DİSK´e bağlı Genel-İş Sendikası´nın Haetay Şube Başkanı Yusuf Berkyürek, siyasi iktidarın taşeron işçiliğini ortadan kaldırmayı ve şirket işçilerine devlet kadrosu vermeyi seçim vaadi yapmasına karşın bugün bu vaadini hafızala
Berkyürek, işçilerin ´çözüm arıyoruz´, ´çalışmalar sürüyor´ söylemleriyle oyalandığını kaydederek, 'İşçilerin umutlarıyla oynayanlar bilsinler ki 15-16 Haziran´ın ışığında kadro hakkı için direnmek haktır' dedi.
15-16 Haziran direnişinin 47. yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kıdem tazminatı, OHAL uygulaması, grev hakkı ve taşeron uygulamalarını değerlendiren Yusuf Berkyürek, 'Türkiye işçi sınıfının şanlı direnişi, 15-16 Haziran Direnişi´nin üzerinden 47 yıl geçti. DİSK´in kapısına barajlarla kilit vurmak isteyen hükümete ve sermaye sınıfına karşı işçiler bir olarak, dayanışmayla bu girişime hayır dediler. Kanun, büyük işçi direnişinin etkisiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. İşçilerin sendikalarda özgürce örgütlenmesini ve sendikal haklardan özgürce yararlanmasını engellemeyi hedefleyen kanuna karşı gelişen direniş yaklaşık 47 yıldır işçi sınıfına rehberlik ediyor. Bugün de işçi sınıfının birlik içinde, dayanışma içinde mücadelesini zorunlu kılan gelişmeler kapımızda duruyor. Hukuksuz işten çıkarmalar, tarihsel kazanımları hedef alan girişimler, sendikal hakların siyasal iktidar eliyle çiğnenmesi, işçilerin güvenceli çalışmasını tamamen ortadan kaldıran istihdam yöntemleri söz konusudur' uyarısında bulundu.
15 Temmuz 2016´daki karanlık darbenin ardından ilan edilen OHAL ve OHAL´e dayanılarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK), işçi sınıfının sendikal haklarına, tarihsel kazanımlarına ve iş güvencesine yöneldiğine işaret eden Berkyürek, açıklamasında şunları ifade etti: 'Hukuksuz işten atılmaların sona ermesi ve işçi kardeşlerimizin işlerine iade edilmesini hukuk adına, barış adına, demokrasi adına talep ediyoruz. 15-16 Haziran´ın ışığında hukuksuzluğa karşı direnmenin hak olduğunun da altını çiziyoruz.Olağanüstü hal hükümetine dönüşen siyasi iktidar, darbecilerle mücadele söylemiyle darbeyle ilgisi olmayan sendikal hak ve özgürlükler alanına da el atmıştır. Siyasal iktidar Türkiye işçi sınıfının evrensel sendikal haklarını gasp etmekte, işçi sınıfının hafızasından sendikal hakları silinmek istemektedir. Bugün Türkiye´de işçilerin greve çıkması yasaktır. Çünkü grevler başlamadan Bakanlar Kurulu´nun grev erteleme kararı yazılır hale gelmiştir. Hükümet OHAL´i fırsat bilerek işçilerin kazanılmış tüm haklarına saldırırken kıdem tazminatına da gözünü dikmektedir. 1936´dan bugüne Türkiye işçi sınıfının ilmek ilmek örerek bugünlere getirdiği kıdem tazminatı, fon uygulamasıyla kuşa çevrilmek istenmektedir. Amaç, kıdem tazminatını bireysel fona dönüştürerek, iş güvencemizin son kalesini yok etmektir. Amaç, “yük” ifade ettikleri kıdem tazminatını düşürmektir. Amaç, fonda biriktirecekleri haklarımızı istedikleri gibi yağmalamaktır. İşçi sınıfının fona onay vermemektedir. Sermayenin kıdem tazminatını tümüyle kaldırılması talebi de, fonu bir kaynak olarak gören hükümetin dayatması da işçiler için kabul edilemez.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55