Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Başkanlığı ile Güvenlik Daire Başkanlığı tarafından internet ortamında ‘sanal devriye´ görevi yürütüldüğü hatırlatılarak, sanal ortamda da mutlaka iz bırakıldığı hatırlat?
İskenderun/SES
Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez, sosyal ağlarda gezinirken verilen tepkilerin sınırı ve yaptırımı olduğunu söyledi. İskenderun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi´nden Ergün Elmas da sosyal medya hesapları çalındığında ya da bir sorun yaşandığında öncelikle o ağın sayfası üzerinden çözüm aranmasını, tüm sosyal medya sitelerinin bu imkanı verdiğini belirtti.
Sosyal medya eylemlerinin hukuk kurallarına tabi olduğunun farkındalığını sağlamak, suçla mücadelede çözüm odaklı bir yaklaşım sağlanması amacıyla Arsuz´da düzenlenen toplantıda Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez, İskenderun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi´nden Ergün Elmas ile Gelişim Hastanesi´nden psikolog Yağmur Yazar, gençlerin sosyal medya ağlarını kullanırken ya da kendilerine yönelik olumsuz uygulamalarda hakları ve nasıl davranmaları gerektiğini anlattı.
Arsuz Kaymakamlığı, Hatay Barosu ve Gelişim Hastanesi işbirliğiyle Arsuz Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen ve ilçedeki lise öğrencileri ve öğretmenlerin ağırlıklı olarak katıldığı ‘Suç Mahalli Sosyal Medya konulu seminerde Günümüzün popüler sosyal medya araçlarında ‘sıradan insandan Cumhurbaşkanına bir çok birim için kendilerine karşı işlenen suç olarak´ paylaşımlara dikkat çeken Arsuz Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Alkan Tat, bilişim teknolojileri ve yazılım dersinin zorunlu ders olarak müfredattaki yerini alması gerektiğini belirtti.
Dönmez: Çok rahat izlenebiliyoruz
Hatay Baro Başkanı Av. Ekrem Dönmez, bilişim suçlarının başında sosyal medyanın başı çektiği günümüzde gizlenerek, örtü altında kalarak bazı şeylerin çok rahat yapılabildiğini söyledi. Dönmez, “Sosyal medya büyük bir rahatlama, genişleme ortamı sağladı. Ancak çok rahat izlenebiliyoruz. Sosyal medya öyle bir olanak sağladıki, kim olduğunu saklayarak gizleyerek, kim olduğunu göstermeden çok rahat dolaşabiliyoruz. İnternet denizinde kaybolabiliyorsunuz. Sizi kimsenin tanımasına olanak olmadığını düşünerek de çok rahat hareket edilebiliyor. İnanılmaz bir trafik, kullanıcı sayısına ulaşmış durumda. Çok da genç kullanıcının olduğu sosyal medya ağlarında izini bırakmadan rahat rahat her istediğini söyleyebilen, yazabildiğini ve dundan dolayı kimseye hesap vermeyeceğini düşünen bir ortamda rahat hareket ederken arkamızda iz bıraktığımızı düşünmüyoruz. Sonuçta internet kimlik izi bırakılan bir yer. Mahallede gezer gibi iz bırakılıyor aslında. Kimliğinizi, kullanıcı adınızı değiştirseniz de çok rahat iz bırakıyorsunuz. Herhangi olumsuz bir durum oluştuğunda o izlerden sonuçlar da çıkabiliyor. Teknolojiyi takip ederken uyulması gereken kuralların hiçbirini önemsemiyor, belki anlamı olmadığını düşünüyoruz. Ama sosyal medyayı kullanmanın da bir kuralı, adabı var. Yapılan her işlem bir hukuki statü belirliyor; sosyal medyanın da öyle. Tabi olduğu kurallara uymadan hareket edildiğinde kişiler kendini suç mahallinde buluveriyor” dedi.
Suçlar sanal ortamda da sürdürülüyor
Ağlarda gezinirken verilen tepkilerin sınırı ve yaptırımı olduğunu hatırlatan Dönmez, Türk Çeza Kanunu´ndaki bütün suç tiplerinin sosyal medya ağları üzerinde çok rahat işlenebildiğini söyledi. Gençlere internet ortamını bilinçli kullanmalarını öneren Dönmez, “İz bırakmadığını düşündüğü için o kadar rahat işleniyor ki, bir hakaret, taciz, dolandırıcılık, özel hayatın gizliliği suçları çok rahat işlenebiliyor. Öyle zamanlarda kullandığınız, giriş yaptığınız, bıraktığınız iz sizi ele veriyor. Adliyelere yansıyan suç duyurularının büyük çoğunluğunda hakaret, tehdit suçları var. Birine karşı suç işlemeniz için internet, fiziksel temasa gerek olmadan, yanındaymış gibi etki edebiliyorsunuz. Bu da statüyü çok rahat sorumluluk alanına çekiyor, hesap verir duruma düşülebiliyor. Genç yaşta etkiye açık olabiliyorsunuz. Çok genç yaşta adyile yüzü görmüş olmak, bir sorumluluk esasıyla hesap vermek, birine karşı suç işlendiği için çok kolay o iz adliyelere yansıyabiliyor” diye konuştu.
Üye hesabı karekteri de anlatıyor…
İskenderun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi´nden Polis Memuru Ergün Elmas, sunumunda ‘ortam sanal olsa da suç her zaman gerçektir´ cümlesini temel aldıklarını belirtti. Türk Ceza Kanununda kaşılığını bulan suçların internet ortamında işlense de karşılığını aynı maddelerde bulduğunu kaydeden Elmas, TCK´nin 243 ila 246 maddeleri arasındaki maddelerin bilişim suçlarını içerdiğini hatırlattı. Elmas, “Sosyal medya ortamı öylesine geniş ki, cinayet ve hırsızlık bile işlenebiliyor” dedi. Sanal ortamdaki bir oyun karekterin çalınması örneğini paylaşan Elmas, binin üzerinde sosyal medya ağı bulunduğunu, hangi sosyal medya hesabına üye olunduğunun kişinin karekteriyle ilgili de bilgi verdiğini, sosyal medya suçlarının ise en çok ABD´de ve en yaygın kullanılan ağlar üzerinden işlendiğini söyledi. Sosyal medya ağlarındaki sahtecilikleri hatırlatarak buradan kişisel verilerin ele geçiribeliceği uyarısında bulunan Elmas, “Günümüzde sosyal medya öyle güçlü ki, Arap Baharı gibi dünyayı etkileyen olayın baş aktörü Twitter´dır. Twitter bir kelebek etkisi yaratmıştır ve bir çok Arap ülkesine çok hızlı yayılmıştır. Sadece bu sosyal medyanın gücünü gösteren güçlü bir örnektir” ifadesini belirtti.
Sosyal medyada işlenen suçların bilişim suçlarına girdiğini, kolluk güçlerine genelde şikayetten çok daha fazla ihbarlar şeklinde geldiğini de sözlerine ekleyen Elmas, sanal ortamla ilgili savcılık kanalıyla arama-el koyma tedbiri verilebildiğini, bu nedenle sosyal paylaşımlara çok dikkat etmek gerektiğini ifade etti. Elmas, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sosyal medyada yapılan bütün paylaşımlar, beğeniler, etiketlenmeler, bütün yazı, resim, video paylaşımlar log olarak tutuluyor, İP numarasıyla en az 3 ay tutuluyor. Sosyal medya merkezlerinin ABD´de olmasına rağmen Uluslararası anlaşma ile suçlara ulaşabiliyoruz.”
“Beğeni bile sorumluluk gerektirir”
Sosyal ağlar üzerinden ihlaller ve işlenen suç örneklerini paylaşan Elmas, sosyal medya suçlarında ‘patlama´ yaşandığını, yazı, görüntü ve fotoğraflarla fikri haklara yönelik de en çok bu alanda ihlaller olduğunu, böyle durumlarda beğeni yapmanın bile sorumluluk getirdiğini söyledi. Siber suçlarla ilgili Türkiye´de halen hukuk usulü kanunu bulunmadığını, soruşturma ve kovuşturmanın hala mevzuatla düzenlenmediğini bu nedenle TCK ve Ceza Muhakemeleri Kanunu´nun işletildiğini belirtti.
Cinsel tacizin sosyal medyada işlenen suçların başında geldiğini, diğeri ise tehdit suçlarının oluşturduğunu, nefret ve ayrımcılığın da çok fazla ve daha çok Twitter üzerinden işlendiğini aktaran Elmas, bireylerarası yazışmanın, görüşmenin çoklu ortama aktarılmasının da suç kapsamında bulunduğunu hatırlattı. En çok yapılan fezleke tahkikatları arasında ‘halkı kin ve düşmanlığı tahrik ve aşağılama´nın geldiğini, yine çok yaptığı fezlekelerden birinin de cumhurbaşkanına hakaretin oluşturduğunu kaydeden Elmas, şöyle konuştu: “Gerek Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Başkanlığı gerekçe Güvenlik Daire Başkanlığı diğer daire başkanlıkları da dahil sürekli sanal devriye yapıyorlar. Kimlerin devlet büyüklerine hakaret ettiği, nasıl hareket ettiği… kesinlikle sosyal medya paylaşımlarında iz bırakıyorsunuz. Çok duyarlı olmanız gerekiyor. Özellikle Cumhurbaşkanına hakaret suçları son zamanlarda çok arttı, dikkat edilmesi gerekiyor. Bu tip paylaşımları yapanları da arkadaş olarak kabul etmeyin.”
Sorunu önce ağ üzerinden çözmeyi deneyin
Sosyal medya hesapları çalındığında ya da bir sorun yaşandığında öncelikle o ağın sayfası üzerinden çözüm aranmasını isteyen, tüm sosyal medya sitelerinin bu imkanı verdiğini söyleyen Elmas, düşünce ifade özgürlüğü konusunun da tam bilinmediğini, ifade özgürlüğü sınırları içinde olup olmadığını düşünmeden çok rahat paylaşımlar yapıldığını kaydetti. Elma, “Beğen ya da paylaş butonuna basılmasının sonuçları çok acı olabiliyor. Marifet hiç suça bulaşmamak, işlememek. Toplumumuz sosyal medyaya hazırlıksız yakalandı. Hangi paylaşımların suç olup olmayacağının bilincinde değil. İlla sosyal medya kullanacaksanız çok seçenekler var. Bisikletli gençler için de kitapseverler için de sosyal medya hesapları var. Ancak en yaygın olanlar tercih ediliyor ve bu da suç işlenmesini çok kolaylaştırıyor” şeklinde konuştu.
Sanal ortamın zorbalığıyla nasıl baş edilir?
Seminerde Gelişim Hastanesi psikoloğu Yağmur Yazar, siber zorbalık, psikolojik etkisi, nasıl başa çıkılabileceği ve korunabileceği ile önlemler sonusunu ele aldı. Yazar, “Siber zorbalığı son yıllarda çok duymaya başladık. En çok teknolojik platformlar üzerinden gerçekleştiği için çok fazla siber zorbalık olaylarına maruz kalmaya başladık. Küfürlü, üzücü, hakaret içeren mesajlar, yorumlar alıyorsanız, tehdit ediliyorsanız, sürekli ve kayıtlı olarak rahatsız edici davranışlara maruz kalıyorsanız, izniniz olmadan size ait fotoğraf ya da görüntü internet ortamında kötü amaçla kullanılıyorsa, arkadaşlarınız tarafından dışlanıp yanlızlaştırılıyorsanız, fotoğraf ve videolarınız gizlice çekilip, paylaşılıyorsa siber zorbalığa maruz kalıyorsunuz diyebiliriz. Bunu yapanlara zorba, mağdur olan kişiye kurban diyoruz. Bir de sissiz izleyici var. Bizim için en önemlisi sessiz izleyici. Çünkü, bu işi sonlandırabilecek kişi de sürdürüp pekiştirecek kişi de buradaki seyirci kişidir. Görülenler karşısında sessiz kalınmamalı ya da destek verilip ilerletilmemeli, kurbanla empati kurarak hareket edilmeli” dedi.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55