Akın Bodur/İskenderun
Röportaj ve köşe yazılarının yer aldığı Su Tanecikleri; ‘Ekonomi, Politika, Savaş, Barış´,´Toplumsal Yaşam ve İnsan İlişkileri´, ‘Kent ve Çevre´, ‘Eğitim, Kültür, Sanat´, ‘Kadın´, ile ‘Haber ve Röportajlar´ olmak üzere 6 bölüm ve 288 sayfadan oluşuyor. Kitabın bölümlerinin sınıflanmasını, Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi Çağdaş Gemici´nin yaptı.
Ankara´da bulunan Hermes Tanıtım Ofset´ten yayımlanan Su Tanecikleri´nin son çalışması olduğunu belirten gazeteci Say, daha önce de 'Dikenli Koza' ve 'Dünden Bugüne Samandağ' adlı kitaplarının bulunduğunu belirtti. 6 yıl önce geçirdiği kaza sonrası verdiği mücadele sonrası yaşama yeniden tutunan gazeteci Say, 'Su Tanecikleri beni çok mutlu etti ve bu sıkıntılı süreçte büyük bir moral kaynağı oldu. Kitabımın yayımlanmasından çok mutlu oldum' dedi. Türkiye´de gazeteciliğin her zaman zor bir uğraş ve meslek olduğunu ifade eden gazeteci Say, yerelde gazetecilik yapmanın ise daha zor olduğunu söyledi. Yerelin ve gazeteciliğin zorluklarının üstesinden gelmeye çalışıp, 33 yıldır yayın yapan Samandağ Gazetesini çıkardıklarını anlatan Şahiye Say, yerelin ve yörenin sorunlarını aktardığı makale ve haberlerde oluşan yeni bir kitap çıkarma çabasında olduğunu da kaydetti.
Su Taneciklerinin önsözünü yazan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülrezak Altun, 'Su Tanecikleri adlı kitabına önsöz yazmak benim için hem büyük bir onur, hem de önemli bir görev. Sadece halen dekanlığını yürüttüğüm İLEF´in bir mezunu olmasından dolayı değil, kendisini uzun yıllardan beri tanıyıp yerel düzeyde gazetecilik çabasına bir nebze tanıklık ettiğim için' ifadesine yer verdi. Türkiye´de gazeteciliğin her zaman zor bir uğraş, meslek olduğunu anımsatan Prof. Dr. Altun, 'Kaldı ki yerel gazetecilik ve hakkıyla bir ‘yerel´ gazete çıkarmak. Ama Say, bütün bunların üstesinden gelmeyi de başarmış durumda. Ülkemizde yerel gazeteciler, hele hele yerel gazete sahipleri gazetecilik mesleğinin bir neferi olmaktan çok, sıklıkla çeşitli ilişki ağlarına sızarak Bourdieu´nun ‘sembolik seçkinler´ olarak tanımladığı sınıfın bir üyesi olma çabasındayken, Say´ın inatla yerel gazeteci olma gayreti hep dikkatimi çekmişti' değerlendirmesinde bulundu. Ülkemizin birçok yerinde yerel gazetecilerin İstanbul ve Ankara´da çalışan meslektaşlarına öykündüğünü gözlemlediğini anlatan Altun, önsözde yaptığı değerlendirmeyi şöyle sürdürdü: 'Oysa gazeteciliğin başarısı konudan çok, onu işleme ve yansıtma becerisinde gizliydi. Say ise yerel sorun ve öyküleri ve özellikle kadınlara ilişkin sorunları evrensel bir yaklaşımla sunmayı hep becerdi. Bu yazılarıyla Anadolu Basını Özendirme Yarışmalarında ve Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti başta olmak üzere meslek alanındaki pek çok sivil toplum örgütünün ödüllerine layık bulundu. Say´ın, Samandağ Gazetesi bence bu açıdan böyük bir öneme sahip. Gazetenin koleksiyonu incelendiğinde her bir satırı ile yerel unsurlar barındırdığını göreceksiniz. Bu haliyle Samandağ Gazetesi, Samandağ coğrafyasında olan biten her şeye dair bir zaman kapsülü gibi. Ve yine özellikle sosyal konularda çalışan araştırmacılar için özellikle bir kayıt kutusu, ham veri kaynağı. Bu açıdan ileride Samandağ ve Hatay ile ilgili çalışmalar yapacaklar açısından çok önemli bir değer.'