1-7 Nisan tarihleri arası Ulusal Kanser Haftası kapsamında farkındalık açıklamaları yapıldı.
İskenderun/SES
Ülkede her yıl 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası kapsamında kanser hastalığının önemi ve kanserden korunma konusunda alınacak önlemlere ilişkin yapılan açıklamalarla, halkın farkındalığını arttırmak amacıyla etkinlikler yapılıyor; ücretsiz kanser taramaları için Antakya, Defne, İskenderun, Kırıkhan, Dörtyol ve Reyhanlı´daki ilçe sağlık müdürlükleri bünyesinde bulunan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerine başvuru yapılabileceği anımsatılıyor.
Dünyada en önemli halk sağlığı sorunu olan, kişinin yaşam süresini önemli ölçüde kısaltan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kanserin ölüm sıralamasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını belirten Hatay İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Hambolat, şu değerlendirmede bulundu: 'Kanser yüzde 90 oranında çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı oluşmaktadır. Çevresel faktörler arasında da tütün ürünlerinin kullanımı, sağlıksız beslenme ve obezite, alkol ve enfeksiyonlar ilk sıralarda yer almaktadır. Özellikle ortaya çıkışının önlenebildiği, taramalarla ölümün yok edilebildiği ve erken teşhis edildiğinde tedavinin yaşam kalitesine çok şey katabildiği kanser türlerini göz önüne alırsak korunmanın önemi artmaktadır. Kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin kontrolsüz şekilde bölünüp çoğalmasıyla gelişen kötü huylu tümörlere ve urlara denir. Kanserin 100´den fazla türü vardır. İnsan vücudunu oluşturan hücrelerin bazı risk faktörleri nedeniyle mutasyona uğrayarak aşırı çoğalarak içinde yaşadıkları dokulara zarar vermesiyle başlayan bu süreç, durdurulmaz ise ölümcül olabilir. Kanser hastalığı için iki grup risk faktörü vardır. Bunlar değiştirilebilir faktörler ve değiştirilemeyen faktörlerdir. Değiştirilemeyen faktörler yaş, cinsiyet ve aile öyküsüdür. Değiştirilebilir faktörler ise çevresel etkenlerdir. Bunlar: Sigara ve alkol kullanımı, radyasyona maruz kalma, bazı virüsler, kötü beslenme alışkanlığı, gıdalardaki katkı maddeleri, uzun süre güneş ışığına maruz kalma, aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma, bazı kimyasal maddeler (katran, benzen, boya maddeleri, asbest v.b.) ve hava kirliliğidir. Bu risk faktörlerinden biri veya daha fazlasına maruz kalmak bu kişide kesin kanser gelişeceğini göstermez, ama kansere yakalanma ihtimalini arttırır. Bazı insanlar birçok risk faktörü bulundurmasına rağmen yaşamı boyunca hiç kansere yakalanmazken, kanser tanısı konulan bazı hastalarda ise hiçbir risk faktörüne rastlanmayabilir. Kanserden korunma kanserin tedavisinden daha önemli bir husustur. Korunmada, yukarıda anlatılan başta sigara ve alkol olmak üzere, kanser yapıcı çevresel etkenlerden uzak durmak önemlidir. Bunun dışında düzenli spor yapmak, aşırı güneş ışığından sakınmak, sağlıklı beslenmek kanser riskini azaltacaktır. Dolayısıyla sağlıklı yaşam davranışları ile kansere karşı korunulabilmekte ve tarama programları sayesinde erken teşhis konularak yaşam süreleri uzatılabilmektedir. Ulusal Kanser Tarama Programı kapsamında, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM) 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV testi ile serviks (rahim ağzı) kanseri, 40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir mamografi çekimi ile meme kanseri, 50-70 yaş arası kadın ve erkeklerde 2 yılda bir dışkıda gizli kan (G.G.K) tetkiki ile kolorektal (barsak) kanseri taraması ücretsiz olarak yapılmaktadır. Tarama yaptırmak için KETEM ve aile hekimlerine başvuru yapılabilinir.'
İskenderun´da özel sağlık hizmeti veren Gelişim HastanesininTıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Sadık Muallaoğlu da, 'Dünyada her yıl yaklaşık 14 milyon kişi kansere yakalanmakta ve Sağlık Bakanlığı verilerine göre de her yıl ülkemizde 170 bin kişiye kanser tanısı konmaktadır. Bu hastalık; yaş, cinsiyet, dil, din, ırk ayırımı yapmaksızın tüm insanları etkilemektedir. 2030 yılına gelindiğinde yıllık 22 milyon yeni vaka ortaya çıkması beklenmektedir. Türkiye´de ise sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp-damar hastalıklarından sonra en sık görülen ikinci ölüm sebebi olarak dikkat çekmektedir' açıklamasını yaptı. Muallaoğlu, ülkede erkeklerde görülen en sık ilk 5 kanser türünün; akciğer, prostat, mesane, kolorektal (kalın barsak) ve mide kanseri olarak sıralalarken, kadınlarda da en sık görülen kanser türünün meme kanseri, ahim ağzı (serviks), rahim ve yumurtalık kanseri olarak ifade etti.
İskenderun´da özel sağlık hizmeti veren Palmiye HastanesininBeslenme ve Diyet Uzmanı Ecem Boran Kın da, özellikle yağlı besinlerle oluşan kötü beslenme alışkanlıkları ve işlenmiş besinlerdeki katkı maddelerinin, kanser riskini arttırdığını belirtti. Kın, “Şişmanlık, özellikle meme ve kalın bağırsak kanseri ile ilişkilidir. Yağlı besinlerin aşırı tüketimi, beraberinde kanserojen etki gösteren maddelerin alınmasını getirir. Meyve ve sebze tüketiminin az olması da, antioksidan madde alımını engeller. Kanser oluşumunu tetikleyen diğer bir neden katkı maddeleridir. Besinlerin raf ömrünü arttırmak amacıyla kullanılan katkı maddelerinin aşırı alımı, vücutta kanser oluşumunu tetiklemektedir. Sucuk, salam ve sosislerde koruyucu olarak kullanılan nitrit-nitratın aşırı tüketimi, kanser oluşumuna desteklemektedir. Kızartma, kavurma ve tütsüleme gibi pişirme yöntemleri, kanserojen maddelerin oluşumuna neden olmaktadır. Özellikle yüksek protein içeriğine sahip besinlerin bu yöntemlerle pişirilmesi, kanserojen maddelerin oluşmasını desteklemektedir' açıklamasını yaptı.
Palmiye Hastanesinin Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ramazan Gümüş ise şu değerlendirmede bulundu: 'Vücudun herhangi bir organ ya da dokusundaki hücrelerin kontrolsüz bir bicimde süreli çoğalması, kanser olarak bilinmektedir. Ağız bölgesini oluşturan dokuların herhangi birinde (dudak, diş etleri, yanak, damak, ağız tabanı gibi) hücrelerin kontrolsüz büyümesi durumuna da ağız kanseri oluşma ihtimali vardır. Baş ve boyun kanserleri kategorisinde bulunan kanser türlerinden biri olan ve genellikle 45 yaş üzerinde ortaya çıkan ağız kanseri, erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülmektedir. Ağız kanserinin oluşmasının en önemli nedeni; alkol ve tütün ürünleridir. Ayrıca ailede kanser öyküsünün olması, sağlıksız beslenme, ağız kanseri riskini arttırmaktadır. Ağız kanseri belirtileri arasında ağız, yanakta ağrısız şişlikler, yutma güçlüğü, iyileşemeyen dudak ve ağız yaraları, dişlerde sebepsiz kayıplar, ağız içi kanamaları, ağız içinde beyaz veya kırmızı renkli alanların görülmesi, konuşma güçlüğü, ağız içinde uyuşukluk oluşması en önemli belirtilerdendir.'
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01