'Tarikat ve cemaatler kapatılsın' diyen TKP´lilere gözaltı

Belenli Enes Kara´nın ölümün ardından tarikatların yarattığı sorunlar bir kez daha ülke gündeminde yer alırken İskenderun´da ´Tarikatlar ve cemaatler kapatılsın´ bildirisi dağıtan 5 TKP´li, kentin Kanatlı Caddesi üzerindeki Havuzlu

GÜNCEL 19.01.2022 16:10:42 0

İskenderun/SES

 Gözaltına alınanlar ve yaklaşım 5 saat sonra serbest bırakılan kişiler arasında TKP İskenderun İlçe Başkanı Vasil Koçkazı da bulundu. TKP´den yapılan açıklamada, gözaltına alınan partililerinin dağıttığı bildiride, 'cemaat yurtları, dinci gericiliğin, gençlerin hayatlarını karartmak için kazdığı bir çukurdur. Enes intihar etmemiştir. Enes, bu karanlık çukura düzenin tamamının eliyle itilmiştir. Cemaat yurtları derhal kapatılmalıdır. Öğrenciler için yurtlar devlet tarafından ücretsiz sağlanmalıdır' ifadesine de yer verildi. TKP´den yapılan açıklamada, 'Türkiye´nin birçok noktasında olduğu gibi İskenderun´da da TKP´liler sokağa çıkmış ancak emniyetin engellemesiyle karşılaşmışlardır. Bildiriyi dağıtmaya kararlı olan TKP´liler bu defa polislerce gözaltına alınıp İskenderun Emniyet Müdürlüğüne götürülmüşlerdir ve haksız hukuksuz bir şekilde gözaltında tutulmuşlardır. Cemaatlere ve tarikatlara toz kondurmayan, her fırsatta onların suçlarını gözlerden kaçırmaya çalışan gerici iktidar ve onun kolluk kuvvetleri, cemaatlerin ve tarikatların sorgulanmasını önleyebilmek için bir kez daha yaşamı ve gençliği savunanları susturma yoluna başvurmaktadır. Türkiye Komünist Partisi İskenderun Örgütü olarak hatırlatıyor ve biz de bir kez daha haykırıyoruz: Engelleme girişimleriniz işe yaramayacak. Gençlik yaşayacak, gerici iktidarınızla, arkanızdaki sermaye sınıfıyla siz gideceksiniz! Tarikatlar ve cemaatler kapatılacak, yaydıkları öldürücü karanlığın hesabı sorulacak!'
TKP açıklamasında, şunlara de yer verildi: '... Aslında Enes, Türkiye´ye bir gerçeği canı pahasına hatırlattı. O gerçek, gençlerimizin tarikatlar ve geleceksizlik arasına sıkışmış çaresizliğiydi. TKP olayın duyulduğu ilk andan itibaren tepkisini ortaya koymuş ve yıllardır dile getirdiği bir haklı talebi yüksek sesle tekrar dillendirmişti: ´Tarikatlar ve cemaatler kapatılsın!.'

Milletvekili Şahin´den Enes için 2 önerge
Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Fırat Üniversite Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Belenli Enes Kara´nın (20) kaldığı cemaat yurdunda yaşadığı baskılar nedeniyle yaşamını son vermesini, iki ayrı soru önergeyle parlamentoya taşıdı. Hatay Milletvekili ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi Şahin, Enes Kara´nın kaldığı ve Nur cemaatine ait olduğu söylenen yurtta yaşadığı baskılar nedeniyle yaşamını son vermesi ardından, ´dindar ve kindar´ nesiller yetiştirmeyi amaçlayanları eleştirdi. Milletvekili Şahin, 'AKP hükümetleri döneminde sayıları artan cemaat ve tarikat yurtları istismar, intihar, taciz, baskı ile sürekli gündeme geldi' değerlendirmesini yaptı. Enes´in Payas kökenli olduğunu anlatan milletvekili Şahin, 'Saraylarda yaşayıp çocukları jetlerle, son model arabalarla gezen, uyuşturucu partileri ve lüks hayatlarıyla gündeme gelenler, bu ülkenin geleceği evlatları, tacize, tecavüze, istismara, intihara, umutsuzluğa sürüklüyor' değerlendirmesini yaptı. Birkaç ay önce, üniversiteler açıldığında barınma sorunu yaşayan öğrencilerin ´barınamıyoruz´ eylemleri yaptığını, kendilerinin de parti olarak bunu defalarca gündeme getirmelerine rağmen gençlerin tarikat ve cemaat yurtlarına AKP Hükümeti tarafından yönlendirildiğini savunan Hatay Milletvekili Şahin, 'Türkiye´deki üniversitelerde 8 milyon 240 bin 997 öğrencisi kapasitesi bulunurken, devlet yurtlarında kalabilen kişi sayısı 696 bin 966. Devlet yurtlarının toplam kapasitesi, üniversite öğrenci sayısına oranının yüzde 8,2´si oranında. Ülkede öğrenciler barınma konusunda büyük sorun yaşamaktadır. Hayalleri olan üniversitelere yerleşen öğrenciler, barınma sorunlarını devlet yurtları ile çözemediği için cemaat ve tarikat yurtlarına mecbur kalmakta. Türkiye´de bulunan 4 bin 406 özel yurdun 3 bin 331´i de vakıf ve derneklere ait bulunmaktadır' dedi. AKP Hükümetleri döneminde 20 bin köy okulunun kapatıldığını, 235 yatılı okulun eğitim faaliyetlerinin sonlandırıldığını, 2002´de 521 olan yatılı ilköğretim bölge okulu sayısının 2021 yılında 286´ya düşürüldüğünü ve bu okulların öğrenci sayısının 278 bin 448´den, 57 bin 50´ye gerilediğini, yatılı okul sayısındaki düşüş oranının yüzde 40,1, öğrenci sayısındaki düşüşün de yüzde 79,51´e ulaştığını ifade eden milletvekili Şahin, şu açıklamayı yaptı: '7 Nisan 2012 tarihine kadar kuran kurslarının denetiminden sorumlu kurum Milli Eğitim Bakanlığı iken söz konusu tarihte Diyanet İşleri Başkanlığı Kur´an Eğitim ve Öğrenimine Yönelik Kurslar ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları Yönetmeliği´nde yapılan değişiklikle Milli Eğitim Bakanlığı´nın denetim yetkisinin sonlandırılması, Türk Ceza Kanununun 263. maddesinin yürürlükten kaldırılmasıyla, kanuna aykırı eğitim kurumu açan, çalıştıran ve bu merkezlerde çalışanların 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması uygulamasına son verilmesi, Kasım 2017´de yayımlanan Vergi Muafiyeti Tanınan Vakıf Ve Kamu Yararına Çalışan Derneklere Ait Yükseköğrenim Yurtlarında Barınan Öğrencilere Yapılacak Beslenme Ve Barınma Yardımına Dair Yönetmelik ile vergi muafiyeti tanınan vakıf ve kamu yararına çalışan derneklere ait yurtlarda kalan öğrencilere, ´barınma ve beslenme yardımı´ yapılmasının sağlanması yapılan düzenlemelerden sadece bir kaçıdır. Kamusal bir barınma programının olmaması, özellikle yoksul ailelerin çocuklarını cemaat ve tarikatların yurtlarına gitmeye mecbur bırakmakta ve bu yurtlarda yaşanan olaylar neticesinde denetimsizlik kamuoyunda büyük endişe yaratmaktadır.'

'Cemaat yurtlarında yaşananlar soruşturulacak mı?'
Hatay Milletvekili Şahin, TBMM Başkanlığına ayrı ayrı sunduğu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu´nun yazılı yanıt vermesisini istediği önergesinde şu sorulara yer verdi: 'Cemaat, tarikat ve vakıf yurtlarında yaşananlara ilişkin kapsamlı bir soruşturma yapılacak mıdır? Cemaat, tarikat ve vakıf yurtlarına 2002-2021 yılları arasında verilen destek ne kadardır? Söz konusu yurtlara sağlanan destekler neden devlet yurtlarının kapasitesinin arttırılması, yeni devlet yurtlarının açılması için kullanılmıyor? 2002-2021 yılları arasında vakıf ve derneklere ait yurt sayısı nedir? Bu yurtların kaçı kayıt dışı faaliyet göstermektedir? Kaçı hakkında inceleme ve soruşturma yapılmıştır? İnceleme ve soruşturma açılan var ise bunlar için hangi işlemler yapılmıştır, kaçı kapatılmıştır? Vakıf ve derneklerle yapılan protokoller iptal edilecek midir? Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği´nin gözden geçirilerek vakıf ve derneklere verilen teşviklerin yeniden düzenlenmesi söz konusu olacak mıdır? Öğrenciler için tehlikelere davetiye çıkaran cemaat ve tarikatlara bağlı vakıf ve dernek yurtlarının önüne geçilebilmesi için ne yapılması düşünülüyor? Öğrencilerin yurt ihtiyacının devlet tarafından giderilmesi konusunda bir çalışmanız var mıdır? Milli Eğitim Bakanlığı tarafından vakıf ve derneklere bağlı yurtlar ne kadar sıklıkla denetlenmektedir? Söz konusu yurtlara sıkı bir denetim yapılıyor mu? Milli Eğitim Bakanlığı teftiş sisteminde yeni ve daha etkin düzenlemeler yapılması düşünülüyor mu? Sosyal etkinlikler yönetmeliği tedbirleri de kapsayacak şekilde yeniden gözden geçirilecek mi?'

'Cemaat ve tarikatları, Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu´na aykırı'
CKD Hatay Şube Başkanı Filiz Akın, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara´nın kaldığı cemaat evinde baskılar nedeniyle intihar etmesinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, devletin öğrencilerin yurt ihtiyacını karşılamasının zorunlu olduğunu belirtti. Cemaatlerin gençleri tutsak almasına izin verilemeyeceğini belirterek, yasaları uygulanması çağrısı yaptıklarını anlatan Filiz Akın, şu değerlendirmeyi yaptı: 'Enes´in ifadelerinde gençliğe güzel bir gelecek hazırlamak adına yapamadığımız veya ısrarla hatalı yaptığımız birçok şey geçiyor. Devlet, eyleme geçmek ve anayasal güvenceye rağmen görmezden geldiği iki Cumhuriyet Kanununu uygulamak zorundadır. Bunlar; 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) ve 30 Kasım 1925 tarihli Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunlarıdır. Enes Kara olayı bu iki kanunun çalışmaması yüzünden başımıza gelen son acı deneyimdir. Cemaat ve tarikatların varlığı Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunlarıdır. Cemaat ve tarikatların varlığı Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu´na aykırıdır. Kanun çiğnenmektedir. Bu kurguda Atatürk, devrimleri ve Cumhuriyet yoktur. Köylere kadar yaydıkları öğrenci yurtları ve evleriyle ilkokuldan üniversiteye kadar bütün çocuklarla ´meşgul´ oluyorlar. Bu yurtlarda Öğretim Birliği Kanunu´na aykırı ve eğitimin tek sorumlusu Millî Eğitim Bakanlığı´nın (MEB) din eğitimi müfredatından ayrı olarak, kendilerine göre ve sözde din eğitimi veriyorlar; hem de zorlayarak! Öğretim Birliği Kanunu çiğnenirken MEB ne yapıyor? Milli Eğitim Temel Kanunu, örgün eğitimden yaygın eğitime kadar her tür eğitimi benim sorumluluğuma vermiştir, siz hangi hakla benim işime karışıyorsunuz, diye neden sormuyor? Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan, 1961´den beri Anayasal bir kurum olarak da varlığını sürdüren, kuruluş kanununda görevi ´İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dini kurumları idare etmek´ şeklinde belirtilen Diyanet İşleri Başkanlığı´nın işini de paylaşıyor. Cemaat yurtlarında çocuğu bulunanların çoğu buna ekonomik şartlar nedeniyle mecbur kaldığını söylüyor. Halk devletini yanında görmek istiyor. İktidar ise küçük şehirlerde bile üçer beşer üniversite açarken bunları karşılayacak sayıda ve nitelikte öğrenci yurdu yapmıyor. Bu ihmalin cemaatlere büyük alan açtığını, iktidar bilmiyor mu? Eğitim devletin işidir, yurttaşlarımız açısından kamusal bir haktır. Üniversiteler açılırken gördük, gençler devlet yurtlarında yer bulamıyor. Cemaat yurtları da kucağını açmış onları bekliyor. Yasa dışı yapılarıyla tarikat ve cemaatlerin sözde din eğitimi altında yaptıkları da gençleri uyuşturmanın bir yoludur. Bununla mücadelemiz sürecektir. Ülkemiz emperyalist sultadan kurtulma savaşı veriyor. Bu güzel vatanı tam bağımsızlığa ve devletiyle milletiyle daha aydınlık ve refah dolu bir geleceğe taşımak, ortak ve en samimi arzumuzdur. Bu hedefimize doğru atacağımız köklü adımlardan birisi de Atatürk´ün, doğruluğu Cumhuriyet kurulduğundan bu yana sayısız defa ispat edilmiş ´Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz´ görüşüne uygun olarak, gençlerimizi tutsak etmeye çalışan yasa dışı cemaatlerle tarikatları ortadan kaldırma ve onlara ait yurt evlere el koymaktır.'


İskenderun'da filtre operasyonu

Dr. Kanatlı'dan ürküten tablo

Aile hekimleri iş bıraktı

Meclis'te 'fotoğraf tartışması'

Rezerv alan kararına 'dava'

Binalara 8 kat sınırı

CHP’den Lütfü Savaş'a 'kesin ihraç' istemi

AFAD'da dönüşüm değerlendirme toplantısı

Belediye meclisinde kayyum eleştirisi

65 yaş üstüne çay-kahve ücretsiz

Feyezan Kanalının duvarı yükseliyor

Usta öğretici belgeli tek kadın klimacı

İskenderun DEM Parti'den kayyum eleştirisi

AKP'de tek listeli seçim

AKP: Uygulamalar devam edecek

  • BIST 100

    9147,32%1,28
  • DOLAR

    34,54% 0,24
  • EURO

    36,46% 0,34
  • GRAM ALTIN

    2961,34% 0,90
  • Ç. ALTIN

    4965,45% 0,74