nolu T Tipi Cezaevinde mahpuslara, ayakta sayım dayatması yapıldığı, buna karşı çıkanların gardiyanlarca darp edilmeleri ve 8 Ağustos´ta koğuşlara tüm cezaevi yönetimi tarafından yapılan baskın iddiasının araştırılması için Bakanlığınız tarafından soruşturma başlatılmış mıdır? Darp edildikleri için yaralanan mahpusların adli tıp raporlarının bir an önce alınması için tarafınızca adım atılacak mıdır? Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük´ün 46. Maddesinin 9. Fıkrasında ´Arama ve sayımlar sırasında insan onuruna saygı esastır´ denilerek sayım yapılırken temel kriterler belirlenmiştir. Buna rağmen temel hakları ortadan kaldıran, insan onuruna yakışmayan zorla, ayakta askeri nizam sayım şekli idare tarafından neden dayatılmaktadır? Elinde kamu gücü bulunan idarenin, mahpuslara darp edilmesine sebebiyet vermesi ve mahpuslar hakkında tutanak tutup haklarında disiplin soruşturması açması, adil bir soruşturma ve yargılamanın sekteye uğramasına sebebiyet vermez mi? Mahpuslara hakaretler eden ve darp eden infaz koruma memurları, ‘Bayram´dan sonra sizlerle görüşeceğiz” diyerek tehdit eden başgardiyan ve keyfi tutum sergileyen tüm hapishane yönetimi hakkında herhangi bir işlem başlatılmış mıdır? Hapishane doktorunun mahpuslara taraflı ve kötü davrandığı, tedavilerini gerektiği şekilde yapmadığı ve hastaneye sevklerde zorluk çıkardığı iddiaları doğru mudur? Bu iddiaların araştırılması için hapishane doktoru hakkında inceleme başlatılmış mıdır? Mahpuslara sebepsiz disiplin cezaları verilmesi ve idareye yapılan başvuruların yanıtsız bırakılması iddiaları doğru mudur? Osmaniye 2 Nolu T Tipi Cezaevindeki mahpusların yasal hakları olmasına rağmen koğuş değiştirme talepleri neden reddedilmektedir? 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Hakkındaki İnfaz Yasası 62. maddesine göre; ´Hükümlü mahkemelerce yasaklanmamış olması koşulu ile süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir´. Yasaklı bir yayın olmamasına rağmen mahpusların Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerini alma talepleri hangi gerekçelerle reddedilmektedir? Daha önce basına yansımış olan, mahpusların ´Selahattin Demirtaş´ın kitabı Seher´in cezaevi güvenliği için tehlike arz ettiği gerekçesi ile mahpuslara verilmesi engellenmiş, Leyla Güven ve Selahattin Demirtaş´tan gelen mektuplara el konulmuştur.´ ifadelerinden hareketle; Demirtaş´ın Seher kitabı nasıl cezaevi güvenliğini tehdit etmektedir? Demirtaş ve Güven´in mahpuslara yazmış oldukları mektuplar hangi gerekçelerle sahiplerine verilmemiştir? Radyolarına neden el konulmuştur? Osmaniye Cezaevinde uzun süreden beri devam eden ve kamuoyunda sürekli gündeme gelen hak ihlalleri karşısında Bakanlığınızın etkin bir denetim mekanizmasını hayata geçirmek üzere çalışmaları olacak mı?'
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55