"Suriye’nin bölünmesi Türkiye için tehdit"

Defne'nin Uğur Mumcu Meydanı’nda Sevgi ve Hoşgörü Platformu tarafından düzenlenen açıklamaya, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç, Defne Belediye Başkanı Halil İbrahim Özgün, Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, Hatay milletvekilleri, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti yöneticileri de katıldı.
Sevgi ve Hoşgörü Platformu'nun düzenlediği açıklamada konuşan EHDAV Başkanı Ali Yeral, "Düne kadar komşu ülke Suriye’de kimsenin dini kimliği bilinmezken, BOP projesi faaliyete geçtikten sonra Suriye kan gölüne dönüştü. Suriye bölünürse, Türkiye de bölünür” dedi. Suriye'de Alevilere yönelik katliam, kin ve nefreti eleştiren EHDAV Başkanı Yeral, "Bu etkinlik, Suriye’deki Alevi katliamlarına karşı güçlü bir direniş çağrısı oldu" değerlendirmesi yaparken, katılımcılar da “Birlikte direneceğiz, halklarımızı asla birbirine düşman etmeyeceğiz” görüşünü belirtti. 
Açıklaması öncesinde konuşan TKP'li Hizam Hasırcı, Suriye’deki Alevi katliamlarını kınadı ve “Suriye’de Baas Partisi’nin devrilmesiyle birlikte, devlet başkanının kimliği nedeniyle Alevi halkına yönelik saldırıları asla kabul etmiyoruz. Nasıl Filistin için sokaklarda olduysak, bugün de Suriye’de katledilen Alevi kardeşlerimiz için sokaklardayız. Hiçbir zaman yok edilemeyeceğiz, Alevi halkı bu topraklarda hep var olacak. Katliamlara sessiz kalmayacağız" diye konuştu. TÖB-Sen MYK Üyesi Ahmet Karaçay da "Emperyalist ve Siyonist güçler, bölgedeki temsilcileri aracılığıyla kaos yaratmaya çalışıyor. Suriye’deki mezhebi çatışmalar, bölünerek yönetme politikasının bir parçasıdır. Alevi, Şii, Hristiyan ve diğer inanç gruplarına yönelik bu karanlık planlar, bölgenin kültürel mozağini parçalamayı amaçlıyor" dedi. Karaçay, Suriye’de türbe ve kiliselerin bombalandığını, Kuran-ı Kerim’in ateşe verildiğini, mezarlara saldırılar düzenlendiğini, Halep’te, Hüseyin b. Hamdan el-Hasibi türbesine yapılan saldırıda masum insanların katledilmesini ifade etti.

Basın açıklamasında siyasi parti temsilcilerine söz verilmemesi ve açıklama sırasında yaşanan polemik, sosyal medya platformuna taşındı.  

“Hedefimiz katliamı ve zulmü dünyaya duyurarak, durdurmak”

Defne Belediye Başkanı Özgün, ortak açıklamaya ilişkin sosyal iletişim sitesinden yaptığı paylaşımda da şunlara yer verdi: "Suriyede’ki Alevi katliamıyla ilgili kanaat önderlerinin çağrısı üzerine Defne Uğur Mumcu meydanındaki basın açıklamasına milletvekillerimiz, il ve 15 ilçe örgütümüzle katıldık. Çok sayıda parti, dernek ve oluşumun katılımı memnuniyet vericiydi. Bu açıklamaya, Aleviler başta olmak üzere bölge halklarının gördüğü eziyet ve zulme dur demek ve katliamı dünyaya duyurmak amacıyla katıldık. Hiçbir siyasi çıkar amacı gütmedik. Bunu da kendimize zul ve ayıp sayarız. Ancak küçük bir grubun hala seçim atmosferindeymiş gibi, ucuz ve basit numaralarla mikrofonu saklayarak, diğer partileri ve seçilmişleri yok sayması utanç vericidir. Böylesi hassas bir konuda tam bir kenetlenme gerekirken ve omuz omuza mücadele yürütmek gerekirken, günübirlik, ucuz ve basit siyasi çıkar hedeflenmesi daha da utanç vericidir. Asıl hedefimiz katliamı ve zulmü dünyaya duyurarak bunu durdurmak olmalıdır. 15 yıllık siyasi hayatım boyunca şahsi değil, şahsiyetli bir siyaset hattı kurdum. Ayrıştırıcı değil, birleştirici olmaya ve toplumcu siyaset izlemeye kararlıyım. Siyasi nezaketimiz, olgun tavrımız, Atatürkçü yönümüz ve Hüseyni duruşumuz baki kalacaktır. Küçük hesaplarla konuyu bağlamından kopartan, negatif ve sekter tutumla toplumun birliğine zarar veren bu anlayışı, halkımızın takdirine ve vicdanına bırakıyorum."

Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu ise sosyal iletişim sitesindeki paylaşımda şu değerlendirmeye yer verdi: "Suriye’de yaşanan son gelişmeler, bölgemizde yeni mezhep çatışmalarını ve etnik gerilimleri tetikleyebilecek bir tehlikeyi de gözler önüne sermektedir. Bu durum, hem bölgemizin huzurunu hem de barışını tehdit eden ciddi bir tabloyu ortaya koymaktadır. Defne Uğur Mumcu Meydanı’nda, Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri, milletvekilleri, belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte ortak bir iradeyle bu tehlikelere karşı basın açıklamasında bulunarak net bir duruş sergiledik. Emperyalist güçlerin bölgemizde mezhep ve etnik ayrımları körükleyerek alan kazanma çabalarına karşı direnmek, barışa ve kardeşliğe sahip çıkmak hepimizin ortak görevidir. Laik ve demokratik cumhuriyetimizi savunarak bölgesel barışı korumaktan asla vazgeçmeyeceğiz. CHP olarak, Ortadoğu’da emperyalizmin yarattığı yıkımı ve halklara yaşattığı acıları bilen bir partiyiz. Dünyanın neresinde olursa olsun haksızlığa karşı durduk, bundan sonra da durmaya devam edeceğiz. Emperyalistlerin 'kardeşi kardeşe kırdırma' politikası artık dayanılmaz bir noktaya gelmiştir. Suriye yönetimine buradan sesleniyoruz: Hatay’da halkımızın sergilediği kardeşlik ve dayanışma duygusunu örnek alınız. Gücümüz, kardeşliğimizden ve birliğimizden gelmektedir. Komşumuz Suriye’de de barış ve kardeşlik türküleri söylensin istiyoruz. Bu hedefe ulaşmak için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz!"