CHP Hatay Milletvekili Av. Suzan Şahin, hükümeti İngiltere´deki gibi ´sürü bağışıklığı´ metodu uygulamakla eleştirdi, Bilim Kurulu kararlarının siyasi ve ekonomik süzgeçten geçirilerek salgın tedbirlerin alındığını öne sürere
İskenderun/SES
CHP Hatay Milletvekili şahin, yaptığı yazılı açıklamada insan sağlığına yönelik önemli bir tehdit olarak kabul edilen koronavirise karşı Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Corona Virüsü Bilim Kurulu´nun önerileri doğrultusunda çeşitli tedbirler alındığını belirterek, endişelerin giderilebilmesi için hükümetin şeffaf davranmak, halkımızı doğru bilgilerle bilgilendirmek zorunda olduğunu kaydetti. Şahin, “Bu süreçte eksiklikler kamuoyunun gündeminde olup vatandaşlarımız endişe içinde soru işaretlerinin giderilmesini istemektedir. Türkiye olarak İtalya´ya benzememek için gerekli tedbirleri ciddiyetle erkenden almak ve uygulamak zorundayız. Paniğe kapılmadan, akıllıca ve sorumlu hareket etmek zorundayız. Virüsün tüm dünyayı etkisi altına alacağının anlaşılması üzerine birçok ülke erkenden önlemlerini almış ve vatandaşlarını bilgilendirmiştir. Sınır kapılarının kapatılması ve virüsün merkezi konumundaki ülkelerden gelecek kişilerin virüsü yayma riskine karşı ilk önlemler alındı. Bunu yapmayarak sınırları kapatmayan ülkeler ise geç kaldı ve salgının ülkelerine gelmesini engelleyemedi. Maalesef Türkiye de Corona Virüsü konusunda riskli ülkelerden biri olarak her geçen gün katlanarak artan vaka ve ölüm oranlarıyla kötü günler geçiriyor. Bugün gelinen noktada katlanarak artan vaka sayısı, ölümler, peyderpey açıklanan tedbirler ve sağlık sektöründeki eksiklerden kaynaklı milletimiz endişe içindedir. Bunun için de hükümet şeffaf davranmak, halkımızı doğru bilgilerle bilgilendirmek zorundadır” dedi.
Gizlice ‘sürü bağışıklığı´ sistemi mi uygulanıyor?!
Şu anda Türkiye´nin gidişatının, dillendirilmemiş bir ‘sürü bağışıklığı sistemi´ olarak gözlemlendiğini de sözlerine ekleyen Milletvekili Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Karantinanın, sokağa çıkma yasağının olmayacağı, herkesin kendi kendine OHAL uygulaması gerektiği açıklamaları buna işaret etmektedir. Çok riskli bir yöntem olan ‘sürü bağışıklığı´ sisteminin avantajları arasında sokağa çıkma yasağı koymayarak ekonomiyi bozmamak, insanların bağışıklık kazanmaları ve ilaca ya da aşıya ihtiyaç olmaması gösterilmekte, ekonomiyi bozmamak adına uygulanmaktadır. Hükümetin, hastane kapasitelerinin yetersizliğinden dolayı gizlice İngiltere´deki gibi sosyal bağışıklık metodunu uyguladığından, bunu da halkımızın duygusal davranıp protesto edeceğinden endişe ettiğinden dolayı açıklamadığını düşünmek istemiyoruz. Eğer herkese test uygulanmıyorsa, vakaların yerleri açıklanmıyor ve o bölgelerdeki insanlara karantina uygulanmıyorsa, tüm şehir içi ve dışı seyahatler durdurulmuyorsa, iş yerlerinin faaliyetleri devlet eliyle durdurulmuyorsa, sosyal mesafe kurallarında esnek davranılıyor ve sokağa çıkıp çıkmamak vatandaşların inisiyatifine bırakıyorsa bu tipik ‘sürü bağışıklığı´ sistemi uygulamasıdır!” ifadesini belirtti.
Hükümet uyguladığı ağır vergileri iptal etmiyor!
Açıklanan Tedbir paketini ‘emekçi yok, esnaf yok, işçi yok, çiftçi yok, kamu çalışanları yok, emekli yok, öğrenci yok! Vergiler, kredi ve kredi kartı borçları, kira, elektrik, su, doğalgaz faturaları yok!´ ifadesiyle de eleştiren Milletvekili Şahin, şunları kaydetti: “Bir yandan uzmanlar ve bilim kurulu seyahatleri durdurun açıklamaları yaparken diğer yandan uçak biletlerinde KDV´yi %18´den %1´e indiriyorlar. Ancak haftalarca evde kalacak vatandaşın ihtiyacı olan temel ihtiyaçlarda KDV indirimi yok? Evden çıkmayın, kendi kendinize OHAL uygulayın çağrısı yapan hükümet otel konaklamalarından alınan vergiyi Kasım ayına kadar iptal ediyor ancak hemen hemen her alanda uyguladığı ağır vergileri iptal etmiyor. Vatandaş kirasını, faturalarını nasıl ödeyeceğini düşünürken kredi oranlarının düşürüleceğini açıklamak ve halkı daha da borca sokmak sosyal devletin değil fırsatçı tefecilerin uygulayabileceği bir yöntemdir. Erdoğan bu süreci duayla atlatacağız, vatandaş dua etsin derken zenginlere can simidi olmaktadır. Bilim kurulunun kararlarının ekonomik ve siyasi süzgeçten geçtiğini düşünmekteyiz. Salgın dünyanın ve Türkiye´nin akıl ve bilimle imtihanıdır. Bu millet gerekirse her türlü fedakarlığı yapıp el birliğiyle ekonomisini de yaralarını da onarır. Ancak üç beş yandaş ve zengin tabakaya ilaç olacak önlemlerin halkımıza hiçbir yararı olmayacak, aksine sonrasında gelecek ağır vergi ve zamlarla yük milletimizin omuzlarına yüklenecektir.”
Şahin, salgını kontrol altına alan ve vaka sayıları azalan, böylece hastane kapasitesini aşmayarak yoluna devam eden ülkelerdeki örneklerin Türkiye´ye de uygulanmasını iytedi, 19 maddelik paket önerdi:
1) Derhal toplu taşıma ve şehirler arası otobüs, tren ve uçak seferleri durdurulmalıdır.
2) Tespit edilen vakaların yerleri açıklanmalı ve bu bölgelerdeki insanlara geniş kapsamlı olarak test uygulanmalı izolasyon sağlanmalıdır.
3) Test sayısı dünyanın en düşük iki ülkesinden biriyiz. Kuru öksürük ve yüksek ateş belirtisi olmasına rağmen binlerce vatandaşımız hastanelerden geri döndü. Yurtdışı geçmişiniz yok denilerek test yapılmadı. Hala da test geniş kapsamlı olarak yapılmıyor. Yapılsa dahi 24 saatte alınan test sonuçları hastalara verilmiyor. Tanı kapasitesi ivedilikle artırılmalı, hastanelere başvuran her kişiye test uygulanmalıdır.
4) Test yapılan her vatandaşın test sonucu listelenmeli ve kamuoyunun bilgisine sunulmalıdır. Böylece test sonucu pozitif çıkan vakalarla temas etmiş kişilerin kendini bilmesi ve erken teşhis konusunda adım atması sağlanmalıdır.
5) Test kitleri Türkiye´deki bütün hastanelere gönderilmeli, erken tespit ve müdahale için her ilçede bir merkez hastane ve laboratuvar tesis edilmelidir. Eksik olan kadrolara uzman doktor, doktor, laborant ve sağlık personelinin atama ve görevlendirmeleri ivedilikle yapılmalıdır.
6) Sağlık personelimizin tüm ihtiyaçları öncelikle ve eksiksiz olarak karşılanmalıdır.
7) Tüm kamu ve özel sektör çalışanlarının hak kaybı yaşamadan ücretli izin hakkı verilmeli, işten çıkarmaların durdurulması gerekmektedir. Sağlık Bakanının ´Bu süreçte herkes kendi OHAL´ini oluştursun´ açıklaması komiktir, devlet uzman görüşlerini katiyetle uygulamalı, inisiyatife bırakılan uygulamalardan kaçınıp kati tedbirler almalıdır. Kesin ve etkili karantina uygulanmalıdır.
8) Bankalar, noter gibi çalışma temposu düşmemiş olan ve insanların kalabalık oluşturacağı yerlerdeki tüm faaliyetler durdurulmalı ve online sisteme taşınmalıdır. Sağlık merkezleri, eczaneler ve market/bakkallar hariç tüm iş yerlerinin kapatılması, çalışanların evlerinde kalmaları sağlanmalıdır.
9) Esnafa vergi indirimi, ödeme kolaylığı, SGK desteği verilmelidir. Personel maaşlarını işveren, SGK primlerini devlet ödemelidir.
10) Ekonomik durumu iyi olmayan ailelere dezenfektan, sabun, temel gıda yardımı yapılmalı, kira desteği verilmelidir.
11) Hapishaneler, huzurevleri, kimsesiz çocuk yurtları ve mültecilerin barındığı yerler acilen taramadan geçirilmeli ve enfekte kişiler karantinaya alınarak izole edilmelidir.
12) Mahkemelerin inisiyatifine bırakılmaksızın duruşmaların ertelenmesi konusunda ortak bir düzenleme yapılması, süre öngören tebliği içeren elektronik tebligatların durdurulması da dahil olmak üzere, olağanüstü dönem sona erinceye kadar dava açma dahil adli ve idari yargıda tüm sürelerin durdurulmuş sayılması gerekmektedir.
13) Salgın dünyanın ve Türkiye´nin akıl ve bilimle imtihanıdır. 'Kelle paça çorbası için' ya da 'Türk geni bizi korur' safsatalarıyla TV ekranlarında boy gösteren şarlatanlar nedeniyle bu ülke çok önemli birkaç haftayı kaybetti. Toplumun gözü önünde olanların sorumlu davranması ve bilimin sözünü söylemesi gerekir. Medyada bu mesnetsiz ve bilimden uzak, toplumu yanıltan açıklamaları yapan -sözde- doktorlara karşı önlem alınmalıdır.
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55