Saadet Partisi (SP) Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Necmettin Çalışkan, Türkiye'nin, dünyada en fazla tutuklu gazeteci bulunan ülkelerden biri olduğunu söyledi.
İskenderun/SES
Halkın tarafsız haber alma organlarının baskı altında olması, basında ciddi bir tekelleşmenin meydana gelmesi, gazeteci ve yazarların tutuklu olması ve fikirlerinden dolayı tedirgin olduklarını belirten Saadet Partisi (SP) Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Necmettin Çalışkan, Türkiye'nin, dünyada en fazla tutuklu gazeteci bulunan ülkelerden biri olduğunu söyledi. Çalışkan, "Rakamlara yansıyan bu tablo her şeyi anlatmaya yetiyor" dedi.
Sosyal iletişim sitelerinde sıkça "Cumhurbaşkanı ile ilgili söylenen herhangi bir sözden/paylaşımdan dolayı ifade vermek üzere adliyeye çağrıldım, ifade vermeye gidiyorum” gibi paylaşımların artık sıradanlaştığını ifade eden SP GİK Üyesi Çalışkan, “Köşe yazarı, hangi yazımdan başım belaya girecek? Muhabir, hangi haberim beni çetelerin hedefi yapacak? Siyasetçi, hangi eleştirim Cumhurbaşkanına hakaret sayılacak? Fikir insanı, hangi açıklamamdan dolayı gece yarısı evimden alınacağım, ifade vermeye gideceğim korkusu yaşıyorsa, yorumcu hangi cümlem vatana ihanet suçuyla yaftalanmama, terörist damgası yememe neden olacak korkusu taşıyorsa burada bir sorun var demektir. Nitekim yayın kuruluşu yöneticileri de hangi programımıza RTÜK’ten ceza yağacak diye endişeleniyor" açıklamasında bulundu. Günümüzde muhalif olanların her durumda bir terör örgütünün etiketine maruz kalabildiğini ve bu suçlama için herhangi bir somut delile ihtiyaçta olmadığını savunan Çalışkan, yazılı açıklamasında şunlara yer verdi0 "Sadece bir yorumunuz veya sözünüz terörle yaftalanmanız için yeterli, en basit bir hadiseden vatana ihanet yaftası pekâlâ yersiniz. Bugün on binlerce hakaret davası hatta yanlış anlaşılabileceğiniz cümlenizdeki tek bir kelimeden ya da bütünlük içerisindeki cımbızla çekilen bir cümle sizi bir şekilde terör damgası yemeye açık hale getirebilir. Türkiye'de basın özgürlüğü ve yayıncılık, teminat altına alınması gerekiyor. Yayınlar özgürdür(!) Ne zaman ki ucu saraylılara dokunacak bir eleştiri yaparsınız, hemen sosyal medyadaki trol orduları devreye girer. Basın özgürlüğü sözde varken fiili durum da ortada yok. Medyanın peyderpey kontrol altına alındığı, büyük haber kanallarının parti yönetimi veya destekçileri tarafından satın alınarak finanse edildiği, falanca medya gruplar vs. derken neredeyse tümüyle el değiştirdi. Ülkedeki basın özgürlüğü ve yandaş yayın organlarının iktidarın tasarruflarının savunmaktan başka değer diye bir mefhumları da yoktur. Bunların konuşmaları, yalnızca iktidarın icraatlarını savunmak, lehine yorumlar yapmak, tasarruflarına kılıf uydurmak, yanlışlarına mazeret üretmek yani iktidar borazanlığından ibaret. İncili Çavuş’un çağdaş versiyonları! Zülfü yâre dokunmadıkça milli ve manevi değerlere aykırı yayın yapmakta da beis görmezler. Örneğin sabah kuşakları programları, öğle sonrasındaki realite şovlarda neler döndüğünü tüm Türkiye görüyor. Polisiye vakalar sıradan olaymış gibi, ahlaksız diziler aile düzenini yok eden yayınlar rahatça gösteriliyor, bilinçaltı propagandası yapılıyor."
Basının ekonomik olarak dar boğazda, psikolojik baskı altında olduğunu belirten SP GİK üyesi Çalışkan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Haber yapma özgürlüğü olmayan, yaptığı haberle altından kalkamayacağı pekâlâ her türlü cezaya maruz kalabilecek, kaleminden çıkacak tek bir kelimenin başına neler getirebileceğini düşünmek zorunda kalınan bir devirde yaşıyoruz. Böyle bir ortamda ne kadar aksini iddia ederseniz edin; bağımsız basından, güçlü medyadan ve fikir özgürlüğünden söz edilemez."
10257,40%1,75
34,81% 0,01
36,74% 0,01
2977,77% 0,11
4837,03% 0,00