Türkiye bir göç laboratuvarı mı?

Birleşmiş Milletler´in küresel kalkınma ağı oluşturmak için kurduğu Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP Türkiye´nin Temsilci Yardımcısı Sukhrob Khojimatov´a göre, Türkiye´deki Suriyelilerin yüzde 97´den fazlası kentlerde y

GÜNCEL 12.07.2019 11:36:15 0
Türkiye bir göç laboratuvarı mı?

İskenderun/SES

 Yerel idareler ve belediyeler, Suriye krizi nedeniyle ortaya çıkan ani nüfus artışı nedeniyle, özellikle belediye hizmetlerine yönelik artan talebi karşılamak konusunda giderek artan bir baskıyla karşı karşıya. Aralarında Hatay´ın da bulunduğu Suriye sınırındaki 4 ilde kentlerde yaşayan Suriyeli bireylerin yerel nüfusa oranı yüzde 10 ile yüzde 90 arasında değişiyor.
Projenin Suriye krizinin yükü altında kalan belediyelere sağladığı desteğin Hatay ayağını yerinde incelemek üzere UNDP Türkiye Temsilciliği bir grup gazeteciyle Hatay´da buluştu. Alan çalışması ve sunumların ardından Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Yazgülü Aldoğan, dün yayınlanan yazısında Suriyeli´lerin kalıcılığına dikkat çekti.
Hürriyet Gazetesi´nde Gila Benmayor´dan sonra Yazgülü Aldoğan da Hatay üzerinden UNDP Türkiye´nin, AB´nin sağladığı 50 milyon euroluk fon ile hayata geçirdiği “Suriye Krizine Yanıt Olarak Türkiye´de Dayanıklılık Projesi´ni yazdı. Benmayor da Hürriyet´te önceki gün yayımlanan köşesinde entegrasyon sorununa işaret ederek, UNDP bünyesinde Suriye dosyasının sorumlusu Burçe Dündar´a dayanarak Türkiye´nin bugün karşı karşıya olduğu tabloyu paylaşırken şu vurguyu yaptı: “Suriye krizin dokuzuncu yılında, Türkiye adeta gelecek için uygulama örneklerinin test edildiği ve derslerin çıkarıldığı bir göç laboratuvarı.”

Türkiye´de Dayanıklılık Projesi´nin Hatay örneğini incelediklerini, söz konusu 50 milyon Avro´luk, iki yıllık projenin, belediye hizmetlerinin güçlendirilmesi, istihdam yaratılması ve Türkçe öğretilmesi konularını kapsadığını hatırlatan Aldoğan, Suriyeli göçmenlerin yoğun olarak yerleşik bulunduğu Hatay, Gaziantep, Urfa ve Kilis illerinde sürdürülen projenin Hatay´daki Yayladağ Atık Transfer İstasyonunun ise yapım aşamasında olduğunu kaydetti. Aldoğan, UNDP Türkiye´nin Temsilci Yardımcısı Khojimatov´a dayandırarak şunları yazdı: “Hatay´daki Yayladağ Atık Transfer İstasyonu yapım aşamasında. Şimdiye kadar 6 ilde İller Bankası işbirliğiyle 6 istasyon tamamlanmış. “Belediye hizmetlerinin değeri yokluğunda anlaşılıyor” ilkesini hatırlatan UNDP temsilcisi Khojimatov, belediyelerin, maliyeti yüksek olan çöp toplama tesisi yapma konusunda imkânları olmadığını, vahşi depolamanın ise yeraltı suları ve Asi Nehri´ni kirlettiğini anlatıyor. Bu nedenle UNDP olarak altyapı yardımlarına öncelik veriyorlar. Yayladağ´da yapılan Katı Atık Entegre Tesisi 22.5 milyon Avro´ya mal olacak. Çöp nakli için alınan ve bu üç şehirde kullanılacak 9 TIR´ın tanesi ise 140 bin Avro. Suriyelilerin yarattığı bir başka sorun ise ilkel ısınma koşulları yüzünden yangınların sıklaşması. Hatay Belediyesi´ne hibe edilen iki itfaiye aracının bedeli dudak uçuklatıyor, tanesi 250 bin dolar! 750 personel ve 94 araçlık filo ile çalışan Hatay İtfaiyesi, özellikle çadırlı kamp döneminde pek çok vakaya müdahale etmiş. Şimdi de Suriye sınırları içindeki Muhammediye Kampı´ndan bile sorumlu olarak yoğun çalışıyorlar.”
Projenin sosyal ayağı ise göçmenlere Türkçe öğretmenin oluşturduğunu, talebin yüksek olduğunu, özellikle Türkçe´yi en az bilen grubu oluşturan kadınların iki aylık kurslara büyük ilgi gösterdiğini aktaran Aldoğan, İstihdam paketiyle de göçmenlere temel beceri kazandırma eğitimleri verildiğini kaydetti. Uluslararası yardım ve fonların proje kapsamında ulaştığına da işaret eden Aldoğan, şunları aktardı: “İki gün boyunca yaptığımız inceleme ve aldığımız bilgilerle bir defter dolusu not tuttum, ama sizi rakam ve teknik bilgilere boğmak istemiyorum. Sorun çok yönlü ve büyük; yardım da alıyoruz ama belki yeterli değil, belki de “donör”ler bu bağışların yapılması için uygun koşulları arıyor. Yardımlar mutlaka proje bazında ve UNDP uzmanları tarafından denetlenerek yapılabiliyor. Al sana 3 milyar Avro harca diye değil! Suriyelilere kızıyoruz, ama onların da mağdur insanlar olduğunu unutmayalım. Yaşadıkları evleri, şehirleri, iyi kötü bir düzenleri vardı. Bombalar tepelerine düştü, kaçtılar, sığındılar. Önce çadırlarda, şimdi şehirlerde iyi kötü yaşamaya çalışıyorlar. Zaten parası pulu olan çoktan Avrupa´ya gitti. O insanların da hayata tutunması, çocuklarının okula gitmesi, kendilerinin çalışması gerekiyor. Bunun için dilimizi öğrenmeleri ve çoğu kırsal bölgeden gelmiş insanların istihdam edilebilir hale gelmesi gerek. Çalışma yaşındaki 2 milyon yüz bin Suriyelinin tahminen sadece 650 bini çalışıyor ve sadece 62 bini resmi olarak kayıtlı. Tarihte hiçbir dönemde bu kadar büyük bir göçmen topluluğu bir ülkeye katılmadı.”


İskenderun'da filtre operasyonu

Dr. Kanatlı'dan ürküten tablo

Aile hekimleri iş bıraktı

Meclis'te 'fotoğraf tartışması'

Rezerv alan kararına 'dava'

Binalara 8 kat sınırı

CHP’den Lütfü Savaş'a 'kesin ihraç' istemi

AFAD'da dönüşüm değerlendirme toplantısı

Belediye meclisinde kayyum eleştirisi

65 yaş üstüne çay-kahve ücretsiz

Feyezan Kanalının duvarı yükseliyor

Usta öğretici belgeli tek kadın klimacı

İskenderun DEM Parti'den kayyum eleştirisi

AKP'de tek listeli seçim

AKP: Uygulamalar devam edecek

  • BIST 100

    9367,77%3,72
  • DOLAR

    34,48% 0,07
  • EURO

    36,21% -0,34
  • GRAM ALTIN

    2960,09% 0,86
  • Ç. ALTIN

    4956,37% 0,55