Tarih: 19.09.2024 18:56

Şelaleye zarar veren taş ocağı 'durduruldu'

Facebook Twitter Linked-in

İskenderun/SES

Emek Partisi Hatay İl Örgütü, "Taş, kalker vb maden işletmeleri patronlarının değil Hatay halkının yaşam alanıdır" açıklaması yaparken, Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da Çevre, konuyu soru önergesiyle parlamentoya taşıdı. Karaca, 6 maddelik sorunun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını istedi.

Hatay Valiliği'nden yapılan açıklamada şunlara yer verildi: "Bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından 17.09.2024 tarihinde kamuoyu ile paylaşılan Hatay ili, Defne İlçesinde bulunan Dekuk Şelalesi civarında, madencilik faaliyetleri yürüten bir firmanın taş ocağı patlatma görüntülerinin yayınlanması üzerine valiliğimiz derhal ilgili birimleri harekete geçirmiş ve yerinde yapılan inceleme sonucunda; Kamuoyuna yansıdığı haliyle söz konusu taş ocağının taş patlatma faaliyetinden dolayı herhangi bir vatandaşımızın zarar görmediği, sahanın Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından düzenlenen Maden İşletme Ruhsatına sahip olduğu, söz konusu şelalenin kentsel, kültürel ve doğal sit alanlarından olmadığı, ancak Hatay'a ait bir değer olduğu, patlatmadan dolayı kaya parçalarının eğimin de etkisiyle etrafa saçılıp şelale yatağına yuvarlanarak şelaleye zarar verdiği, şelalenin mevsimsel durumu nedeniyle kuru olduğu, patlatma yapılan yer ile şelale üst noktası arasında yaklaşık 100 metre mesafe olduğu tespit edilmiştir. Doğal zenginliklerimize bu şekilde zarar veren ilgili maden firmasının faaliyetleri durdurulmuş olup idari süreç devam etmektedir. Asırların felaketi depremlerden sonra kadim şehrimiz Hatay'ı her yanı ve yönüyle yeniden ihya çalışmaları devam ederken doğal zenginliklerimizin de koruyucusu olduğumuzu, bu ve buna benzer hiçbir faaliyetin cezasız kalmayacağını; bununla birlikte doğal güzelliğimiz ilgili şelalenin temizlenmesi ve eski haline getirilmesi çalışmalarına ivedilikle başlanacağı hususları; Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur."

“Taş ocağı projeleri doğayı tehdit ediyor”

Emek Partisi Hatay İl Örgütü, Defne'de taş ocaklarının doğaya verdiği zarara ilişkin yaptığı açıklamada, “Hatay maden işletmeleri patronlarının değil Hatay halkının yaşam alanıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Defne'nin Harbiye Mahallesi Esenbulak mevkiindeki taş ocağı projelerinin doğayı tehdit ettiğini, Dekuk şelalesine yakınında yapılan patlatma şelalenin kayalarla dolduğunu, dere yatağına müdahale edildiğini belirten Emek Partisi Hatay İl Örgütü, "Taş, kalker vb maden işletmeleri patronlarının değil Hatay halkının yaşam alanıdır. Depremde gitmedik, taş ocağının yıkımından da korkup gitmeyeceğiz, mücadele edeceğiz" açıklamasını yaptı. Emek Partisi Hatay İl Örgütü yaptığı açıklamasında, “Harbiye'nin Esenbulak mevkilinde açılan taş ocağı yarattığı tahribat nedeniyle etrafa yaydığı toz yetmezmiş gibi şimdide halkın kullandığı Dekuk Şelalesi Mesire Alanını da tahrip ediyor. Faaliyete geçtiğinden bu yana gürültüsü, patırtısı bitmeyen taş ocağında 16 Eylül akşam saatlerinde yapılan büyük bir patlatma mahallede korku, kaygı ve strese sebep olmuştur. Dekuk Şelalesi, yörede mesire alanı ve yürüyüş yolu olarak kullanılan bir alandır. Burada yapılan ve yapılacak patlatmalar dere yatağını bozduğunu gibi tarım alanları üzerinde sebep olduğu tozun yanı sıra heyelan riski de taşımaktadır” ifadesine yer verildi.

Zeytinlikler ve tarım alanların yakınına açılan taş ocaklarının yaydığı toz nedeniyle verimin düştüğü ifade edilen açıklamada şunlara yer verildi: "Çevreye zararı saymakla bitmeyen ve mahallede sağlık sorunlarının artmasına sebep olacak, tarım ve yaşam alanlarını kirleterek yaşanmaz ve üretim yapılamaz hale getirecek taş ocağı bir an önce durdurulmalıdır. Taş ocağı işletmesi sahipleri gibi taş ocağına ruhsat ve izin veren kamu görevlilerin de ne halk sağlığı ne de tarım üretimi umurunda değil. Defne bölgesinin sürekli olarak taş ve kalker ocağı gibi doğaya ve insana zararları açık ve kesin olan işletmelerle donatılmak isteniyor. Bölgeyi insansızlaştırmak mı isteniyor? Hatay taş, kalker vb maden işletmeleri patronlarının değil Hatay halkının yaşam alanıdır. Depremde gitmedik, taş ocağının yıkımından da korkup gitmeyeceğiz, mücadele edeceğiz. Gitmedik buradayız."

Milletvekili Karaca, konuyu önergeyle meclise taşıdı

Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da konuyu soru önergesiyle parlamentoya taşıdı. "Defne'de Harbiye Mahallesi sınırları içerisinde, ‘90739 (E.R. 3348337)’ ruhsat numaralı alanda, Kaan Yatırım İnşaat Turizm Tic. A.Ş. tarafından işletilen kalker ocağı projesi ile ilgili olarak, 09.08.2023 tarihinde ve 20.11.2023 tarihinde ‘ÇED gerekli değildir’ kararları verilmiştir. Yine aynı sınırları içerisinde, ‘90739 (E.R. 3348337)’ ruhsat numaralı alanda, Özaykut Yapı A.Ş. tarafından işletilen kalker ocağı projesi ile ilgili olarak, 08.09.2023 tarihinde ve 28.01.2024 tarih ve 202442 karar numaralı ‘ÇED gerekli değildir’ kararları verilmiştir" değerlendirmesini yapan ve "Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. maddesini hatırlatan milletvekili Karaca, şunları belirtti: "Harbiye bölgesinde Darmaşta ve Dursunlu halkı, Hatay Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne verdiği dilekçesinde; Taş ocağına, en yakını 400 metre mesafede olmak üzere birçok zeytinlik alan bulunduğu, faaliyet alanının tamamında bitişiğinden başlamak üzere tarımsal alanların yer aldığını ifade edilmektedir. Karara esas dosyanın ‘projenin yeri ve etki alanının mevcut çevresel özellikleri’ bölümünde yer alan ‘tarım alanları’ ve ‘duyar yöreler’ başlıkları altında bahsi geçen tarım arazilerinden söz edilmemiştir."
Proje alanının, Dekuk Şelalesi olarak bilinen ve yöre halkı tarafından mesire yeri ve yürüyüş parkuru olarak kullanılan bölgenin de tam üstünde yer aldığını anımsatan Karaca, "Bu durum can güvenliği yönünden çok büyük bir risk teşkil etmektedir. Hali hazırda dere yatağına müdahale edilmiş ve şelalenin akış rejimi engellenmiştir. Proje alanının tarımsal alanlardan daha yüksek bir kotta olması ve eğimin yüksek olması nedeniyle patlatmalardan kaynaklı heyelan ve taş fırlama riskleri oldukça yüksektir. Kot farkı dolayısıyla ayrıca toz emisyonlarının doğrudan zeytinlik alanlar ve diğer tarım alanları üzerine çökmesine neden olacağı da bilgiler arasındadır" görüşünü kaydetti.

“ÇED gerekli değildir kararının alınması hukuka uygun mu?”

Milletvekili Sevda Karaca, TBMM Başkanlığına verdiği, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını istediği 6 maddeli önergesinde şu sorulara yer verdi: "Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un açık hükmüne rağmen 'ÇED gerekli değildir' kararlarının alınması hukuka uygun mudur? Bu konuda bakanlık olarak, kararın geçersiz sayılması ve kalker ocağı faaliyetinin durdurulması ve iptal edilmesi konusunda adımlar atacak mısınız? Kalker ocağı doğrudan risk oluşturacak şekilde tarım alanlarının yakınında olmasına karşın karara esas dosyada neden bu bilgilere yer verilmemiştir ve bu konunun değerlendirilmesi yapılmamıştır? Bu hususu tekrar gündeme almayı düşünüyor musunuz? Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası gibi korunan alanlarla ilgili yapılan değerlendirmelerde, 'Proje sahası ve korunan alan arasındaki mesafe göz önüne alındığında olumsuz etkilenmeyecektir' ifadesi hangi verilere veya bilimsel ölçütlere dayanılarak verilmiştir? Bakanlık olarak, bölge halkının can güvenliği açısından yaratabileceği riskler konusunda ne tür önlemler alınmıştır? Ayrıca, eğimin yüksek olması ve patlatmalardan kaynaklı heyelan riski ile toz emisyonlarının tarım alanlarına etkileri nasıl değerlendirilmektedir? Bakanlık olarak bu konuda nasıl bir önlem alınmıştır? Bölge halkının aktarılan konulara ilişkin itirazları neden dikkate alınmamaktadır? Bu konuda verilmiş itiraz dilekçelerine ilişkin nasıl süreçler işletilmiştir? Defne bölgesinin sürekli olarak taş ve kalker ocağı gibi doğaya ve insana zararları açık ve kesin olan işletmelerle donatılmasının amacı nedir? Bölgeyi insansızlaştırmak mı amaçlanmaktadır?"




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —