İskenderun/SES
Hafriyat çalışmalarının neden olduğu PM10 kirliliği geçen yıl en çok İskenderun'u etkilerken, bölgede çoğu zaman DSÖ limitlerinin aşıldığı belirtiliyor
Haberglobal'ın haberine göre, 6 Şubat depremlerin ardından, afet bölgesindeki çalışmalar devam ederken, afetzedelerin yaralarını sarmak için çalışmalar sürerken, Antakya'da hasarlı binaların yıkımında hem toz sorunu hem de sağlığa zararlı asbest riskine yol açılıyor. Deprem sonrası 311 bin bağımsız konutun çöktüğü Hatay'da hafriyat çalışmaları devam ederken, hava kirliliği belirleyicisi olan PM10 düzeyine ilişkin yapılan araştırmadan ise endişe yarattı. Hatay'da 6 Şubat ile 30 Eylül 2023 tarihleri arasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait hava kalitesi izlem istasyonları verilerinden yararlanılan araştırmada, havası en kirli ilçe İskenderun olarak saptandı. Mart 2023 sonrası tüm istasyonlardan aylık yüzde 70’in üzerinde veri elde edilirken, il genelinin yüzde 37.7’sinde limitlerin üzerinde PM 10 ölçümüne rastlandı. Araştırma kapsamında il genelindeki aşım yüzdeleri ise aylara göre şöyle sıralandı: Ağustos yüzde 57.8, Nisan yüzde 48.2, Mart yüzde 47.8, Şubat yüzde 42.6, Temmuz yüzde 35.7, Mayıs yüzde 31.8, Eylül yüzde 25.2, Haziran ise yüzde 18 oldu. İstasyonlara göre aşım sayılarına bakıldığında İskenderun merkez istasyonunda yüzde 78.8, Samandağ istasyonunda yüzde 38.6, Mustafa Kemal Üniversitesi'nde (MKÜ) yüzde 21.9, İskenderun istasyonunda ise yüzde 10.6 aşım olduğu saptandı. Aşımın en fazla olduğu ay İskenderun merkezde yüzde 85.7 ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi istasyonunda yüzde 48.1 ile Nisan oldu.
MKÜ Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyeleri Mehmet Erdem, Tacettin İnandı, Nazan Savaş ve Seçil Bal Cilli tarafından yapılan araştırmada, "En fazla aşım olan ay Ağustos olurken, tüm süreçte İskenderun merkez istasyonu PM10 ortalaması 83.9 ile 65.9 mikrogram-metreküp olarak kayda geçti. Hatay'da deprem sonrası incelediğimiz dönemin üçte birinden fazlasında 24 saatlik PM10 düzeylerinde DSÖ öneri limitleri aşılmıştır. Deprem sonrası PM10 düzeyleri halk sağlığını tehdit edici boyutta olup hava kalitesini düşüren önemli etkenlerden biridir. Yerleşim yerlerine yakın istasyonların PM10 düzeyleri daha yüksektir. En fazla limit aşımının olduğu ay Ağustostur. PM10 düzeylerinde beklenen belirgin bir mevsimsel trend gözlenememiştir. Hava kirliliği hakkında topluma bilgi sağlayan Hava kalitesi ölçüm istasyonlarının tüm binalar gibi depreme dirençli olması gerekmektedir. Bu istasyonların özellikle nüfusun yoğun olduğu bölgelere yakın olması halk sağlığı sorunlarını ortaya koyması açısından önemlidir. Depremzedelerin rüzgâr yönü de dikkate alınarak deprem ve buna bağlı enkaz kaldırma işlemlerinin yarattığı tozumaya maruz kalmayacak şekilde geçici ve kalıcı yerleşim yerlerine yerleştirilmeleri gerekmektedir. Özellikle insan faaliyetleri ile ortaya çıkan tozma işlemlerinin ıslak çalışma ile yapılması, moloz taşıyan kamyonların üzerinin branda ile örtülmesi, yolların temizlenmesi ve bu işlerde çalışanların maske gibi kişisel koruyucu önlemlere dikkat etmesi olası halk sağlığı risklerini azaltmak açısından büyük önem taşımaktadır" tespitlerine yer verildi.
9162,01%-0,70
34,37% 0,03
36,54% 0,03
2883,06% 0,38
4813,83% -0,12