Tarih: 01.09.2021 19:22

Sendikanın ´uzaktan eğitim´ yaklaşımı

Facebook Twitter Linked-in

İskenderun/SES

 2020-2021 eğitim öğretim yılı 18 Haziran Cuma günü karnelerin dağıtılmasıyla sona erdiğini anımsatan Ünsal, Covid-19´un pandemi olarak ilan edildiği Mart 2020´den bu yana, dünyanın pek çok ülkesinde sağlık ile birlikte eğitim sorunları öncelikli olarak ele alınmış ve öğrencilerin pandemi sürecinden en az etkilenmesi için tedbir arayışına girilmiştir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO verilerine göre 31 Mayıs 2021 itibarıyla 210 ülkenin 116´sında okullar tamamen açık, 58´inde kısmen açık, 13´ünde ara tatil, 23´ünde ise kapalıdır. Başka bir ifade ile 210 ülkenin yüzde 55´inde okullar tamamen açık, yüzde 28´inde kısmen açık, yüzde 6´sında ara tatil, yüzde 11´inde ise kapalıdır. UNESCO´nun verilerine göre Covid-19 pandemisi dünyada 1,6 milyardan fazla çocuğun eğitimini etkilemiştir. Bu sayı dünya üzerindeki çocukların yüzde 90´ını ifade etmektedir. Salgından dolayı 10 milyona yakın çocuğun okulu bırakma riski ortaya çıkmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF´e göre Covid-19 salgını sonucunda milyonlarca çocuğun çocuk işçiliğine itilmesi riski artmıştır. Türkiye´de bir tarafta hem tablete, hem bilgisayara hem de akıllı telefona erişen öğrenciler, diğer tarafta herhangi bir cihaza sahip olmadığı için akşam babasının ya da annesinin eve gelmesini bekleyen ve onun cep telefonundan internete girmeye çalışan hatta evinde televizyonu olmayan olsa dahi kalabalık hanede yaşadığı için televizyon önceliği olmayan öğrenciler bulunmaktadır. Türkiye, 2020-2021 eğitim öğretim yılında iş günü itibariyle okulları en uzun süre kapatan ülkeler arasındadır. Türkiye´de temel sorun olan bölge, il, ilçe, mahalle, hatta okullar ve okul içindeki şubeler arasında yüz yüze eğitime erişimde bile hem nitelik hem de nicelik olarak ciddi farklılıklar olduğu bilinmektedir. Salgın süreci ile birlikte eğitimde var olan mevcut eşitsizlikler ve adaletsizlikler daha da derinleşti. Pandemi riskine karşı uzaktan eğitime geçilmesi ile kamusal bir hizmet olan ve her çocuğun eşit bir şekilde faydalanması gereken eğitim hakkına ulaşmak güçleşmiştir. Özellikle düşük gelirli ve yoksul aile çocukları ile mevsimlik tarım işçiliği yapan çocuklar normal koşullarda bile eğitim olanaklarından yeterince yararlanamazken, uzaktan eğitim ile birlikte her çocuğun ulaşabileceği bilgisayar, internet gibi teknolojik araçlarının olmaması, çocukların eğitim sisteminden dışlanmalarına yol açmıştır. Örgün eğitimin her kademesinde öğrencilerimiz akademik, sosyal, psikolojik, fiziksel kayıplar yaşamanın yanı sıra ciddi düzeyde öğrenme ve beceri kayıpları yaşamıştır. Pandeminin ilk aylarında uzaktan eğitimden kopan çocukların sayısı 6 milyon civarındayken MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü´nün son açıklamasına göre, 21 Eylül 2020-30 Nisan 2021 tarihleri arasında ancak 12 milyon 805 bin öğrenci EBA´yı etkin biçimde kullanmıştır. Zorunlu eğitime kayıtlı öğrenci sayısı 18 milyon 241 bin 881´dir. Bu veriden özel okul öğrencileri çıkarıldığında, 4 milyonu aşkın öğrencinin hem uzaktan eğitimden, hem de yüz yüze eğitimden uzak kaldığını söylemek mümkündür. Uzaktan eğitime katılan öğrencilerin yüzde 60´ının dersleri yalnızca cep telefonundan izleyebilmesi ve öğrencilerinin derslere katılım sürekliliğine ilişkin bilgi bulunmaması eğitime erişemeyen öğrenci sayısının çok daha yüksek olması ihtimalini güçlendirmektedir. Yüz yüze eğitime kıyasla çok daha sınırlı olan uzaktan eğitimde ve canlı derslerde, örgün eğitimde uygulanan müfredatın bire bir aynısının verilmesinde neden ısrar edildiğini anlamak mümkün değildir. Eğitim müfredatında herhangi bir seyreltme ve azaltma yoluna gidilmemiş, yüz yüze eğitime göre hazırlanan müfredatın sınırlı süre içinde verilmesi mümkün olmamıştır. Müfredatla paralel olarak ders kitapları da uzaktan eğitime uygun olmadığından canlı derslerde normal ders kitaplarının kullanılması ciddi sorunları beraberinde getirmiştir. Etkileşimli kitapların yokluğu, uzaktan eğitime uygun basılı ve dijital materyallerin yetersizliği gibi sorunlar süreci daha da zorlaştıran etkenler olmayı sürdürmüştür. Eğitim Sen, uzaktan eğitimi kriz dönemlerinin ´acil uzaktan eğitimi´ olarak geçici ve görece destekleyici bir öğretim yaklaşımı olarak görmekte ve değerlendirmektedir.'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —