Sadet Berkyürek/İskenderun
Maçoğlu, “Biz sosyalistler sadece insan merkezli politikalar yürütmeyiz. Yaşadığımız toprak üzerinde yaşayan bütün canlılara dair politika yaparız. Kurdun, kuşun, börtü böceğin, bütün canlıların eşit olduğu bir dünya üzerine tartışma yürütürüz. Ancak, böyle yaparsak ekolojik denge sürdürülebilir” dedi.
Tunceli Ovacık ilçesinin Türkiye Komünist Partili Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, İskenderun Cemevi ve Kültür Merkezi´nde katıldığı Yerel Yönetimler ve Kooperatifçilik konulu konferansta göreve başladığından bugüne belediyecilik deneyimlerini, politika belirleme alanlarında birlikte yönetme modelini, bölgede yaygınlaşan kooperatifçilik ve yeni döneme ilişkin hedeflerini paylaştı. Yoğun katılımla gerçekleşen etkinlikte soruları da yanıtlayan Başkan Maçoğlu, çalışmaya 1,5 trilyon lira borçlu, hemen 300 milyon lira ödenmesi gereken borcu, kasasında 10 bin lirası olan bütçeyi yönetme korkusuyla başladıklarını kaydeden Başkan Maçoğlu, yönetimde aile modelini esas aldıklarını, giderleri buna göre planlayarak belediye başkanı ve belediye çalışanlarının özel giderlerinin kısılmasıyla işe başladıklarını belirtti. Maçoğlu, Niğde, Eskişehir ve Konya da dahil, Türkiye´nin değişik bölgelerinden doğal üretim modeliyle ilgili birlikte çalışma teklifleri aldıklarını bir aşamaya geldiklerini kaydetti.
“Toprakları kanserleştirdiler”
“Toprakları kanserleştirdiler, daha çok kazanma uğruna atılan ilaçlarla toprakları zehirlediler, bütün canlıları öldürdüler” diyen Maçoğlu, bölgede hem hayvancılığı hem doğayı koruyan, hem de tüm canlıları gözeterek sağlıklı ürün elde edilmesi kriteriyle hareket ettiklerini vurguladı. Başkan Maçoğlu, “Eğer ilaçlamıyorsanız, gübrelemiyorsanız oluşan çiçeklerde arı sağlıklı bal yapar. Toprağın altındaki solucanı, mikroorganizmaları öldürmediğinizden çok sağlıklı bitki elde ediyorsunuz, ürünlerini de çok sağlıklı bir şekilde ulaştırmaya çalışıyorsunuz” ifadesini belirtti.
“Ürettiği üzerinde örgütlenilmeli”
Sağlıksız gıda üretim yöntemlerinin beraberinde getireceği tehlikelere de dikkat çeken Maçoğlu, “Bu bilinçle hareket etmemiz lazım. Yerel yönetimlerinin, vicdanlıların, aydınların, kamunun geleceğe dair plan programlarının olması, bu bilinci kuşanması gerekiyor. Yani sadece nohut yada fasulyenin pazarlanması değil, temelinde bütün canlıların, o ekolojik dengenin de sürmesi adına çaba olmalı. Bizim siyasetimizin adamı olsun diye bir çalışma yapmadık. Herkesin ürettiği üzerinde örgütlenmesi gerektiğini düşündük. Yani kooperatifçiliğin olması gerektiğini düşündük. Kooperatifçilik yaparsanız kamuya açık olursunuz” şeklinde konuştu.
Hayata geçirdikleri projelerin sadece fiziksel ihtiyaçlarını değil, duygusal ve iletişim yönüyle de geliştirici etkisine proje uygulamalarından örnekler vererek anlatan Maçoğlu, aslında bununla bir kültür de yaratıldığını ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu kültür ulaşımın beleş meselesi olmadığını, temel ihtiyaçla ilgili sunulanın bir hak olduğu ve hatta birlikte karar almayı öğrenmeyi de sağladığını gördük. Üretime ilişkin çalışmada da da temel ihtiyaçlar üzerinden tartışma yürütüyoruz. Aslında temel ihtiyaçları karşılayacak politikalar örgütlüyoruz.”
Hedefte kendi lojistiğiyle kooperatifler birliği var
Kooperatifin Ağustos ayında faaliyete geçtiğini, Türkiye´nin bir çok yerleşimindeki kooperatiflerle bağlantı kurulduğunu belirten, kendi lojistiğini de oluşturan bir birlik hedefinde olduklarını sözlerine ekleyen Başkan Maçoğlu, “Toplumun tamamı sonuca bakıyor esasen. Çünkü yıllardan beri farklı kooperatifçilik yapılmış, tarım faaliyetleri yürütmüş bir çok dostumuzun ürünleri elinde kalmış, satamamış, borçluyken borcunun üzerine bir borç daha konmuş. 26 kişiyle başladık. Şu anda 281 kişi üretim yapmaya başladı. 70-80 arıcı vardı, şu anda 148 arıcıya ulaştı. Köyler de dahil 2 bin ailenin yaşadığı bir bölge. Sadece bu süreçte 400 civarında aile üretime katıldı. Hopa´da 4 binin üzerinde köylünün ürettiği ve fabrikalar tarafından alınmayan doğal çayı da kendi kooperatiflerimizde satıyoruz. Onlar da bizim ürünlerimizi almaya başladı. Hesaplamamız, planlamamız kooperatifler birliği kurmak. Kısa sürede olacak şeyler değil, 3-4 yıla kadar ancak kendi kargolarımızı kurabiliriz. Bunu planlıyoruz. 15-20 ilde tüketim kooperatifleri açarak hızlı bir şekilde tırlarla, kamyonlarla ulaşımı sağlamak istiyoruz. Ya da doğal üretim yapan köy kooperatifleriyle birlikte iş yapmak, şubeleşmek, birlikte iş yapabilmek için çaba harcayacağız” şeklinde konuştu.
'Kadınlar politikleşmeli'
Bir sonraki dönem sosyal konut üretim, süt inekçiliği, peynircilik, kollektif tarım projelerini de paylaşan Başkan Maçoğlu, 5´i HDP´li, 3´ü TKP´li, biri de CHP´li 9 meclis üyesinden 5´i kadın olan Ovacık´ta kadın çalışmalarıyla ilgili bir soru üzerine ise şunları belirtti: ““Birlikte çalışıyoruz, hiçbirimizi ötekilemeden çalışıyoruz. Kadınlarımız coğrafyamızda söz sahibidir. Dersim böyle bir yer zaten, politik bir yer. En ufak bir şey yaptığımızda biz korkuyoruz aslında. Türkiye´nin bir parçasıyız. Bizde de maalesef kadın istenilen noktada değil. Bir de kadının bunu beklememesi, bir başkasından beklediği andan itibaren kendini toplumun bakış açısına bırakmış olur. Kadının politikleşmesi, politik örgütlerini kurması çok önemli.”
Uygulamalar büyükşehirlere taşınabilir mi?
Üretim ve kooperatifleşmeyi merkeze alan ortak yönetim modelinin büyükşehirlerde uygulanabilirliğine ilişkin bir başka soruyu ise şöyle yanıtladı: “Bir teknik adam bulmakta zorlandığımız, bir inşaat teknikeri, bir avukatın olmadığı bir ilçede böyle bir çalışma yapılıyorsa, büyükşehirlerde TMMOB´un bütün alan mühendislerinin olduğu alanlarda bunları haydi haydi yaparsınız. Gelen 3 bin lira İller Bankası payı ile bunları yapıyorsanız, yüzbinlerce nüfusun olduğu yerlerde bunları çok daha iyi yaparsınız. Yaptılar mı? 15 Temmuz darbesi sonrasında ortak bir çağrı yapıldı, buna karşı çıkılması istendi. Halk karşı çıktı ve çıkarken de otobüsler 40 gün boyunca ücretsizdi. Demek ki oluyormuş.”
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01