İskenderun/SES
27 Ekim 2020 Salı günü saat 10.30´da Dörtyol, İskenderun, Samandağ, Belen ilçelerinde yangınlar çıktığını, yangından Dörtyol´un Rabat, İskenderun´un Karayılan, Denizciler, Azganlık, Akarca, Sarıseki, Kavaklıoluk, OSB Civarı, Samandağ´ın Çökek-Toygarlı, Belen´in Çakallı mahalleleri hasar gördüğünü belirten Şahin, Afet ve Acil Durum Koordinasyon Merkezi (AKOM) bünyesinde etkili koordinasyon ile görevlendirmelerin yapılması ve Hatay Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki birimlerin sevk ve idaresi sağlanarak süratli müdahale ile yangınların söndürüldüğünü ifade etti.
Hatay Büyükşehir Belediyesi´nin İtfaiye Daire Başkanlından 41 arazöz, 142 personel, Fen İşleri Daire Başkanlığından 9 iş makinesi, 16 personel, HATSU´dan 9 su tankeri, 16 personel, Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığından 4 su tankeri,16 personel, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığından 1 Aky tankeri , 2 personel, toplam 80 araç ve 179 personel görev alırken, Orman Genel Müdürlüğü Hatay´daki yangına 21 farklı bölgeden takviye göndermiş 4 helikopter, 166 arazöz, 6 dozer, 30 ilk müdahale aracı, 726 işçiyle yangına müdahale edildiğini söyleyen Şahin çevre illerden Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi 2, Adana Büyükşehir Belediyesi 1, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi 1, Osmaniye Belediyesi 2, Kahramanmaraş Büyükşehir 4 araç 2 iş makinesi görevlendirilmiş ayrıca Atlas Enerji, İsdemir ve Botaş itfaiyeleri de yangında görev aldığını, ilk belirlemelere göre, Azganlık mahallesinde 2 ev, Sarıseki mahallesinde atıl durumda 1 ev, 1 konteynır, 1 ahır, 1 araç, ve yangın mahallerine mücavir ormanlık ve zeytinliklerin zarar gördüğünü, 2.500 hektar orman alanının yandığını ve bu yangınlarda birçok aksaklık gözlemlediklerini belirten milletvekili Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı: 'Birinci gün yangında hava desteği sağlanamamıştır. Hatay´daki yangınlarla eş zamanlı olarak Mersin´in Anamur ilçesinde de yangın çıkması ile hava desteği gelmemiştir. Yangının çıkış saati olan 10.30´dan akşam 19.00´a kadar rüzgar olmaması yangına müdahale için bir şansken bu şans söndürme uçak ve helikopterlerinin gelmemesi ile kullanılamamış ve zarar artmıştır. Hatay´da bir Orman Bölge Müdürlüğünün olmaması nedeniyle bölgede yeterli sayıda orman aracının bulunmaması ve çevre illerden araç getirilmesinin zaman alması yangının büyümesine sebep olmuştur.Yangın başladıktan sonra çevre illerden uçak ve helikopter getirilmesi bunun zaman alması ile gece görüş kısıtlılığından havadan müdahale edilememesi yangının büyümesine sebep olmuştur. AKP hükümetinin ısrarla yangın söndürme uçak ve helikopter ihalelerini oldu bittiye getirmesi, Türk Hava Kurumu uçaklarının siyasi hırs uğruna kullanılmaması aynı anda farklı bölgelerde çıkan yangınlara müdahaleyi zorlaştırıp hasarları ciddi boyutta artırmaktadır. Sayıştay´ın Cumhurbaşkanlığı Denetim Raporu´na göre, Saray giderlerine bir yılda 3 milyar 919 milyon TL, yani bir günde ortalama 10 milyon TL harcandı. Bakanlıklar ve kamu kurumları yılda 2 kere yüzlerce lüks araba alıp vatandaşın vergilerini israf ederken yangın söndürme uçak ve helikopterlerine para bulamıyor. Tam bir akıl tutulması.'
Ağustos 2018´de TBMM Başkanlığına sunduğu ve geçtiğimiz günlerde mecliste reddedilen orman yolları ve yangın emniyet yollarının durumunun incelenerek bu konuda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amaçlı meclis araştırmasının öneminin bir kez daha ortaya çıktığını anlatan milletvekili Şahin, 'Özellikle orman yangınlarının ve yerleşim yerlerinin birbirine yakın olduğu yerlerde, ormanları ayıran, orman içi erişim yollarının yeterli olmaması ve yapılmadığında yangınların yayılım hızını arttırdığı anlaşılmaktadır. Ormanlık alanlar içinde büyük su depolarının veya yangın havuzlarının artırılması yangındaki su ihtiyacının karşılanması gerekmektedir. Ağustos 2018 yılında TBMM Başkanlığına sunduğum ve 15 Ekim 2020 günkü meclis genel kurulunda AKP ve MHP oylarıyla reddedilen orman yolları ve yangın emniyet yollarının durumunun incelenerek bu konuda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amaçlı meclis araştırması önemini bu yangında da göstermiştir. Hükümet yetkilileri orman içi dere ıslahları konusunda gerekli çalışmaları yapmalıdır. Bu kapsamda Hatay Büyükşehir Belediyesinin sorumluluk sahasında dere ıslahı yapılarak Seldiren mahallesinin büyük zarar görmesi engellenmiştir. Bu gibi çalışmaların tüm orman sorumluluk alanlarında yapılması gerekmektedir. Orman bölgelerinde ve ormana yakın yerleşim yerlerinde trafoların ve elektrik tellerinin bulunduğu alanlarda çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Buralarda çıkan rüzgar, fırtına ve arıza sebepli yangınların hızla yayıldığı görülmete olup TEDAŞ´ın yıllardır Hatay´a doğru düzgün yatırım yapmaması, eskimiş trafo, elektrik direk ve teller yangınlarda olumsuzluklar doğurmaktadır. Ormanlık alanlarda yapılaşma yapılmaması ve gerekirse imar değişiklikleri ile buralarda yolların yerleşim yerlerinin alt yapı ve üst yapı çalışmalarının yangın güvenliği kapsamında yapılmasının tamamlanmasının sağlanması önem arz etmektedir' dedi. Anayasanın 169. maddesi ve Orman Kanunu´na göre ormanların korunması devletin güvencesi altında olduğunu ve hükümetin yangın öncesinde gerek orman yangınlarına karşı önlemler konusunda gerekse terör örgütlerine karşı istihbari faaliyetlerde üzerine düşeni yapmadığını savunan Hatay Milletvekili Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Eylül ayında Samandağ´da 2500 hektar, 9 Eylül ayında Samandağ´da 2500 hektar, 9 Ekim´de Belen, İskenderun, Arsuz, Erzin, Dörtyol, Samandağı ve Yayladağı ilçelerinde çıkan yangınlarda 400 hektar ve 27 Ekim´de Dörtyol, İskenderun, Samandağ, Belen ilçelerinde çıkan yangınlarda yaklaşık 1.500 hektar orman alan yanmış, yerleşim yerleri zararıyla birlikte toplamda yaklaşık 5000 hektar alan zarar görmüştür. Yangınların çıkış sebebin konusunda iktidar muhalefet tüm milletvekilleri hemfikir olup sosyal medya hesaplarından bunun bir sabotaj olduğu ve terör örgütleri tarafından yapıldığı konusunda açıklamalar yapmıştır. Ancak yangınların üzerinden haftalar geçmesine rağmen ne yazık ki hala gerek mülki amirliklerden gerekse hükümet kanadından hiç bir resmi açıklama yapılmamıştır. Yangınla ilgili gözaltıların olduğu kamuoyununa duyurulmuş olsa da gözaltındaki kişilerin akıbeti ve soruşturma hakkında bilgi verilmemiştir. Hükümet yangınların sabotaj olduğunu kabul etmesine rağmen işi resmiyete döküp açıklama yapmayarak sorumsuz davranmasının tek nedeni yangının terör eylemi olması durumunda Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanuna göre zararın devlet tarafından karşılanması gerekliliğinin ortaya çıkması ve hükümetin böyle bir bütçe ayırmak istememesinden kaynaklı olduğudur.'