'Batı Asya´da barış ancak askerî yaptırımlarla sağlanabilir'
Yıldırım, alınan 11 maddelik MYK kararı arasında, şunları da sıraladı: 'Güney sınırlarımızın ötesinde yaşanan olayları özetleyen yalın gerçek şudur: Silahların konuştuğu bir iklimdeyiz. Bu koşullarda vatan bütünlüğümüzü, ülke güvenliğimizi ve huzuru sağlamak için belirleyici uygulama, devletin yaptırım gücünün kararlı, hızlı ve etkin olarak kullanılmasıdır. Hedef, kendi güvenliğimizin ötesinde, Irak´ın ve Suriye´nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin sağlanması ve pekişmesidir. Komşularımız Irak ve Suriye´nin kuzeyinde ´Kürdistan´ adı altında İkinci İsrail devleti kurmaya kalkışan güç, PKK/PYD ve Barzani´den önce ABD ve İsrail´dir. Bu nedenle vatan bütünlüğümüze ve güvenliğimize yönelen tehdit son derece ciddidir. rak´ın kuzeyinde ´Kürdistan´ kurma girişimi ile Suriye´nin kuzeyinde ´Kürt Koridoru´ oluşturma çabası tek bir amaca hizmet etmektedir. O da İkinci İsrail´in kurulması. Bu açıdan Irak´ın ve Suriye´nin kuzeyindeki cephe birleşmiştir. Bu cephede Batı Asya ülkeleri, emperyalizme karşı vatan bütünlüğü ve bağımsızlık mücadelesi vermektedir. Gelinen bu aşamada, diplomatik ve ekonomik yaptırımlar faydalı olmakla birlikte, sonuç almak için artık yetersizdir. Milletimiz, hükümetten söz değil, eylem beklemektedir. Başta Türkiyemiz olmak üzere komşularımız Irak, Suriye ve İran´ın toprak bütünlüğünün yanında bölgede yaşayan Arap, Türkmen, Kürt ve diğer toplulukların güvenliği ancak askerî harekâtla korunabilir. Batı Asya´da barış ancak askerî yaptırımlarla sağlanabilir. ABD ve İsrail, PKK ve Barzani´yi ateşe sürerek, Batı Asya ülkelerinin sımsıkı birleşmeleri sürecini de ateşlemişlerdir. Komşularımız Irak, İran ve Suriye ile her alanda ve her cephede birlikte hareket etmek, zafer için belirleyici önemdedir. Bizimle aynı geleceği paylaşan Suriye Devleti ile özellikle askerî işbirliği, diğer komşularımızla kararlı bir dayanışma için de anahtar değerindedir. Toprak bütünlüğümüzü ve güvenliğimizi savunmak için, devletimizin yaptırım gücünü kararlı, hızlı ve etkin olarak uygulamak şarttır. Her erteleme, her tereddüt, her kararsızlık, şu andan itibaren Mehmetçiğin kanı dâhil ağır bedellerle ödenir. Kararlı ve hızlı davranmak, bölgemiz için en barışçı çözümdür. Türkiye, bugün tıpkı İstiklal Savaşımızda olduğu gibi, yalnız kendi nam ve hesabına değil, komşularımızla birlikte bütün insanlık adına tarihî bir görev yapmaktadır.'