Selin Sümbültepe: Sıcak ve duru bir ses

Sadet Berkyürek/İskenderun

“Bugünleri de gördük. Selin´in ilk single´ı Kabak & Lin etiketi ile bugün itibariyle dijital platformlarda yerini aldı. Yani dinleyin anacığım, pek güzel oldu. Klip çok iyi ama haftaya çıkacak. Albümün de eli kulağında” diye yazmıştı bir arkadaşı. Eli kulağındaki albümü Cızgan Aralık´ta yayımlandı. Tanıtım konserinde müzikseverlerle buluşan Sülbültepe´nin sahnesi bizim için biraz İskenderunluları İstanbul´da buluşturmasıyla da öne çıktı. Ama anne babası, onların ortak arkadaşları kanalıyla yayılan bir ilgi çemberiyle sesini, seslenişini, duru sesiyle müzikal öykülerini ‘çok önceden zaten biliyorduk´ diyenler de hayli kalabalık.

2014´ten beri solo çalışmalarına devam eden caz vokalisti Selin Sümbültepe, İskenderunlu Rafi-Cahide Sümbültepe´nin iki çocuğundan büyüğü. İlk-orta eğitimini İskenderun´da tamamlayan Selin Sümbültepe, lise yıllarında Mersin´de konservatuvarda flüt eğitimi aldı, klasik müzik eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı´nda tamamladı.

İstanbul´a üniversite eğitimi devam ederken vokal çalışmalarını hızlandıran Selin Sümbültepe, klasik müzik eğitimini sürdürürken birçok tanınan ismin sahnesinde geri vokal olarak yer aldı, 2010´da kendi müziğini üretmeye, 2014´te solo performanslarına başladı. Soul, blues tarzında kurdukları gruplarla sahneyi sürdüren, yıllar içinde kendi müziğini oluşturan, ilk single ‘Cinaslı kafiye´nin ardından Cızgan albümü yayımlanan Sümbültepe, tanıtım konserini 17 Ocak´ta Salon İKSV´de gerçekleştirdi. ‘Klasik müzik temelinin üzerine inşa ettiği yenilikçi tınılar´ı seslendirdiği tanıtım konserı izlenimleri ise ‘naif, eğlenceli, duru ve sıcacık´ sözleriyle paylaşılıyordu.

Cızgan´dan ısırgana albümün öyküsü

İlk albümü ‘Cızgan´ın tanıtım konserinde müzikseverlerle buluşan Selin Sümbültepe, karar.com´dan Işıl Çalışkan´a Cızgan´ın öyküsünü şöyle anlattı: “‘Cızgan´ çocukluk arkadaşım Melih Tosun´un bana hediye ettiği isimsiz bir şiirdi önce. Şarkılaştırdıktan sonra başka bir arkadaşım sevgili Ufuk Ziya Bayrak bu şiire ‘Cızgan´ ismini layık gördü. Anlamının ısırgan otu olduğunu ben de o an öğrenmiştim ve şarkının sözleriyle de bağdaştırdığım için kabul ettim. Diğer bir anlamı ise ‘vazgeçmiş, yılmış´. Albüm uzun zaman diliminde ortaya çıktığı için biraz manidar oldu. Ama yılmak yok, yola devam. Cinaslı Kafiye, albümün genel soundunun içinde daha başka bir yerde duruyor. Prodüksiyon olarak da yayımlamaya hazırdı. Biz de beklemedik ve single olarak önden paylaştık. ‘Cinaslı Kafiye´yi Ukulele ile bestelemiştim. Şarkının bendeki en belirgin özelliği, şimdiye kadar yazdığım en hızlı oluşan şarkı olması. Albümde iki şarkıyı paylaşıyorum. ‘Cızgan´ın sözleri Melih Tosun´a ait ve Çağlar Can Cengiz´in Jacqueline´i var. Şarkılaştırırken iki kıta da benden geldi Jacqueline´e. Paylaşmak ne güzel. Haliyle ilk albümün hissiyatı çok derin, beni birçok deneyimle donattı ve yüreklendirdi. Varoluşuma bir netlik kazandırmış gibi hissediyorum. Yaratım süreci ve ardından gelen paylaşım paha biçilemez bir dışavurum. Bu serüven hep sürsün diliyorum.”

Müzikal bir öykü anlatıcılığı

kabak-lin.com´da yer alan kısa bir değerlendirmede Cızgan ve Sümbültepe için şu ifadelere yer verildi: “2010 yılından itibaren kendi solo projesine odaklanan Selin Sümbültepe bir senedir üzerinde çalıştığı “Cızgan” albümü ile müzikal bir hikaye anlatıcılığı yapıyor. Prodüktörlüğünü Kerem Öktem´in üstlendiği albümde, Selin Sümbültepe´nin klasik müzik temelinin üzerine inşa ettiği yenilikçi tınılar da bulunuyor. Yeni nesil bir singer-songwriter olarak Sümbültepe, anlattığı
hikayenin ruhuna göre tarzlar arasında geziniyor ve yeni şeyler denemekten hiç çekinmiyor.”

Halay başı olmaya devam

Albümüyle ilgili Selin Sümbültepe´nin şu kısacık ifadesi de şarkılarındaki seslenişi, söyleyişi kadar sarmalayıcı: “Yıllardır beklediğim bu albüm vesilesiyle halay başı olmaktan çekinmiyor ve halaya katılmış tüm müzisyen dostlarıma teşekkür ediyorum.”