İskenderun/SES
Önergesi hakkında Meclis genel kurulunda konuşan milletvekili Güzelmansur, '2019 yılının Ocak ayında Hatay´da çok şiddetli yağışlar yaşadık. Bu yağışlar sonrası Tahtaköprü Barajı´nın kapakları açıldı. Bunun akabinde, Hatay´da 30 mahallemizi su bastı, binin üzerinde ev, ahır, mera, saman, hayvan yemleri sular altında kaldı; 30 binin üzerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvan bundan olumsuz etkilendi, telef olanlar oldu. Su altında kalan ekili tarım arazisi büyüklüğü 170 bin dönümü buldu. Bu büyüklükteki bir felaket karşısında ise tek yapılan çiftçinin borçlarının yapılandırılması oldu. Çiftçi yapılandırma istemiyor, çözüm istiyor çünkü yaşanan bu felaketin ana nedeni, taşkınları önleyecek barajların yıllarca bitirilmemesi yani iktidarın eksik ve yavaş icraatlarıdır. Dolayısıyla yapılması gereken, çiftçinin, üreticinin zararlarının tamamının devlet tarafından karşılanması. İşte verdiğim bu kanun teklifi de bunu amaçlıyor” dedi. Konuşmasında, Amik Ovası´ndaki çiftçinin her yıl bu çileyi çektiği ifade eden Güzelmansur, 'Reyhanlı Barajı´nın bitirilmemesi nedeniyle her yıl Hataylı çiftçi bu sel felaketini yaşıyor. Her yıl Tahtaköprü Barajı yağışlarla doluyor, kapakları açılıyor. Amik Ovası, buradaki ekili araziler haftalarca sular altında kalıyor' diye konuştu.
Kayıtlı çiftçi sayısı yüzde 49 düştü
Dış ve iç politikada yapılan yanlışların çiftçiyi olumsuz etkilediğini ifade eden milletvekili Güzelmansur, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Dış politikada yapılan yanlışlarla çiftçinin kırk yıldır iç talep fazlası ürünü sattığı ülkelerle ilişkiler gerildi, ilişkileri kesildi. Çiftçinin ihracat yaptığı ülkelerle ilişkiler birer birer yine eksilmeye devam ediyor. Suudi Arabistan´a, Suriye´ye, Irak´a ürünlerini satamaz oldu. Hatay´ın önemli ihraç kalemlerinden biri olan soğan, limon gibi ürünler zamansız, plansız bir şekilde ihracatta ön izne bağlı olan ürünler listesine alındı. İhracat anlaşması yapmış, sözleşme imzalamış olan çiftçinin ürünü depolarda çürümeye terk edildi. Ayrıca tarımda üretimi değil ithalatı önceleme, tarım ürünleri ithalatında vergileri sürekli düşürme, tarımsal girdi maliyetlerini yükseltme, desteklemeleri zamanında açıklamama gibi yanlışlar Hataylı çiftçiyi de ve tüm Türkiye´deki çiftçilerimizi de perişan ediyor. Bilerek ya da öngörü eksikliğinden yapılan bu yanlışlıklar yüzünden tarımsal üretimden kopan çiftçi sayısı her yıl hızla artıyor. Sosyal Güvenlik Kurumunun verilerine göre Türkiye´de son on iki yılda kayıtlı çiftçi sayısı yüzde 49 düştü. 2008 yılında Türkiye´de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2020 Ağustos ayında 577 bine geriledi. Hatay´da ise SGK verilerine göre 2011´de 35 bin 400 sigortalı çiftçi vardı; Ağustos 2020´de bu sayı kaça düştü biliyor musunuz, 11 bine düştü. Yani, 9 yılda çiftçilerin yüzde 69´u tarımsal üretimden kopmuş oldu. Bu gidişle 5 yıl sonra ne Türkiye´de ne Hatay´da, ne eken ne de diken çiftçi kalacak. Toprağın olmadığı, gölgenin olmadığı Gobi Çölü´nde, Aravan Çölü´nde meyve-sebze yetiştirili, ihraç ediliyor. Hatay´da toprağa beton dökülüyor, asfalt dökülüyor, yine de bitki fışkırıyor. Öylesine bereketli topraklar var. Ama gelin görün ki bu bereketli topraklarda çiftçi hayatından bezdiriliyor, üretimden koparılıyor. Çiftçi borç batağında, traktörü, tarlası haciz altında. El insaf değerli arkadaşlar, tarımı bir çocuğa teslim etseniz bu kadar zarar vermez. Hataylı çiftçiyi bulunduğu girdaptan kurtarmak için Reyhanlı Barajı tamamıyla ve hemen bitirilmeli; Tahtaköprü Barajı rehabilite edilmeli; Çiftçiye hasattan önce elektrik faturası gönderilmesin; Destekleri zamanında açıklanmalı ve tam ödenmeli; Sel mağduru çiftçinin zararını giderecek bu kanun teklifim kabul edilmeli.”
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01