Hatay Milletvekili ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay Mengüllüoğlu, TBMM Genel Kurulu´nda yaptığı konuşmada, ülkenin ekonomik ve güncel durumu hakkında değerlendirme yaptı ve 'Gezi´yi mumla arayacaks?
İskenderun/SES
Milletvekili Mengüllüoğlu, Türkiye´nin ekonomik ve güncel durumunu emekçiler açısından değerlendirdiği konuşmasında iktidarı eleştirdi ve 'Bir halkın varlık sebebi nedir? Holdinglerinizi her geçen gün biraz daha zengin etmek mi? Her gün biraz daha yoksullaşan, her dediğinize ´tamam, ağam´ deyip kendinize yeni uçaklar, araba konvoyları ya da yeni saraylar yaptırmanızı izlemek zorunda kalmak mı? Yaratılan korku devleti yüzünden bir kenarda başına gelecekleri beklemek zorunda kalmak mı?' diye sordu.
Ülkede emekçilerin ekonomik zorluklar yaşadığını ve bir süredir devam eden toplu intiharlar ile Rabia Naz olayını araştıran gazetecilere yönelik baskılar yapıldığını ifade eden milletvekili Mengüllüoğlu, şunları söyledi: 'İktidar partisi 18 yıldır ülkeyi yönetiyor. İktidara gelmelerinin en büyük sebeplerinden biri de 2001 krizi ve o günlerde sembolleşen ´Başbakanım, al, ben esnafım´ diye yazar kasa atan esnaf. Yıllar boyunca iktidar partisinden, Türkiye şöyle ilerliyor, böyle büyüyor hamasetini sıkça duyduk. Peki, acaba emekçiler açısından her şey AKP´nin anlattığı gibi mi? Geldikleri günden bugüne anlattıkları bu toz pembe tablonun içinde bir nebze büyüme, refah varsa söyledikleri gibi emekçiler için değil milyonlarca lira vergilerini her sene bir daha, bir daha sildikleri, her ihaleyi bir şekilde verdikleri Cengiz, Limak, Kolin, Sancak, Sabancı, Koç ve birçok yandaş holding içindir. Meclisin, belediyelerin önünde kendini ateşe verenlerin, iş bulamadıkları için intihara yeltenenlerin durumu nedir? Şu an onlarca fabrika, atölye, belediyeler önünde eylem yapan, halkları için şehirden şehre yürüyen işçiler için durum nedir? Bütün bunlar sizin söz ettiğiniz refahın, büyümenin neresinde duruyor? Bir halkın varlık sebebi nedir? Holdinglerinizi her geçen gün biraz daha zengin etmek mi? Her gün biraz daha yoksullaşan, her dediğinize ´tamam, ağam´ deyip kendinize yeni uçaklar, araba konvoyları ya da yeni saraylar yaptırmanızı izlemek zorunda kalmak mı? Yaratılan korku devleti yüzünden bir kenarda başına gelecekleri beklemek zorunda kalmak mı? Toplumun bütün psikolojisiyle oynadınız, ülkenin sosyolojisini bozdunuz ve bütün bunları defalarca duymanıza rağmen, yine karşımızda ´ne diyor ya bu?´ der gibi gülümsüyorsunuz; sizi de anlıyorum. Abdülhamit döneminden bu yana, belki daha kötü bir istibdat dönemi yaşatıyorsunuz, ülkeye. O zaman ´yıldız´ demek, ´burun´ demek yasaktı Abdülhamit´i anımsatıyor diye; şimdi savaşa giriyorsunuz, ´savaş´ demek yasak; başkasını zoruyla ateşkes yapıyorsunuz, ´ateşkes´ demek yasak; ´kayyum atandı´ demek yasak; hatta, ekonomik krize ´kriz´ demek yasak. Ekonomi kötü algısı yaratmak terör örgütlerinin yaptıklarıyla eş değermiş, böyle buyurmuş damat bey... Bugün Şili´de, Ekvador´da, Lübnan´da, Azerbaycan´da ´kesinlikle sokağa çıkmaz´ denilen insanların kendi iradelerini nasıl ortaya koyduğunu, nasıl karşı çıktıklarını görün, bakın, hiç aklınızdan çıkmayan Gezi´yi düşünün. Bu halk sizi iktidardan indirecek ama o gün emin olun, Gezi´yi mumla arayacaksınız.'
9411,13%0,46
34,56% 0,25
36,04% -0,51
3000,45% 1,31
5010,37% 1,12