Akın Bodur/İskenderun
Konunun ekonomik tarımsal boyutunun yanında aynı zamanda ciddi anlamda bir istihdam boyutu olduğunu da ifade eden Topal, sağlıklı bir çözüm bulunması için TBMM‘de bir araştırma komisyonu oluşturulması talep etti.
Milletvekili Topal, TBMM Başkanlığına verdiği araştırma önergesinde şunlara yer verdi: 'Tarih boyu Akdeniz uygarlığının ve ticaretinin temelinde zeytin vardır. Zeytin bir besin maddesi olmakla birlikte aynı zamanda sanayide birçok sektöre de hammadde olarak katkı sunmaktadır. Anavatanı Hatay´ında içinde bulunduğu güney bölgemiz olan bu değerli ürün, bu gün dünya rekabetinde Türkiye´yi ciddi bir konuma taşımakla birlikte istihdam açısından da önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Bu istihdamın önemli bölümü ülkemizde bulunan ve sayıları 2 bin civarında olan zeytinyağı üretme işletmeleridir. Mevcut işletmelerin önemli sayılacak bir bölümü de Hatay´da bulunmaktadır. Bu işletmeler, yaklaşık 400 bin çiftçi ailesine hizmet vermektedir. Toplam zeytin işleme kapasitesi 3.500-4.000 ton arası olan bu kuruluşlarda ancak, 1.000 ton zeytin işlenebilmektedir. Yüksek miktarda kapasite fazlalığının varlığı rekabeti acımasız boyutlara taşımaktadır. Prinanın (zeytin posası) mevcut tesislerde işlenmesi talebi tamamen kapasite fazlasının değerlendirilmesi ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Prinanın tesislerde işlenmesi, zor durumda olan işletmeler açısından, ekonomik bir rahatlamaya yol açmaktadır. Ancak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının belirlediği pirinada kalacak yağ oranın yüzde 1.5 olması bir takım sıkıntılara yol açmaktadır. Çevresel etki bakımından belirlenen bu oran işletme sahipleri tarafından yüzde 3 olarak uygulanması talep edilmektedir. Prinada kalan yüzde 5´lik oranın yüzde 1.5 düşürülmesi ciddi maliyet getirmekle birlikte, pirinanın kullanımı açısından da enerji kaybı yaratmakta ve ekonomik değerini düşürdüğü iddia edilmektedir. Prinadaki yağ oranın yüzde 3 olarak belirlenmesi durumunda, prina odunu ve pelet üreten işletmelerin buradan elde ettikleri kazancın 10 kat artacağı ve buna bağlı olarak istihdam sayısında çok ciddi bir artışın olacağı firmaların hazırlamış olduğu raporlarda yer almaktadır. Konunun yeniden değerlendirilmesi olası etkileri konusunda yeni önlemler alınması ve yeni teknolojinin kullanımının yaygınlaştırılması, yine işletmelerin devletten talepleri arasındadır. Bu sorunların dışında bir diğer konumunda karasu olarak bilinen zeytin suyunun depolanması ve çevresel etkilerden arındırılarak doğaya salınması sürecidir. Bu süreç, özellikle küçük işletmelere ciddi maliyet getirmektedir. Tesislerin birçoğunun aile işletmeleri olmaları hasebiyle ekonomik kaynaklardan yoksundurlar. Karasu konusunun işletme büyüklüklerine göre yeniden ele alınması ve gerekirse depo birleştirmelerinin sağlanması bu kuruluşların devamlılığı açısından kaçınılmazdır. Hatay; Zeytin varlığı açsından Türkiye´nin 5. ilidir. Zeytin çeşitliliği açısından birçok zeytin cinsi yetiştirilmektedir. Meyve vermeyen ağaç sayısı bakımından Türkiye´de 2.Zeytin ağacı sayısı bakımından 7. sırada bulunan Hatay´da; sektörün sorunlarının çözüme kavuşturulması, bölgede yaşanan çatışma ortamından ciddi oranda etkilenen ekonomik yapının canlanması ve istihdama önemli katkı sağlaması açısından önemli bir konudur. Ekonomik ve çevresel etkilerde dikkate alınarak konun yeniden araştırılması elzemdir. Hatay özelinde, zeytinyağı işletmelerinin sorunlarının, üretim tekniklerindeki aksaklıların ve çevresel etki bakımından oluşturulan mevzuat uygulamalarının yerinde tespit edilmesi amacıyla; Anayasa ve TBMM iç tüzüğü gereğince bir komisyon kurularak konunun tüm boyutları ile araştırılmasını arz ederim.'