İskenderun/SES
Milli Emlak Genel Müdürlüğü´nün Hazine arazilerinin kullanıcılarına satışını düzenleyen tebliğinde 81 İlden sadece Hatay ve Bozcaada, Gökçeada´da Hazine Arazilerinin satılamayacağı, yapı kayıt belgesi alanlara da devir yapılamayacağına ilişkin düzenlemenin gerekçesini soran CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, konuyu TBMM gündemine taşıdı. Uygulamayı keyfi olarak nitelendiren Şahin, “Hatay´daki köylüler hazine toprağının satışından yararlanamazken, yabancılara toprak satışı ise her yıl artmıştır” dedi.
CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Hazine arazilerinin kullanıcılarına satışına yönelik tebliğinde Hatay´ın bir kez daha kapsam dışında bırakılmasını eleştirerek konuyu meclis gündemine taşıdı. Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Hazine Arazileri satım tebliği Hatay´ın bir kez daha kapsam dışında bırakmasını eleştiren Şahin, Hatay´daki köylülerin hazine toprağı satışından yararlandırılmazken yabancılara yapılan toprak satışının her yıl arttığını söyledi.
TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Hazine Arazileri satım tebliği 26.12.2019 günü itibariyle yürürlüğe girdiğini hatırlatan Şahin, hazine Arazilerinin kullanıcılarına satışına yönelik tebliğinde Hatay bir kez daha kapsam dışında bırakıldığını kaydetti. Şahin, şunları ifade etti: “Hazineye ait tarım arazilerinin satışı Türkiye´nin her yerinde yapılırken, Hatay uygulamadan muaf tutulmuştur. Türkiye´nin her yerinde hazineye ait tarım arazileri kullanıcılarına satılabiliyor. Ancak Hatay bu uygulamanın dışında bırakılmış durumda. Hatay´daki köylüler hazine toprağının satışından yararlanamazken, yabancılara toprak satışı ise her yıl artmıştır.´´
“Eşitlik ilkesi de ihlal ediliyor”
Bu uygulamanın keyfi ve Anayasada güvence altına alınan eşitlik ilkesine de açıkça aykırı olduğunu söyleyen Şahin açıklamasını şöyle sürdürdü: ‘‘Anayasamızın 10.Maddesine göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Bu keyfi karar Hatay İlimizde ve özellikle de ilçemizde yaşayan vatandaşlarımızı çok ciddi şekilde mağdur etmiştir.´´
Hükümetin, Hatay´ın bir kez daha kapsam dışında bırakılmasına gerekçe olarak, Hatay´ın hassas bir yer olduğu, güvenlik riski bulunması gösterildiğini de sözlerine emleyen, Hatay´a da komşu sınır illerini örnek gösterdi. Şahin, ‘‘Hatay yüzyıllardır medeniyetlere ev sahipliği yapmış, sevgi, barış ve kardeşlik şehridir. Hatay iç savaştan kaçan 600 bin Suriyeli mülteciye yılardır hoşgörüyle ev sahipliği yapmakta, AKP´nin ısrarla vermediği teşviklere rağmen ekmeğini bölüşmektedir. Bu kararın alındığı zamanda da, şu anda da Hatay´da herhangi bir güvenlik riski ise yoktur. AKP, Hatay´a üvey evlat muamelesi yapmakta, aklınca Hataylıları cezalandırmaktadır. Hatay halkı bu çifte standartı görüp en güzel cevabı sandıkta verecektir´´ dedi.
Hangi sorulara yanıt istedi?
Şahin, soru önergesinde hükümetin yanıtlaması talebiyle şu soruları yöneltti: “Hatay ilindeki köylüler hazine toprağının satışından yararlanamazken, yabancılara toprak satışı yapıldığı bilinmektedir. Bu noktada hükümetinizin tutumu net olarak keyfi bir tutumdur mudur? Hazine arazilerinin kullanıcılarına satışına yönelik tebliğde Hatay ili hangi sebeplerden ötürü kapsam dışında kalmıştır? İki günde bir yakın çevrede bombaların patladığı, füzelerin düştüğü Gaziantep´te, Kilis´te, Islahiye´de güvenlik riski yok denilerek tebliğ kapsamına alınmış ve hazine arazileri oradaki vatandaşlara satılabilirken, Hatay´da güvenlik riski var o nedenle hazine arazileri uzun yıllardır kullanan vatandaşlara satılamaz demek Anayasanın ‘eşitlik´ ilkesine açıkça aykırı değil midir? Hatay´daki köylüler hazine toprağının satışından yararlanamazken, yabancılara 2012-2020 yılları arası ne kadar toprak satışı yapılmıştır? Hatay ve kapsam dışı bırakılan diğer bölgelerin de tebliğden yararlanmasına yönelik bir düzenlemeniz olacak mıdır? Olmayacak ise gerekçeleri nelerdir?”