İskenderun/SES
Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) Başkanı Ali Yeral, 31 Mart pazar günü yapılacak seçime yönelik siyasi çalışmalarda dinin alet edildiğini belirterek bunun ‘kutsallarla´ alay boyutuna ulaşmasını skandal olarak nitelendirdi. Diyanet İşleri Başkanı´na AKP milletvekillerinin ‘skandal sözlerinin İslam dinindeki yerini de soran Yeral, sessiz kalmasını ise eleştirdi.
AKP İstanbul Milletvekili Oktay Saral´ın 'Erdoğan için her gün 2 rekat şükür namazı kılınmalı”, Atılgan Bayar´ın 'Erdoğan bütün yeryüzünün halifesi - hakimidir”, AKP Sivas Milletvekili ve eski M. Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz´ın 'Adayımıza verdiğiniz oy mahşerde kurtuluş belgeniz olacaktır”, AKP İzmir Milletvekili Necip Kalkan´ın 'Türkiye´de ortalama insan ömrünün son 15 yılda 3.3 yıl artmıştır. Bunu AK Parti iktidarı sağladı. Ömrünüzün artmasını istiyorsanız, bir 15 yıl daha iktidarı bize verin, 3,5 sene daha ömrünüz artsın”, AKP Şanlıurfa Milletvekili Kasım Gülpınar´ın “Oyunuzu bize verirseniz, mahşerde Allah size hiçbir hesap sormayacak”, AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin´in 'Erdoğan´a dokunmak bile ibadettir”, AKP Aydın İl Bşk. İsmail Hakkı Eser´in 'Erdoğan ikinci peygamberdir”, AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan´ın 'Erdoğan Allah´ın tüm vasıflarını üstünde toplayan bir liderdir' sözlerini hatırlatan Ali Yeral, ifadeleri dini açıdan sakıncalı ve ilgili siyasilerin bunun karşısındaki suskunluğunu ise skandal ve aynı suça ortaklık olarak gördüklerini ifade etti. Yeral, Diyanete şu soruları yöneltti: “Bir bölümü yazılan skandal sözlerin, Yüce İslam dinimizdeki yeri ve hükmü nedir? Hatem-i Enbiya Hz. Muhammed Mustafa (S.A.A)´den sonra, peygamber gelecek midir, gelmeyecekse böyle bir çirkin iddiada bulunmak ile bu iddia karşısında susmanın İslam dinindeki hükmü nedir? Siyasilere dokunmak gerçekten ibadet midir? Her türlü noksanlıktan münezzeh olan ve hiçbir kişi ve şeye benzemeyen Yüce Allah´ın bütün sıfatlarını sıradan, fani ve günahkâr bir beşerin taşıması hangi dinde veya mezhepte vardır? Böylesi sapıkça iddialar karşısında hem siyasilerin hem de 4 bakanlık bütçesine sahip Diyanet teşkilatının kılını bile kıpırdatmamasının ve ağzını açmamasının, Dinimizce hükmü nedir?”