Akın Bodur/İskenderun
´Üç fidan´, 06 Mayıs 1972 tarihinde idam edildi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, dün İskenderun´da CHP ve Emek Partisi (EMEP) ilçe örgütleri tarafından ayrı ayrı düzenlenen etkinliklerle anıldı.
İskenderun CHP´de gençlik kolları tarafından düzenlenen anma etkinliği, İstiklal marşı´nın okunması ve saygı duruşuyla başladı, Deniz Geçmiş´in hayatı anlatıldı ve müzikle devam ettirildi. CHP İskenderun Gençlik Kolları yöneticisi Muhammet Kurt, Geçmiş´in hayatını okurken, Berfin Taylan da babasına yazdığı ve vasiyetini de içeren son mektubunu okudu. CHP İskenderun Gençlik Kolları Başkanı Hurşit Mursaloğlu, Gezmiş, Aslan ve İnan´ın idam edildiği tarih olan 6 Mayıs´ın, yarım yüzyıldan beri, Türkiye gençliğinin öfkesini emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadele bilinci ile birleştirdiği bir gün olduğunu söyledi. '6 Mayıs, yarım yüzyıldan beri, gençliğimizin ve halkımızın yüreğinde dinmeyen bir acı, sönmeyen bir yangın oldu. 6 Mayıs; sadece takvim yapraklarında bir gün değil, 68 mücadelesinin coşkulu öğrenci eylemleriyle başlayıp, Türkiye halklarının emperyalizme ve yerli ortaklarına karşı bağımsız ve demokratik bir Türkiye mücadelesini yükselttiği bir dalganın halk kahramanları olarak darağaçlarında can veren Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan´ın katledildiği gündür' diyen ve ´üç fidan´ için 'Siz onları sadece sehpaya çıkarıp astınız, Ama öldüremediniz' değerlendirmesinde bulunan Mursaloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: '6 Mayıs´ı Deniz Gezmiş´in idam edilmesi olarak anmayın. 6 Mayıs, ölümün en alçakça geldiği fakat en asaletli şekilde gerçekleştiği gündür. 6 Mayıs, üç fidanın boy verdiği gündür. 6 Mayıs idam değil, işkence günüdür. İdam sehpasına çıkarıldığında boynuna asılan ip, çift ilmektir. Ve sırf bu yüzden Deniz Gezmiş yirmi beş dakika boyunca ölmemiştir. İdam mı bu, işkence mi? Boynunda çift ilmeğe rağmen, ayağının altından tabureyi ittiren yine kendisidir, Deniz´in. Korku mu bu asalet mi? Biraz sonra aynı sehpaya çıkarılacak olan Yusuf Aslan tam 25 dakika boyunca, penceresinden Deniz´i izlemiştir. Acı mı bu gurur mu? Ve Yusuf Aslan asılırken penceresinden onu seyreden Hüseyin İnan. Henüz Deniz bile gözlerinin önünden gitmemişken. Sabır mı bu acele mi? Hiç kuşkusuz içinden geçtiğimiz dönem, emperyalizme karşı mücadele bakımından 60´lı yıllara göre çok daha karmaşık bir süreçtir. Bu yüzden de antiemperyalist mücadelenin sorunları büyümüştür. Dün emperyalizmin ´Yeşil Kuşak Projesi´nin militanı olarak açıkça görev yapan ´komünizmle mücadele dernekleri´, ´Milli Türk Talebe Birliği´, ´Yeniden Milli Mücadeleciler´, ´Ülkü Ocakları´” gibi odakların bugünkü uzantıları partiler, vakıflar, dernekler, cemaat ve tarikatlar. Ve onların siyasetteki temsilcileri, kendi amaçlarını, ABD´ye karşı ve emperyalizme karşı bir görünüm altında gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.'
Mursaloğlu, akşam Trump´la görüşen ve bunu 'Başarılı bir görüşme oldu. Stratejik müttefikimizle sorunlarımızı konuşarak çözüyoruz' diyenlerin, sabah halkın karşısına geçip 'Türkiye´de darbeler düzenleyen üst akıldan, Türkiye´ye karşı diplomatik, ekonomik saldırılar düzenleyen emperyalist odaklardan, bölgeye emperyalist müdahalelerden dem vurup emperyalistlere karşı ateş püsküren konuşmalar yapmakta bir çelişki görmediklerini de anlattı. CHP İskenderun Gençlik Kolları Başkanı Mursaloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Birbirleriyle mücadele ediyormuş gibi ´gürültülü´ kavga sürdüren emperyalistler ve iş birlikçileri, kaldırdıkları toz duman arkasında her düzeyde kişiler ve heyetlerle aralarındaki ilişkileri daha yüksek iş birliklerine dönüştürmek için var güçleriyle çalışmaktadırlar. Bu sahte antiemperyalizm paravanı arkasında kümelenen iş birlikçilerin, emperyalistlerin bölge stratejisine tam uyum sağlamak için olağanüstü bir çaba gösterdikleri apaçıktır. Bu yüzden gerek gençlik yığınları, gerekse halk yığınları içinde, sahte antiemperyalizmin teşhiri son derece önemlidir. 2019 6 Mayıs´ının en önemli görevi budur. Çünkü ancak gerçekler görüldüğü ölçüde, gerçek bir antiemperyalist mücadelenin örgütlenmesi ve sürdürülmesi mümkün olabilir.'
Gezmiş ve arkadaşlarının tek isteğinin Türkiye´nin bağımsız ve demokratik olması olduğunu, bu istekleri için idam edildiklerini ifade eden CHP İskenderun İlçe Başkanı Yusuf Mansuroğlu da, 'Biz onların mücadelesini, saglarımızı sıkılaştırarak sürdüreceğiz' diye konuştu. İçinde bulunulan durumun, ´üç fidan´ın öldürüldüğü dönemin koşullarından daha ağır olduğunu savunan Mansuroğlu, 'tek adam rejimi fiilen iş başındadır. Hukukun üstünlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasiden, adaletten bahsetmek mümkün değildir' dedi. Mansuroğlu, CHP´nin İstanbul´da kazanmış olduğu bir seçimi kabullenmek istemeyenlerin ´seçimi iptal ettirmek´ istediğini ifade ederek, 'Var mı öyle bir şey? Yok' değerlendirmesini yaptı.
Ezanın okunması üzerine ara verilen etkinlikte, yerel sanatçı Melih Aşkar, gitarı eşiğinde 'Deniz koydum adını; Adı deniz olmalı; yiğidim aslanım burada yatıyor; Çav bella' adlı parçaların da bulunduğu şarkıları seslendirdi.
İskenderun EMEP´te türkülü anma
Emek Partisi İskenderun İlçe örgütünde de saz ve türkülü anma töreni düzenlendi. EMEP Hatay İl Başkanı Mevlüt Bulgur, aradan geçen 47 yılda, onların mücadelesi, halka bağlılıkları ve cesaretlerinin bir gün bile urutulmadığını, unutulmayacağını söyledi. Bulgur, 'Denizler, 47 yıldır yüzlerce, binlerce gencin adında, mücadelesinde, cesaretinde yaşıyor, yaşamaya da devam edecek' dedi.
Türkiye´nin bağımsız bir ülke olmasını isteyen Gezmiş ve arkadaşlarının, emperyalist kuşatmanın karşısında yer alan, işçilerin, emekçilerin yönettiği bir olması için mücadele verdiğini anlatan EMEP Hatay İl Başkanı Bulgur, şunları söyledi: 'Her geçen yıl Deniz´leri ve mücadelelerini hatırlamak, emperyalizme karşı açıktan ve örgütlü bir savaşısın içerisinde yer alan, alkak isteyenlerin sayısı çoğalıyor. Çünkü, 47 yıl öncesinde olduğu gibi bugün de Deniz´leri idam eden düzenin temsilcileri iktidarda. Uluslararası sermaye güçleri ve onların yerli işbirlikçileri dünyanın her tarafını yağmalıyor, kapitalizmi, barbarlığı en ucra köşelere kadar götürüyor. Onların yerli işbirlikçileri, Türkiye´den Venezuella´ya, Suriye ve Ortadoğu´dan Afrika´ya ırkçı, gerici, mezhepçi savaş politikalarından vazgeçmiyor, dünya halklarının barış ve özgürlük özlemlerine yağma, savaş ve sömürüden başka cevap vermiyor.'
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg´in dün ülkeye geldiğini ifade eden EMEP Hatay İl Başkanı Bulgur, ülkeyi ve geleceği, emperyalizmin askeri birliklerine, ticaret örgütlerine teslim etmeyeceklerini, NATO ve İncirlik Üssü´nün gideceğini ve kendilerinin kalacağını ifade etti.
9411,13%0,46
34,56% 0,25
36,04% -0,51
3000,45% 1,31
5010,37% 1,12