İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Antakya´da kanaat önderleri ile akşam yemeğinde bir araya geldi.
Ottoman Otel´de düzenlenen yemeğe Soylu´nun yanı sıra Hatay Valisi Erdal Ata, , Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Göç İdaresi Genel Müdürü Atilla Toros, Hatay Milletvekilleri Adem Yeşildal, Orhan Karasayar, Necmettin Ahrazoğlu, Fevzi Şanverdi, Mehmet Öntürk, Serkan Topal, 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Tevfik Erkan Olgay, Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Hacı İlbaş, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Hasan Kaya, İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Türkay Dereli, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Albay Fatih Erhan, kaymakam ve belediye başkanları, ilde yasayan 3 semavi dinin temsilcileri, farklı kültürlerin kanaat önderleri, iş adamları ve oda başkanları ile İçişleri Bakanlığı´na bağlı kurum müdürleri de katıldı.
Yemekte katılanlara seslenen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Bu memleketin sırrını çözmek sadece Anadolu insanının maharetidir. Bu memlekete dışardan bir şeyler biçmeye çalışanlar hep dumura uğramaktadırlar. Bu ülkenin insanını anlamayanlar hangi medeniyetin parçası olursa olsun onun birlikteliğine, onun beraberliğine, onun hangi hamurla yoğrulduğuna bir anlam veremeyenler hep mağlubiyetle karşılaşmaktır' dedi.
Yeni bir dünya düzenine doğru gidiliyor
Yepyeni bir dünya düzenine doğru evrildiğimizi anlatan İçişleri Bakanı Soylu, şöyle konuştu: 'Bu yeni dünya düzeninde yeniden Türkiye´yi şekillendirmek isteyen ve etrafımızdaki coğrafyaya ve aslında bu medeniyete bambaşka bir rol biçmek isteyenler var. Bu yeni dünya düzeninde yaklaşık 300 yıldır dünyaya Avrupa hakimdi. İlimde, sanatta, medeniyette, edebiyatta özellikle Rönesans´tan sonra dünyada bir Avrupa egemenliği söz konusudur. Ama biz 21. yüzyıla adım attığımız bu günlerde bilmenizi isterim ki gerek etrafımızdaki coğrafyanın gerekse de bütün bunlarla birlikte dünyadaki bu yeni evrilmenin tam anlamıyla sebebi budur. Yani batı kendi iktidarını sanatta, edebiyatta, sanayide, bilimde, teknolojide 300 yıldır sürdürdüğü iktidarını Uzakdoğu Asya´ya doğru kaybetmektedir.'
´Yumuşak güç (soft power) kavramı geldi´
Dünyanın 7 gelişmiş ülkesinin 1980 yılından 2020 yılında alacakları payları anlatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'G7´ler dediğimiz dünyanın 7 gelişmiş ülkesi var. G7´lerin 1980 yılında dünyanın toplam zenginliğinden aldıkları pay yüzde 56-57´dir. Oysa bugün aldıkları pay yaklaşık yüzde 42-43´tür. 2020 yılında alacakları payda yüzde 37-38´dir. Eskiden ülkeler şöyle anılırdı; Ekonomik gücü olan ülkeler, siyasi gücü olan ülkeler, askeri gücü olan ülkeler. Bu üç gücün olduğu ülkeye süper güç denir. Rusya´nın ekonomik gücü yoktu ama askeri ve siyasi gücü vardı. Varşova Paktından dolayı. Japonya´nın ekonomik gücü var, askeri gücü yoktu. Yeni bir kavram geldi, bizim soft power dediğimiz yumuşak güç. Yani medeniyetin, kültürün, geleneğin, tarihsel birlikteliğin, kız alıp vermenin, akrabalığın, yakın ticaret yapmanın, sanatın, edebiyatın, şiirin, insanın etken olduğu yeni bir güç modeli. yumuşak güç. Tam 21. yüzyılda yaşadığımız terör ve göç, bu yumuşak gücü tasfiye etmeye yönelik dünyanın dengesini normale getirmeye çalışanlar, hakim ve egemen olmaya çalışanların aslında kendi odaklandıkları hedeflerden onları uzaklaştırabilecek güç. Bütün bunlar olurken biz bu işin neresindeyiz. Eğer dünya Avrupa´dan Asya´ya ve Uzakdoğu Asya´ya doğru bir dünya merkezi kayması söz konusu ortaya koyuyorsa herhalde bir vinç ile bunu bir taraftan alıp başka bir tarafa koyabilmek mümkün değildir. Bunun tarihsel yolları vardır. Ve belki de Anadolu coğrafyasının oturduğu en güçlü nokta burasıdır.'
´Dünyaya enerji taşıyabilecek bizden daha güvenli ülke yok´
Türkiye´nin 21. yüzyılın başından itibaren bu gerçeği gördüğünü ve buna ait bir hazırlık yaptığını anlatan İçişleri Bakanı Soylu, şunları söyledi: 'Gördüğü gerçek net, tarihsel bu kayış önüne geçebilecek bir kayış değildi. Türkiye bu kayışa ait önemli bir hamle ortaya koymaktadır. Yani ipekyolunu modern ipekyoluna döndürebilmek için büyük bir çapayı ve büyük bir gayreti ortaya koymaktadır ki bu çok doğru bir istikamettir. Batımızdan nicelik doğumuzdan nitelik olarak çok daha iyi bir noktaya doğru gidiyoruz. Biz bunu muhafaza etmeliyiz. Türkiye 21. yüzyıla girerken bir şeyi daha keşfetti. Etrafınızdaki hangi ülkeyi kolaçan ederseniz edin dünyaya enerji taşıyabilecek bizden daha güvenli bir ülke söz konusu değildir. Sistemi itibariyle, rejimi itibariyle, medeniyeti itibariyle ve eminliği itibariyle Türkiye´dir. Türkiye 21. yüzyılda bu avantajını da şu anda çok iyi bir noktada yönetmektedir. Yani iki enerji çanağından Hazar Havzası enerji çanağı ve Ortadoğu enerji çanağından meseleyi alıp Avrupa´ya götürmektedir. Türkiye´nin belki en önemli avantajlarından bir tanesi de dünyanın en iyi enerji geçiş güzergahındaki en güvenli ülke olmasıdır. Şu son 5-10 yılda başımızdan geçirtmeye çalıştıkları olaylara bu gözlükle bir daha bakın.'
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda çok zengin bir ülke olmadığımızı anımsatan Süleyman Soylu, 'Kişi başına gelir seviyemiz, bugünkü gelir seviyemizin neredeyse yüzde birleri civarındaydı. Şimdi bugün 11 bin dolar seviyesinde olan bir Türkiye´den bahsediyoruz. Biz güzel cumhuriyetimizi kurarken yine büyük badirelerden geçtik. Ama milletin mücadele azmi kararlılığı istiklal ve hürriyet sevgisi herkesi bu ülkenin istiklalinde buluşturdu ve büyük mücadele ortaya koydu' dedi.
21. yüzyılı çok daha iyi okuyan, Türkiye´nin yükselme sürecine çok rahat bir adım attığını anlatan Soylu, 'Türkiye her dönemde üzerine koyarak geldi. Ama 21. yüzyılda belki de 40-45 yılda yakaladığı makas kapatma farkını daha ciddi daha koşar adımlarla gerçekleştirmeye başladı. Türkiye bu fırsatı kaçırmamalıdır. Benim gördüğüm Türkiye bu fırsatı kaçırmayacaktır. Yine söylüyorum. Etrafımdaki coğrafyada oyun kurmaya çalışıyorlar, doğru. Belki bugün bizim gücümüz etrafımızdaki coğrafyada tek başına oyun kurmaya yeterli değildir. Ama gücümüz bir şeye yeter: kendimizin dışında bizi dışarıda bırakarak kimseye oyun kurma fırsatı vermeyiz. Bu çok açıktır. Kim bizi hesaba katmaz, kim bu Anadolu coğrafyasının zenginliklerini ötekileştirmeye çalışırsa bilin ki yanılgı içerisindedir ve bunun maliyeti büyüktür. Bunun dünyadaki dostlarımıza anlatıyoruz. Kimle görüşürsek görüşelim lafımızı hiç eğip bükmüyoruz. Türkiye dostlarımızın kaybetme lüksü olan bir ülke değildir. Bunu da biliyoruz' diye konuştu.
Hatay Valisi Erdal Ata da, Hatay´ın, hem tarihî hem dinî yolların kavşak noktasında bulunması, önemli bir limana sahip olması gibi özellikleri sebebiyle tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bir kent olduğunu ifade etti. Vali Ata, 'Hatay; Anadolu´nun ilk kilisesiyle, ilk camisiyle, habibi Neccar´ıyla, Beyazid-İ Bestami´siyle; yeni mozaik müzesiyle, harbiye şelaleleriyle, deniziyle, yaylalarıyla, eşsiz mutfağının zengin çeşitleriyle yurdumuzun müstesna bir cennet köşesidir. Şüphesiz ülkemizin her şehrinin kendine özgü bu tür güzellikleri vardır. Ancak Hatay, üç semavî dinin ve farklı mezheplerinin, ırkların, dillerin, kültürlerin bir arada, barış içinde yaşadığı bir şehir olmasıyla çok özel bir şehirdir' dedi. Ülkenin yassı çelik üretimi ve yaş sebze-meyve ihracatında birinci sırayı alan, taşımacılık sektöründe Türkiye ikincisi olmak gibi ekonomiye önemli bir katkı yapanHatay´ın; açık hava müzesi görünümündeki tarihi eserleri, inanç ve sağlık turizmi konusunda önemli bir destinasyon merkezi olmasının söz konusu olduğunu belirten Ata, 'Gündemin hızla değiştiği, gelişmelerin an be an farklılaştığı bir zaman dilimini yaşıyoruz. Yaşanan gelişmeler adeta bizleri peşinden sürükler gibi bir hal alıyor. Ancak tüm bu hızlı akışa rağmen millet olarak, devlet olarak sahip olduğumuz engin tecrübe ve birikimle kendimizi bu akışa bırakmıyor, gerekirse bu akışa yön veriyoruz. Dünyanın birçok yerinde ekonomik ve siyasal sıkıntıların yaşandığı günümüzde; Hatay ilimizde mevcut olan sevgi ve kardeşlik ikliminin oluşturduğu atmosferde teneffüs ettiğimiz değerler mozaiğinin önemi bir kat daha artmakta, ayrı bir anlam kazanmaktadır' diye konuştu.
´Ortaya konulan sağduyu, art niyetlilerin amaçlarını akamete uğrattı´
7.500 yıllık bir geçmişe sahip Hatay´da ilimizin her dinden her kültürden insanı kucaklayan sevgi ikliminde bir ve beraber olmanın haklı gururunu yaşadıklarını dile getiren Vali Ata,'Bu kucaklaşmalar sayesindedir ki kederde ve sevinçte her duyguyu paylaşmak bizleri asırlardır süregelen hoşgörü medeniyetinin birer paydaşı yapmaktadır. Bizler, şehrimizin zenginliklerini temsil eden kanaat önderlerimizle, vatandaşlarımızla, bu akşam bir sofrada buluştuğumuz gibi, mutlu ve acı günlerimizde de hep bir arada, hep beraberiz. Geçmişte ve günümüzde, zaman zaman bu birlikte yaşama kültürünü zaafa uğratmak adına bazı girişimler olmuştur. Ancak hepimizin ortaya koyduğu sağduyu, bu girişimleri sonuçsuz bırakmış ve art niyetli insanların amaçlarını akamete uğratmıştır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ilimizin, ülkemizin iç huzur ve barışına katkı sunmak, bu konuda özen göstermek konusunda hepimiz dün olduğu gibi bundan sonra da aynı bilinç içinde olmaya özen göstermeliyiz' dedi.
İlin sahip olduğu hoşgörü kültürüne, bugün tüm dünyanın da çok ihtiyacı olduğunu ifade eden Hatay Valisi Ata, şöyle konuştu: 'Ancak özellikle son dönemde; kin, nefret ve ölüm kusan çeşitli terör örgütlerinin tümüyle birden, içeride ve dışarıda mücadele eden ve zor günlerden geçen ülkemizin, bu birlik ve beraberlik tablosuna daha çok ihtiyacı var. Çünkü bizim, bir olduğumuzda neler başarabileceğimizin tarihimizde birçok örnekleri vardır. 15 Temmuz´da ise milletçe yaşayarak gördük. İnanıyorum ki kardeşliğimizi hedef alan tüm bu alçak saldırılar, birlik ve beraberliğimizle bertaraf edilecek ve Türkiye, üzerinde oynanmaya çalışılan bütün oyunları bozacaktır.'
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55