'Şiir, hayatın her alanında var'

Hataylı şair Faris Kuseyri, şiirin hayatın her alanında olduğunu söyledi.

GÜNCEL 28.01.2020 12:21:53 0

Akın Bodur/İskenderun

İskenderun´da düzenlenen söyleşide konuşan şair Kuseyri, şiiri seven, şiiri öğrenmek ve öğretmek isteyenlerle bir arada olmanın çok güzel olduğunu ifade etti. Evimiz İskenderun Süpürge Derneği ve Ayna İskenderun Kültür Sanat Derneğinin işbirliğiyle düzenlenen söyleşiye katılan Hataylı şair Faris Kuseyri, 'doğu duvarı' ve 'Orontes mensurları' adlı 'doğu duvarı' adlı şiir kitaplarını imzaladı, şiir üzerine söyleşi yaptı.
Şairlerin genellikle ilk kitap döneminin, bir heyacan, görünme ve ortaya çıkma isteğinin etkisiyle, gerekli olgunluğu beklemeden, bunu kabullenmediği bir süreç olarak niteleyen Faris Kuseyri, 'Ama bu bende böyle olmadı. Çünkü, hayatımı metinleri düzelterek kazanıyorum. İlk kitabımı 120 şiir arasındaki metinleri seçerek çıkardım. Yıllarca çalıştım, nelerin (kelimelerin) nereden ve nasıl alınması gerektiğine baktım ve ´Orontes mensurları´ adlı esere ulaştım, kitap öyle çıktı' değerlendirmesini yaptı.

'Her şey kelimeden doğar'
'Her şey kelimeden doğar. Dil bile. O yüzden kelimeler çok önemli' değerlendirmesini yapan şair Kuseyri, ilk kitabı Orontes mensurları kitabının efsane ile gerçeklerin buluşmasıyla şekillendiğini, daha sonra ortaya çıkan 'doğu duvarı' adlı eserinin farklı olduğunu belirtti. Kuseyri, 'Doğu duvarı kitabında, şehre döndüm. Şiiri yazabilmek için şehirin oluşumu, insanın dilini hatırlamak lazım. Bu kitapta şehrin dilini kullandım ve şehre döndüm; ´doğu duvarı´ kitabında. Bir metnin amaçsız olması mümkün müdür? bana göre değil. Ben, metnin anlamsız olmasını kabullenemedim, kabullenmem de. Hayatın, düşüncenin bir yolu olarak şiiri kabullenip, hayata, düşünmeye böyle bakmak gerektiğini düşünüyorum. Tüm yaşananlara karşı hiçbir şey olmamış gibi metin yazılabilinir mi? Yazanlar var. İmzaları kapatsanız, hangi metnin kime ait olduğunu anlamıyorsunuz. Çünkü, her metin birbirine benziyor. O tür eserler, hakikatı bağlayıp, bir anlamda kelepçeleyip, bize kendi hakikatlarını pazarlamaya çalışıyor. Sanki farklı bir coğrafyadan yazılmış metinler gibi. Oysa bir bir ağıt coğrafyasında yaşıyoruz. Ölüm üzerine, ağıt yazmak gerekirken, bunu gülerek yazamazsınız, kaşları hafif çatmak lazım. Malzememiz kelime ve kalemse, bunu kullanmamız lazım. Doğadan kopmuş, yaşadığı kente yabancılaşmanın bakışıyla herkes, her şey düşman görülür. Böyle bir hayatta küfür de çıkar' diye konuştu.

'Halk şiiri de divan şiiri de bizim şiirimiz'
Kitaplarından şiirler okuyan şair Kuseyri, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Şiirde biçimi çok önemsemiyorum. Metin, metnin kendisidir. Neye koyarsanız koyun, aynıdır. Bir eserde biçim ortaklığı kaçınılmaz hale gelebiliyor ama ben şiiri mensur şiir (Mensur şiir, şiirin cümle yapısı ve ahengini koruyan ancak ölçü ve kafiyeye bağlanamayan; şairane bir konuyu, his, hayal ve düşünceyi kısa şekilde ve yoğun bir üslupla anlatan düzyazı türü) olarak görmekten yanayım. Bize halk şiiri de bizim şiirimiz, divan edebiyatı şiiri de bizim şiirimiz. Divan edebiyatında sevgili bir puttur ve şair esiridir. Çünkü, sevgili gerçek bir sevgili değildir. divan şiiri bir oyundur, gerçek hayattan kopuktur ve bunu bilmek gerekiyor. Bu yaklaşım kendine düşmen metin yaratır ki bu da dil ile şekli uyumsuz hale getirir' değerlendirmesini yaptı.
Başka şairlerin kullandığı bir ifadeyi kullanmakta hiçbir sakınca görmediğini ifade eden Faris Kuseyri, herkesin şiirle ilgilendiğini, şiirin hayatımızın içinde olduğunu belirtti. Kuseyri, 'Şiir hayatımızın içinde. Hayatımızın her alanında şiir var. Ben, şiirin hayatımızdan çekildiğini kabul etmiyorum. Şiir, şehirde, dövizde, sloganlarda, pankartlarda bile var. Ve bunlardaki ifadeler şiirle bağlantılı, çünkü kafiyeli. Biz sözel kültürün ürünüyüz. Şiir hayatımızın her alanında var. Bunu kabil etmek lazım. Ama iye metinle karşılaşmak neredeyse imkansız. Özellikle de internette. İyi şiir hayatımızdan çekilmedi ama şehir hayatından dışlandı. Şehirde şiir var ama iyi şiir yok gibi' değerlendirmesinde bulundu.
Şiirin şaire ait olması gerektiğini anlatan Kuseyri, 'Şairin kendi şiiri, hayatı vardır, kalbi ve kağıdı da. Şair önce kendine karşı borçludur. Yazdığı şiirlerin altına alttığı imza da onu ömrü boyunca takip eder. Şairin şiir üzerene ne düşündüğünü bile şiir üzerinde anlayabiliyoruz. Şiir üzerine düşünmeyen, yaşamayan insanların şiir yazmasının abes olduğunu düşünenler de var' ifadesini belirtti. Türkiye´nin coğrafi konumu nedeniyle komşu ülkelerde farklı dillerin kullanıldığını anımsatan şair Kuseyri, 'Türkiye´nin dil komşuluğu var. Arapça, Farsça, Yunanca vs. Ve bu çok önemlidir. çünkü dil komşuluğu edebiyatı, şiiri de etkilemektedir. Komşularımız da bizim yaşadığımız hayatın benzerini yaşıyor' ifadesini belirtti.
Şiirin yanı sıra Orontes masalları adlı çocuk kitabı çıkardığını anlatan Faris Kuseyri, Gılgamış Destanını da çocuk kitabına uyarlamaya çalıştığını. bu çalışmasının sürdüğünü belirtti.


Erzin AKP'de başkan Musa Kürtül

Güzelmansur: Mücbir sebep, en az iki yıl uzatılmalı

TBMM’de ‘Hatay’a sahip çıkın’ çağrısı

Çalışkan, depremzedelere vergi affı istedi

İskenderun'da trafikten incelemesi

HBB'den 2 milyonluk lokum ihalesi

AKP Kırıkhan'da başkan değişti, Hassa'da değişmedi

Hak sahipliği için 2 günlük ek süre

"Kira yardımı, tapuyu verene" mi?

İskenderun'da 'silahlı tehdit' operasyonu

Akçalı'da ilkokula kütüphane

Nardüzü Ortaokulu'na kütüphane

Depremde ölenlerin anısına fidan

Süheyla Sultan gemisi barınaktan ayrıldı

İskenderunlu kadınlar yendi

  • BIST 100

    9549,89%1,94
  • DOLAR

    34,54% 0,18
  • EURO

    36,00% -0,62
  • GRAM ALTIN

    3005,99% 1,50
  • Ç. ALTIN

    5006,70% 1,01