Suzan Şahin AKP sıralarına seslendi: Hatay'a kefen bile vermediniz

Suzan Şahin AKP sıralarına seslendi: Hatay

Deprem bölgesinden Meclis’e dönen CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, halkın yalnız bırakıldığını söyledi.

CHP, TBMM Genel Kurulu’nda ‘cinsiyet perspektifinde afetlerde kadınların sorunları’yla ilgili araştırma önergesinin gündemin önüne alınarak görüşülmesine ilişkin grup önerisi verdi.

Grup önerisi hakkında söz alan CHP'li Suzan Şahin, AKP sıralarına seslendi: Bugüne kadar utanmadınız, tedbir almadınız, anlamadınız. Dinleyeceksiniz! Dinleyeceksiniz! Dinleyeceksiniz! Dinleyeceksin! Dinleyeceksin!

Şahin, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlere Hatay’ın İskenderun ilçesindeki evinde yakalandığını belirterek şunları ifade etti: "Hatay’a zamanında gelmediniz, Hatay’ı ölüme terk ettiniz, Hatay’a kefen bile vermediniz, 40’lı 40’lı kıyafetleriyle battaniyelere, bazıları da sarılı olmayan bacaklarıyla gömüldüler, bazıları gömülemedi bile, uzun günler sıra beklediler. Hataylılara ilk gün bir bardak su dahi vermediniz; insanları enkaz altında, yakınları enkaz altında, başlarında kederleriyle bıraktınız; ailemiz, yakınlarımız, sevdiklerimiz gitti. Siz gönüllü gelenlere AFAD yeleği giydirdiniz, siz gönüllü gelenlere asker kıyafeti giydirdiniz. Onları korumak mıydı maksadınız, acziyetinizi kapatmak mı?” dedi.

AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedilen “afetlerde kadınların sorunları"yla ilgili araştırma önergesi üzerindeki konuşması sırasında AKP sıralarından tepkiler üzerine ‘dinleyeceksiniz’ diyen Suzan Şahin, konuşmasıyla çığlıklara ses olmaya çalıştığını söyledi. Şahin’in konuşması şöyle:

“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizlere selam getirdim Hatay'dan. Sadece Hatay'dan da değil, deprem bölgelerinde olan 10 ilin selamını da ayrıca getirdim. Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra yaşananlar, büyük hatalar silsilesi ve derin bir yapısal işlevsizlik sonucu canları yanan vatandaşlarımızdan selam getirdim, hem de çokça sitem. Çığlıklarına ses olmaya çalışacağım bugün.”

Üçüncü gününe kadar yaprak kımıldamadı

Depremlerin yaşandığı her anda İskenderun'daydım, 3 büyük depremi de evimde yaşadım. Gittiğim her göçükte hilti, arama kurtarma ekibi, ışık, asker, polis, ne istersen; bir el gücü istiyorlardı ama yoktu. İkinci günün akşamına kadar hiç kimse gelmedi. 35 arama kurtarma ekibi gecenin 23.00'ünde -orada bekledim- geldi ama elinde alet edevat yoktu. Makas, hilti, ışık neden yok diye sorduk "Havaalanında aldılar." dedi, "Niye?" dedim, arkadan yollayacaklarmış. Yahu, ben uzman değilim, bu işin uzmanı, liyakatli yöneticisi değilim ama aklım almıyor. Arama kurtarma ekibinin alet edevatı neden sonra gelir, ne yapacak orada? Üçüncü gününe kadar yaprak kımıldamadı, bütün herkesin seslerini duyduk, "Can kurtarın." diye bağırdılar. Hani, böyle deprem sahnelerinde görürüz, göçüklere çıkar arama kurtarma ekipleri "Beni duyan var mı?" diye bağırır ya, göçük altındakiler bağırdı "Beni duyan yok mu?" diye; yoktu!

Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme çevrildi

Bu deprem oldu, o zaman kurtaracağız. Kurtarabildiklerimizi kurtardık, geride kalanları koruyacağız. Biz ne yaptık, biz ne yaptık? Şunlar nedir arkadaşlar, nedir bunlar? Kaç kere burada araştırma önergeleri verildi, kaç kere deprem için tedbirler sıralandı, tespitler yapıldı. Biz ne yaptık, biz ne yaptık? Kentsel dönüşümleri rantsal dönüşümlere çevirdik, burada imar afları için el kaldırdık. Biz ne yaptık? Kurumlarımıza bir sözüm yok. Şu kadarcık küçücüktüm, Kızılaya yardım olsun diye -buraya Kızılayı takar- kumbarayla para toplardım. Ben madalyalı bir kan bağışçısıyım ama şimdi, kanımı verirsem satar mı diye düşünüyorum. Ne hâle getirdiniz o güvendiğimiz kurumları? Çadır satıyor, yiyecek, giyecek satıyor; utanın, utanın, bir tanesi de istifa etmiyor, bir tanesi de”diye konuştu. BAŞKAN - Tamamlayınız.

AFAT başımıza afet oldu

Kızılayın bütçesini Yeşilayın otuzda 1'ine indirdiniz. Eskiden askerler arama kurtarma eğitimleri alırdı, işaretlenirdi, babamın aracı işaretliydi, deprem oldu mu seferberlik olacak ama bugün ne oldu biliyor musunuz? O vatansever, hayırsever bütün insanlar hakikaten araçlarını yığdılar ama Karayollarının parkında bekletildi. AFAD'a gittim, ya, arkadaş, bu göçükten şu aracı istiyorlar. "Ya, Vekilim, araç var ama yönetecek arama kurtarma yok." Niye yok? Arama kurtarma var ama elinde alet edevatı yok. Niye yok? Arkadaş, böyle bir liyakatsizlik, böyle bir sorumsuzluk, böyle bir beceriksizlik görmedim. Göçükle aracı, AFAD'la göçüğü, göçükle araç edevatı buluşturamayan yeteneksiz, basiretsiz, sorumsuz bir AFAD yönetimi. AFAD başımıza afet oldu. AFAD başımıza afet oldu, dünyanın en büyük afeti; kurumsal demiyorum, asıl olan o kurumlarda değil suç, o sitem ettiğimiz kurumların konumunda değil suç, onun içini boşaltanlarda, oraya liyakatsiz insanlar koyanlarda, o liyakatsiz insanların emir talimat almadan yetkilerini kullanamamasında. AFAD'ın inanılmaz yetkileri var ama kullandı mı? Kullanmadı. Niye? Talimat mı bekledi acaba? Bakın, arkadaşlar, buradan birileri diyor ki, bir arkadaşım: "Yol kapalıydı, gelemedik." Yakını olanlar yetişti on iki saatte, altı saatte; belediyelerimiz yetişti. Buradan o gün bir tek silgisini gönderen, suyunu gönderen, her türlü yardım için yollara düşen, o karanlığımızda bize kutup yıldızı olan her bir insanın ayaklarından öpüyorum.

Hatay’ı ölüme terkettiniz

Biz dayanışırız, evet yeniden ayağa kalkarız. Ama bu konuda en sonda şunu söyleyeceğim: Hatay'a zamanında gelmediniz, Hatay'ı ölüme terk ettiniz, Hatay'a kefen bile vermediniz, 40'lı 40'lı kıyafetleriyle battaniyelere, bazıları da sarılı olmayan bacaklarıyla gömüldüler, bazıları gömülemedi bile, uzun günler sıra beklediler. Hataylılara ilk gün bir bardak su dahi vermediniz; insanları enkaz altında, yakınları enkaz altında, başlarında kederleriyle bıraktınız; ailemiz, yakınlarımız, sevdiklerimiz gitti. Siz gönüllü gelenlere AFAD yeleği giydirdiniz, siz gönüllü gelenlere asker kıyafeti giydirdiniz. Onları korumak mıydı maksadınız, acziyetinizi kapatmak mı? İlk günden bu yana olduğu gibi önce dayanışmayla bu zor günleri elbette aşacağız. Hiç kimse bundan asla umutsuzluğa kapılmasın, biz bu zor günleri aşacağız. Ruhumuz yok; biz Hatay'ın ruhunu, göç edenlerin bu yaşadıklarını kalıcı Hatay yaparak yeniden inşa ederiz evelallah.”



İskenderun'da filtre operasyonu

Dr. Kanatlı'dan ürküten tablo

Aile hekimleri iş bıraktı

Meclis'te 'fotoğraf tartışması'

Rezerv alan kararına 'dava'

Binalara 8 kat sınırı

CHP’den Lütfü Savaş'a 'kesin ihraç' istemi

AFAD'da dönüşüm değerlendirme toplantısı

Belediye meclisinde kayyum eleştirisi

65 yaş üstüne çay-kahve ücretsiz

Feyezan Kanalının duvarı yükseliyor

Usta öğretici belgeli tek kadın klimacı

İskenderun DEM Parti'den kayyum eleştirisi

AKP'de tek listeli seçim

AKP: Uygulamalar devam edecek

Vakıf destekçileri, engelli çocuklar için koştu

Pac Meydanı'na 'rezerv alan' kararı

Kozaklı'da orman yangını kontrol altına alındı

Atatürkçü düşünce, gecede buluştu

Muhammed Önder, İskenderun Kaymakamı

Sanayi esnafının verileri çıkartılacak

Standart dışı beton ve çeliğe ceza

Sanayide 'yola park' tartışması

Sanayi esnafının sorunları görüşüldü

İMYO inşaatı bağışlarla yükseliyor

"Güler yüzlü hikayeler" yayımlandı

Nardüzü'nde Cumhuriyet turnuvası

Biz hala buradayız Sergisi’ kapısını açtı

"Atatürk ve Cumhuriyet" Sergisi

En büyük bayramın 101. yılı

Yükleniyor

  • BIST 100

    9367,77%3,72
  • DOLAR

    34,48% 0,07
  • EURO

    36,21% -0,34
  • GRAM ALTIN

    2960,09% 0,86
  • Ç. ALTIN

    4956,37% 0,55