Veteriner Hekimleri Odası Hatay Şubesi, önceki gün yaptığı genel kurulla yani yönetimini belirledi.
Antakya/SES
İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şubesinde yapılan kongrede yönetime 5, üst kurula 5, murakıplar seçimine 2, haysiyet divanına da 5 üye ve yedekleri seçildi. Genel kurul, yeni yönetime, oda binası satın alması, çalışacak personel kadrolarına ödenecek ücret miktarlarının belirlenmesi konusunda yetki de verdi.
Hatay Veteriner Hekimler Odası Başkanı Yahya Hamurcu, kongrede yaptığı konuşmada, odanın, mesleğin toplum yararına kullanılması, üyelerinin hak ve menfaatlerinin korunması, ülke hayvancılığının geliştirilmesi ve demokratik kitle örgütü olarak ülke sorunlarına yasal zeminde demokratik tepkiler ortaya koyması gibi görev, yetki ve sorumluluklara sahip olduğunu anımsattı. Hamurcu, 'Odamız bu çerçevede kalarak ulusal ve yerel sorunlara yönelik öneri, görüş ve tepkisini gerek kurumsal üyesi olduğu 12 meslek odasından oluşan Hatay Meslek Odaları Koordinasyon Kurulu (HAMOK) bünyesinde yapılan etkinlikler ve basın açıklamalarıyla gerek farklı kurum ve kuruluşlarla birlikte hareket ederek gerekse de bireysel olarak ortaya koymuş, koymaya devam etmektedir' dedi. Ülke ve mesleğimizin zor günlerden geçtiğini anlatan Hamurcu, şunları söyledi: '1982´ye kadar kendi kendine yeten ve üretim fazlası vererek hayvansal ürünleri ve canlı hayvan ihraç eden bir pozisyonda olan Türkiye bu dönem sonrası yaşanan yanlış hayvancılık politikaları sonucu özellikle kırmızı ette dışa bağımlı bir yapıya sürüklenmiştir. 1982´de Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine olan canlı hayvan ve hayvansal ürün ihracatımız, genel ihracatımızın yaklaşık yüzde 8´ine karşılık geliyordu. O dönemden itibaren uygulanan yanlış hayvancılık politikaları ile Türkiye, artık sığır ithalatında dünya ikincisi, Avrupa´nın birincisi konumuna geldi. İthalatta ulaşılması zor rekorlar kıran Türkiye, birçok hayvan hastalığını da ithal ediyor. Saman, et ve et ürünleri ithalatı, hastalık risklerini daha da artırıyor. Her geçen gün daha da zorlaşan üretim koşuları yerini üretmemeye bırakıyor. Çiftçi belki de ilk kez bu kadar karamsar ve ümitsiz ama aynı zamanda da kararlı. Birçoğu üretmeyeceğini söylüyor. Yine ilk kez ciddi olarak üretmemenin maliyetini hesaplıyor. Son yıllarda giderek ağırlaşan olumsuzluklar ve bunun doğrultusunda artan fiyatlar öncelikle hayvansal gıda ile beslenme ihtiyacı olan halkımızı alım gücünü aşmaktadır. Bu durum ülkemizde hayvancılıkla uğraşan kesimler ile bu sektörde profesyonel olarak çalışan meslek mensuplarının çalışma koşullarını, istihdam alanlarını ve iş güvenliği konularını da sıkıntılı bir noktaya getirmiştir. Hayvancılıkta önemli miktarda üretimden kaçışlar, üretimde ve hayvan sayılarında önemli azalmalarla kendini göstermiştir. Şu anda yapılması gereken; et ve hayvan ithalatından vazgeçilerek hayvancılık sektöründe et ve süt üretimine yönelik bir seferberlik ilan edilerek en az beş yıl kalıcı, değişmeyen tedbirler alınarak uygulamaya konulmalıdır. Ülkemizin gündemini işgal eden şarbon hastalığı Diyarbakır´da bir çocuğumuzun hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Ankara, İstanbul ve en son Bitlis´te tespit edilen Şarbon hastalığı tekrar göstermiştir ki bu ülkenin güçlü, hızlı hareket edebilen, bağımsız bir Veteriner hekimlik teşkilatına ihtiyacı vardır. Hayvan sağlığı, hayvan varlığı ve gıda stratejik bir alandır. Bu alanda kilit meslek olan Veteriner hekimlikte son zamanlarda yaşatılan dejenerasyon durdurulmalıdır. Hayvan sağlığı hizmeti bir hekimlik hizmetidir, çeşitli adlar altında açılan ve hekimlik yetkilerini kullanan bölümler ile yetersiz öğretim elemanı ve altyapıyla açılan Veteriner fakülteleri kapatılmalıdır. Bakanlık bünyesinde merkez ve taşra teşkilatlarında bulunan ve yıllardır hayvan ve toplum sağlığı için fedakârca mücadele eden her kademedeki birikimli Veteriner hekimler bu teşkilatın merkezinde olmalıdır. Tek sağlık konseptine uygun olarak sağlık personeli bir bütün olarak çalışmalı, özlük hakları konusunda da ayrımcılığa tabi tutulmamalıdırlar. Bakanlık koruyucu hekimlik tedbirleri alırken sahada çalışan binlerce serbest Veteriner hekimi yetkilendirmeli, birlikte çalışmanın şartlarını oluşturmalıdır. Hepsinden önemlisi gerek taşıyacağı hastalık riskleri gerekse yerli üretime olumsuz etkileri açısından hayvancılığımızın ölüm fermanı olan hayvansal ürünlerin ve canlı hayvan ithalatından vazgeçilmelidir. Ülke hayvancılığının gelişimi için, hayvancılık desteklemelerinin tarımsal destekler içindeki oranı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüzde 25´ten yüzde 50´ye çıkarılmalıdır. Koruyucu hekimlik, hem ucuz hem de yüz güldürücü sonuçlar veren bir çalışma biçimidir. Meslektaşlarımızın daha ağırlıklı olarak koruyucu hekimliğe yönlendirilmeleri stratejik bir politika olarak kabul edilmelidir. Veterinerlerin, gerek teorik gerekse pratik bilgi donanımına sahip olmaları için veteriner fakültelerinin eğitim kadrosu, laboratuvar altyapısı ve hayvan hastanesinin yeterli olması gerekmektedir. Veteriner Fakültesi sayısı ülke ihtiyaçlarının çok üzerinde olup ulusal ya da uluslararası akreditasyon başarısı gösteremeyenlere öğrenci alımı durdurulmalı, öğrenci kontenjanları düşürülmeli, 5 yıl içerisinde bu şartları sağlayamayanlar kapatılmalıdır. Yerel yönetimlerin görevi kapsamındaki gıda güvenliği ve halk sağlığı sorunlarının en alt seviyeye indirilmesi için Belediye Veteriner İşleri Müdürlüklerinin yeniden kurulması ve bu kurumlarda veteriner hekim istihdamının zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir. Kamuda çalışan veteriner hekimlerin, 2008 yılında 5510 sayılı yasada yapılan değişiklikle ellerinden alınan hakların yani fiili hizmet süresi zammı yeni ifadesiyle yıpranma paylarının yeniden verilmesini talep etmekteyiz. 6343 sayılı kanun değişikliği için TVHB merkez konseyi ile beraber konu uzmanlarıyla bir taslak oluşturulmalı, taslak TVHB genel kuruluna sunulmalı ve yasalaşması için tüm meslek örgütleri seferber edilmelidir. Veteriner ilaçlarının veteriner hekim kontrol ve gözetimi dışında kullanılmasının önüne geçecek tedbirler alınmalı, bunun için veteriner tıbbi ürün satış ve bulundurma ruhsatı bulunmayan hiçbir yerde veteriner ilaçlarının satışına izin verilmemelidir. Hayvan sağlığı hizmetleri (suni tohumlama dahil) 5996 ve 6343 sayılı kanun hükümlerinde olduğu gibi muayenehane, poliklinik ve hayvan hastaneleri dışında bu hizmet verilmemelidir. Bu hizmetleri vermek isteyenlerin bu kurumlardan hizmet satın almaları zorunlu kılınmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığınca ruhsatlandırılan veteriner muayenehane ve polikliniklerinin diğer serbest meslek gruplarında olduğu gibi ayrıca belediyeler tarafından da tekrar ruhsatlandırılmasının önüne geçilmesini talep ediyoruz. Her veteriner hekimin, veteriner hekimler odalarına üye olma zorunluluğu yeniden getirilmeli, odaların güçlendirilmesi için yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Bugün ülkemizde devletten hiçbir destek almaksızın birçok hastalığın yok edilmesinde (ki bu hastalıklar arasında kuduz, brucella şarbon gibi son derece tehlikeli hastalıklar da var) mücadele veren veteriner hekim camiası maalesef uygulanan yanlış politikalar sonucunda yaşam mücadelesi verir hale getirilmiştir. Ülkemiz genelinde 6 bin 500´e yakın serbest veteriner hekim klinik, muayenehane ve poliklinikleriyle yapmış oldukları kamu hizmeti göz önüne alındığında açıkça korunması, güçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekirken; destek bir yana yaratılan olumsuzluklar içerisinde yaşamak zorunda bırakılmıştır. Bugüne kadar serbest veteriner hekimleri ayakta tutan icra ettikleri işler bir bir çeşitli çıkar gruplarına pay edilmekte, serbest veteriner hekimliğin geleceği giderek yok edilmektedir. Serbest veteriner hekimlerin hayvancılığımıza daha sağlıklı hizmet verebilmesi, serbest hekimlerin gelişimi için desteklenmesi ve önünün açılması gerekir. Bu amaçla, muayenehane ve poliklinik açacaklara vergi indirimi, ucuz kredi desteği gibi teşvikler verilmelidir. Hayvan sağlığı ve ıslahı konularında Tarım ve Orman Bakanlığının gerekirse hizmet satın almalıdır. Serbest veterinerhHekimlik üzerindeki kamu yararı olmayan bürokrasiyi kaldırmalıdır. Bu yıl uygulamaya konulan veteriner hekim ile hasta sahibini karşı karşıya getiren e-reçete uygulamasındaki aksaklıklar giderilmelidir. Tavsiye reçetesinin kulak küpesine değil işletme numarasına yazılması sistemin işlemesi açısından kaçınılmazdır.'
9147,32%1,28
34,54% 0,24
36,46% 0,34
2961,34% 0,90
4965,45% 0,74