Sadet Berkyürek/İskenderun
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İskenderun İlçe Başkanı Yusuf Mansuroğlu, Türkiye´nin yüz yıllık demokratik kazanımlarını yok etmeye yönelik olarak hazırlanan bir anayasa değişikliği tasarısıyla karşı karşıya bırakıldığını belirtti. Mansuroğlu, 'Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir ilkesini ortadan kaldırmaya ve yüz yıllık demokratik kazanımlarımızı yok etmeye yönelik olarak hazırlanan bir anayasa değişikliği tasarısıyla karşı karşıyayız' dedi. Mansuroğlu tasarı ile Cumhuriyet´in kuruluş ilkesi olan güçler ayrılığı ilkesinin tarihe gömüleceği ve tek adam diktatörlüğü resmen ilan edileceği tehlikesine dikkat çekti.
2016 yılını değerlendirmek üzere parti ilçe binasında düzenlediği basın toplantısında güncel gelişmelere ve TBMM´deki görüşmelere dikkat çeken Yusuf Mansuroğlu, anayasa değişiklik tasarısının toplumun hiçbir kesimiyle müzakere edilmeden hazırlandığını kaydetti, ülkeyi tek adam diktatörlüğüne götürmeye amaçlayan bir proje olarak adlandırdı. 'TBMM kendi eliyle kendisini tasfiyenin yolunu açmış bulunmaktadır' diyen Mansuroğlu, şöyle konuştu: 'Bir Başbakan kendi varlığını bir engel olarak tanımlayacak kadar iradesini teslim etmiş durumdadır. Bugüne dek hiçbir Cumhuriyet Hükümeti bu kadar küçülmemiştir. Saraya yaranabilmek adına her türlü onursuzluğu utanmazca sergileyen bir anlayışı günlerdir ibretle izlemekteyiz. Gizli bir oylamanın bu iradesiz siyasi figüranlar tarafından nasıl bir zavallılığa dönüştürüldüğünü hep birlikte gördük. Birbirlerine o kadar güveniyorlar ki, ya oylarını birilerine gösteriyorlar, yada oy kabinine üç kişi girip birbirlerini denetliyorlar. Bu devletin bir bakanı oyunu usulünce kullanması yönünde uyarılınca “sana mı soracağım lan” diyebilecek kadar küçülmüştür. Bize sormayacaksın sayın bakan!... vekilliğini yaptığın Meclis´in iç tüzüğüne soracaksın. Bu ihanet projesine destek verenler, koltuk değnekliği yapanlar, saltanat ve hilafet özlemiyle, yurttaş olmayı bile sindiremeyip tekrar bir kula, bir tebaaya dönüşmek için can atanlar hiç heveslenmeyin. Bu Cumhuriyet oylamayla kurulmadı ecdadımızın döktüğü şehit kanlarıyla kuruldu. Oylamayla da yıkılmaz.'
Meclis´in tüm yetkileri tek elde toplanacak!
Yüzde 51 ile seçilen bir Cumhurbaşkanının halkın yüzde yüzünü temsil eden meclisin bütün temel yetkilerini üzerine alacağını vurgulayan Mansuroğlu, cumhurbaşkanının aynı zamanda parti genel başkanı olarak milletvekillerini doğrudan kendisinin belirleyeceğini, dilediği zaman olağanüstü hal ilan ederek ülkeyi sınırsız bir biçimde kararnamelerle yönetebileceğini, bütün bunlardan memnun kalmadığı takdirde de Meclisi feshedebileceğini ifade etti. Yine tasarının geldiği haliyle kabul edilmesi durumunda cumhurbaşkanının kendisini denetlemek ile görevli anayasa mahkemesi ve HSYK üyelerini atama yetkisiyle her türlü denetimden de kurtulacağını kaydeden Mansuroğlu, 'Yürütme organı olan hükümeti meclis dışından dilediği gibi atayarak, güven oyu dahi almadan kabine kurabilecek. Bütün bunlar açıkça yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanması sonucunu doğuracağı için Cumhuriyetimizin kuruluş ilkesi olan güçler ayrılığı ilkesi tarihe gömülecek ve tek adam diktatörlüğü resmen ilan edilecektir' diye konuştu.
Ülkenin sorunları 5 başlıkta
Türkiye´nin sorunlarını siyasi istikrarsızlık, terör, yanlış dış politika ve bozuk ekonomi başlıkları altında irdeleyen Yusuf Mansuroğlu, iktidar yetkisini elinde bulunduranların 2002 yılı seçimlerinde desteğini aldığı başta kurmayları, kader arkadaşları, Fetullah Gülen grubu olmak üzere herkesle ayrıştığının altını çizdi. 15 Temmuz´da darbe girişimine karşı demokrasinin kesintiye uğramaması için partilerinin örgütleriyle birlikte bir duruş sergilediğini de hatırlatan Mansuroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'İktidar bunu acaba nasıl kendi lehine kullanırım diye bir cadı avı başlattı ne kadar örgütlü sivil toplum örgütleri varsa üzerine gidildi darmadağın edildi. Ekmek ile terbiye edilmeye çalışıldı hepiniz hatırlarsanız bir imam arkadaşımız işe başlıyor, Diyanet işleri Bank Asya´da hesap açacaksın diyor ve bu vatandaş açtığı bu hesaptan ötürü ihraç ediliyor. Eğitim camiası sırf örgütlü bir yapıya sahip olduğu için başlarına geleni biliyorsunuz. Ordunun Emniyetin hali ortada sokaktaki bekçiyi toplayan iktidar bu örgütün siyasi ayağını ne yaptı bütün bu kadrolaşma bunların gözü önünde onaylarıyla oldu buna göz yumanlar nerede?'
'Yaşananların sorumlusu kim?'
Bir iktidarın birinci görevi kendi vatandaşının can, mal güvenliği ve huzurunu sağlamak olduğunu da sözlerine ekleyen Mansuroğlu, şunları belirtti: 'Ülkede gün geçmiyor ki bombalar patlamasın katliam yaşanması bunun sorumlusu kim? öğrenciler yurtlarında cayır cayır yanıyor sorumlusu kim? Kayseri´de teröre kurban giden askerlerimizin katili kim? Bir hatırlayalım 7 Haziran´dan sonra ´tek başımıza iktidar olsaydık ekonomi düzgün, terör biter´ demişlerdi. İktidardalar, ellerini tutan mı var. Dış politika tutarsızlıkla dolu. Rusya, İran, Suriye, İsrail tamamen yanlı politikalar sonucu dost iken hasmımız oldu. Dışarıdan mülteci alırken terörü de ithal ettik. Sınır güvenliğimiz yok, kardeşim Putinden Ey Putine sonra tekrar kardeşim Putin, Kardeşim Esad´tan sonra Esed bu ayın sonunda tekrar manevra Astana da bir araya gelecekler. İsrail ile önce One Minute, sonra mavi Marmara faciası bütün bunlar dengesiz basiretsiz bir dış politikanın neticesi içte ve dışta bu kadar yanlıştan sonra ekonominin yolunda gitmesi mümkün mü Turizm can çekişiyor. Döviz aldı başını gidiyor. Vatandaş her gün cebindeki paranın eridiğini hissediyor, işyerleri kapanıyor, işsizlik arttı memleketi diğer yüzde elli diye ikiye bölüp ayrıştırdılar.'