İskenderun´un Sarıseki Mahallesi Değirmendere mevkiindeki taşocağının kapasite arttırmasına karşı çıkan Sarıseki, Denizciler ve Azganlık mahalle muhtarları, mevcut halinde yöreye ve günlük yaşama verilen zararlara dikkat çekti.
Sadet Berkyürek/İskenderun
İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Nermin Yıldırım Kara da proje geliştirilirken sosyal maliyetlerinin hesabının gözardı edildiği belirterek tesisten kaynaklanan tozumanın insanların yaşam haklarını elinden aldığını vurguladı.
Halkın bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilen Sarıseki´deki ‘Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Kapasite Artış Projesi´ne karşı çıkan mahalle muhtarları maden sahasında yatırımcı firma tarafından işletme alanı 23,99 ha olan kalker ocağı mevcut alanı 38,78 ha kalker ocağı ve kırma eleme tesisi olarak arttırılacağına dikkat çekerek, mahallelerin işletme sahasına mesafesiyle ilgili bilgilerin gerçeği yansıtmadını kaydetti.
Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan projenin halkın katılım toplantı tutanağında da yer alan değerlendirmelerde projenin uygulanmasındaki sakıncalara yer verilirken kapasite artışının mevcut sakınca ve zararları katlayacağı endişesi de dile getirildi.
Kara, kanser ve çocuk ölümlerini hatırlattı
İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Nermin Yıldırım Kara, toprağın, doğanın, içme suyunun taş ocağı ve maden ocaklarından zarar gördüğünü belirtti. Halkın Bilgilendirme toplantısında yapılan sunumu da yeterli bulmadıklarını ifade eden Kara, işletmeyi sosyal maliyet hesabı yapmamakla eleştirdi, artan kanser vakaları, çocuk ölümleri gibi sağlık risklerini hatırlattı. Kara´ya göre tesisten kaynaklanan tozlanma bile insanların yaşam haklarını elinden alıyor.
“Kızılçam ormanları yok ediliyor”
20 kişinin çalışması planlanan, üretilen malzemeler Yazıcı firmasının iskele ve dolgu alanında kullanılacak olan ve yöre halkının toplantı tutanağında olumsuz görüşlerini kayda geçirttiği tesisle ilgili yaptığı değerlendirmede Sarıseki Muhtarı Eshabil Müdük, taş ocaklarının yer altı sularının kaybolmasına neden olduğunu söyledi. Yöredeki kızılçam ormanlarının da yok edildiğine dikkat çeken Müdük, yasaklanmasına karşın taş ocaklarına nasıl izin verilebildiğini sordu. Müdük, şunları söyledi: “Tanıtım dosyasındaki mesafeler gerçeği yansıtmıyor. Azganlık köyüne mesafe 300 metre. MÇK ile yasaklanmıştı taş ocakları, neden izin veriliyor? Patlatmalar evlerde çatlağa sebep oluyor. Evlere zarar veriyordu. MÇK kararında İSDEMİR hariç diğer ocakların ruhsatlarının yenilenmeyeceği kararı alınmıştı. Bunun sonucunda mahkemeye başvurulacağının bilinmesini istiyorum. Komisyonlarda yöre halkından kişiler olmalı. Komisyondaki kişiler yöreyi bilmiyorlar.”
“Taşocağı istemiyoruz”
Azganlık Mahalle Muhtarı Murat Saraç da projede belirtilen saha-mahalle arasındaki mesafelerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, galeri sisteminde patlatma yapılmamasını istedi. Daha önce evlerde oluşan çatlaklardan dolayı zararın karşılanmadığını da sözlerine ekleyen Saraç, “Taş ocağını istemiyoruz. Tesisten kaynaklı tozumanın önüne geçilemedi. Tesisin bulunduğu alanda hayvanlar bitkiler zarar görmektedir. İçme suları kirlendi, azaldı. Bunun sonucunda mahkemeye başvuracağız. Projeye karşıyız” diye konuştu.
Taş ocaklarının yerleşim yerlerine mesafesine dikkat çeken Denizciler Mahallesi muhtarı Ali Rıza Kekeç de güzergah ve yolların yıpranmasına işaret etti.
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55