Nesrin Geyik/İskenderun
Kentte faaliyet gösteren Evimiz İskenderun Süpürge ile Ayna İskenderun Kültür Sanat Derneğinin geleneksel olarak düzenlediği çarşamba sohbetlerinin yeni dönemde ilk konuğu olan eğitimci Yıldırım, katılımcılarla 'Gençlik, genç eğitimi, lise-üniversite ve sonrası üzerine' söyleşide bulundu.
Ülkemizde sosyal çocukluk yaşının 1960´lı yıllarda 14 olduğunu, 1980 yıllarında bu yaşın 18´e yükseldiğini anlatan Yıldırım, 'Bu yaş günümüzde 34 oldu. Ebeveynler, çocukları hakkında giyimlerinden kuşamına, makyajından eğitimine kadar 34 yaşına kadar kendilerini sorumlu hissediyor.Günümüzde bu kuşakla karşı karşıyayız' değerlendirmesini yaptı.
Bu yıl üniversite sınavına liseden yeni mezun 982 bin kişinin girdiğini ve bunlardan 177 bininin tercih ettiği dört yıllık fakülteye yerleştiğini anımsatan Yıldırım, 'Lisede sınıf geçmek benim için yeterliydi. ´Bu adam üniversite okuyacak, bu adamı fırına daha az koşturayım, bu adam okuyacak´ denirdi. Hatta sınıfı geçen 4-5 kişi vardı. Bu kişilerde üniversiteye giderdi. Bugün sistem patlamıştır. 1993 yılında karneye göre sınıflandırdık. Karnede 5 yazıyorsa o çocuk gerçekten başarılıdır, o karnede 4.30 yazıyorsa o çocuğun notu gerçekten 4.30´du, ancak şimdi öyle değil. ´Aman çocuk devamsızlıktan kalmasın, ful geldi olsun, okul başarı puanı yüz olsun´ deniliyor. Bakın yaklaşık 400 bin öğrenci takdirname almış. Ben takdirname basacak kağıdı bulmamda sorun yaşıyorum. Benim müdürüm takdirname kağıdı arıyor, herkes çok iyi. Veli geliyor, ´Ben parasını veriyorum zaten´ diyor. Hep söylüyorum geçmediğin köprünün parasını veriyorsun, aldığın hizmetin mi parasını vermeyeceksin? Ama böyle bir talep var.'
Eğitimci Yıldırım, katılımcılarla yaptığı söyleşide şunları belirtti: 'Temel lise bir ara form. Dersane ihtiyacı lafını, temel lise koydular. Bizi de temel lise yaptılar tabiri caizse küçük sınıflar, daracık koridor, bahçesiz işte 8 saat 9 saat orada tutmak zorunda kalınan öğrenciler... Temel liseler bu yıl itibariyle sona erdi hepimize de dönüşme taahhütnamesi imzalatıldı. Biz dönüştük. Dönüşemeyenler birleştiler, birleşemeyenler kendini anaokul olarak ilan etti. Bir şekilde bazıları hülle yoluyla. Çünkü taahhütnamede; ´Öğrenci adına verilen teşvikler, dönüşemeyen yada dönüşme taahhüdünü imzaladığı halde dönüşemeyen kurum sahiplerinden faiziyle tahsil edilecektir´ şeklinde madde vardı. Dünyanın en garip maddesi. O açıdan insanlar değişik yöntemlerle ya birleşerek dönüştüler yada hülle yoluyla kapandılar. Gittiler uzak bir yerde anaokul benzeri bir yer açtılar, sonra da ´anaokuluna öğrenci bulamadım´ diye kapanış yazısı verdi. Bu dört yıllık süreç tam anlamıyla bir facia, Türk eğitim sistemi açısından da facia.'
Yıldırım, söyleşide eğitim ve gençlik üzerine yöneltilen soruları da yanıtladı.
9147,32%1,28
34,54% 0,24
36,46% 0,34
2961,34% 0,90
4965,45% 0,74