Antakya/SES
Törende konuşan Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile adil yargılamanın güvencesi, halkın adalet arayışının temsilcisi olan barolar ve avukatların, 5 Nisan Avukatlar Günü´nde savunma mesleğinin ve toplumun sorunlarıyla ilgili görüşlerini kamuoyuyla paylaşırlar ve savunmanın örgütlenişini kutladığını ifade etti.
Yurttaşların adalete erişimlerindeki zorlukları ile yargının ve mesleğimizin güncel sorunlarını dikkate aldığımızda, yargı denetimsiz yönetim, savunmasız yargı niyeti açık sözlerle dışa vurulmasa da; geldinen fiili durumun, ülkenin yargı bağımsızlığı sıralamasında 140 ülke arasında 111., hukukun üstünlüğü sıralamasında ise 126 ülke arasında 109. sırada oluşumuzla değerlendirildiğinde, ne yargımız bağımsız ne de savunmayı yargı içinde görmediğimiz bir süreçten geçtiğimizi özetlediğini anlatan Hatay Barosu Başkanı Dönmez, şu açıklamayı yaptı: 'Olağanüstü yargılamalar olağanlanlaştırılır, adil/dürüst yargılanma hakkı, savunma dokunulmazlığı gibi hukukun evrensel ilke ve değerleri yok sayılırsa, Avukatlar bilerek ve isteyerek açlığa ve yoksulluğa terk edilirse, adliye girişlerinde yaşanan sorunlardan, Avukatlara bile kısıtlı! alan uygulamasına, duruşma salonlarından yaka paça atılmalarından, kurşunlanmalarına varıncaya kadar mesleğimizin onurunun ve saygınlığının hiç olmadığı kadar zedelendiği, polis fezlekelerinin iddianameye, iddianamelerin de kararlara dönüştüğü, devletin hukuktan, adliyelerin de adaletten kopuşa sürüklendiği, yargının görüntüsünün bile katlanılmaz olduğu bir süreçten geçiyoruz. Bu görüntü; yargımızın bağımsız ve tarafsızlığının gereksiz, savunmanın yargı için gereksiz olarak görüldüğü bir anlayıştan beslenerek uçuruma yuvarlandığımızı gösteriyor. Yurttaşların hukuk labirentinde oyalanıp kaybolmasına, savunmanın şekli bir unsura dönüşmesine, yargıda yargısız infaz yapılmasına, adaletin değil yargının dağıtılıyor olmasına, otorite ve siyaset damgalı yargıya itiraz ediyoruz. Çin, Filipinler, Honduras, İran ve Mısır´dan sonra, ikinci kez Tehlikedeki Avukatlar Günü´nün ithaf edildiği tek ülkenin Avukatları olarak, ateşten gömlek giydiğimizin farkında olarak, sesimizi ve sözümüzü hiç kimsenin kesemeyeceğini, baskılara ve tehditlere asla boyun eğmeyeceğimizi, yüksek sesle ve bir kez daha vurguluyoruz. Mesleğimizin çileli ve çözüm bilmez sorunları elbet bir gün çözüm bulur. Ancak ülke olarak hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları kaygısının üst seviyede olduğu ve el ele vermemiz gereken zamanlarında mesleki ve ekonomik kaygılarımızı konuşmaktan beis duyarız. Mesleğimizin çözülmeyen sorunları, Avukatlık Kanunu´nun Türkiye Barolar Birliği, Barolar ve Avukatların istediği yönde ve günümüze uygun hale getirilmesi gereği böyle zamanlarda tali önemde kalabiliyor. Fakat Ülkemizin içine itildiği bu karanlığın sebeplerini de konuşmak zorundayız. Geçirdiğimiz şu son süreçteki seçim öncesi ve sonrası yaşanan yapısal sorunlar bile bir örnek olarak Türkiye´nin en önemli sorunu hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları sorunudur. Hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan haklarının olmadığı bir ortamda hukukun varlığından da söz edilemez.
Demokratikleşme standartları azaldı'
Dörmez, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Türkiye´nin demokratikleşme standartlarının her geçen gün artması yerine giderek azaldığı, insan hakları ihlallerinin geçmişten fazla yaşandığı, yargının önemsiz ve gereksiz görüldüğü, yargı içindeki uygulayıcıların tarafsız ve bağımsızlığı gereksiz gördüğü, adalet duygusunun nerdeyse yok olduğu bir ülkede acilen tam demokrasinin inşası gereklidir. Bir ülke düşünün ki farklı düşündüğü için, farklı konuştuğu için, haber yaptığı için, çocuk olduğu için, kadın olduğu için her gün hak ihlalleri ile uyanıyor ve bir sonraki gün yenisi olunca bunların hiçbiri ve bir önceki gün yaşananların hiçbiri hatırlanmıyor. Hukukla sınırlanmamış bir yönetim, vatandaşlar için büyük bir tehdittir. Bağımsız yargı, demokratik sistemlerde çoğunluğun tahakkümüne karşı bireylerin hak ve özgürlüklerinin en büyük güvencesidir. Yürütmenin etkisi altında olan bir yargı, keyfi ve hukuka aykırı eylem ve işlemlere karşı gerçek bir denetim gerçekleştiremez. Böyle bir sistemde hiç kimsenin hak ve özgürlükleri koruma altında değildir. Hukuk devleti olmanın en temel ilkesi yargının bağımsızlığı ve yargının bağımsızlığı için de savunmanın bağımsız olması zorunludur. ´Bağımsız savunma´, ´bağımsız yargı´nın vazgeçilmez unsurudur. Avukatların bağımsızlığını yok ederek siyasi iktidara tabi kılan bir düzenlemeye asla razı olmayız. Ülkemizin ´demokratik devlet´ olmanın gereklerini yerine getirmiş; ´hukukun üstünlüğünü´ özümsemiş ve yargı erkinin, yürütme ve yasama erkinden bağımsız, özgür ve güvenceli olduğu bir ülkede yaşamayı lüks değil, zorunluluk olarak görürüz. Avukatlar mevkiimizi, makamımızı gayet iyi bilenlerdeniz. Özgürlüğümüzün, bağımsızlığımızın karşısına çıkartılacak bilançonun hesabını vermeye hazırız. Her bir yurttaşımızın, halkımızın her bir sıkıntısında, yanlarında yer almaya da devam edeceğiz. Bu zor zamanlar geçtiğinde de; meslek sorunlarımızı, ekonomik koşullarımızı, Avukatlık mesleğinin, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ihtiyaçlarına ve bunun gerektirdiği etik kurallara göre biçimlendirilmesinde tüm toplumun yararının olduğunu anlatırız. Eğer bugün Türkiye´de müstakil avukatlık müessesesi varsa, bugün avukatlar iyi, namuslu, söz, vakar ve hatta refah sahibi yurttaşlar arasında bulunuyorsa bunu bu iradeye borçludurlar. Çünkü Cumhuriyet, sadece avukatların refahını temin etmemiş, mesleğini kurmuş, Türk avukatının namusunu ve şerefini kurtarmış, onu layık olduğu mevkiye çıkartmıştır. Bunu böylece kabul etmek, söylemek, meslek, vicdan ve namus borcudur. Yargının olmazsa olmazı savunmadır.'
Kaymakamdan Avukatlar Günü kutlaması
İskenderun Kaymakamı İskender Yönden de, Avukatlar Gününü kutladı. 5 Nusan´ın ülkemizde Avukatlar Günü olarak kutlandığını anımsatan kaymakam Yönden, şu değerlendirmede bulundu: 'Türkiye Cumhuriyeti´nin dünyada yaşanan değişimlere açık, evrensel değerleri önemseyen yapıda, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı her alanda sürdüren sosyal bir hukuk devleti olması yolunda önemli bir yere sahip Avukatlarımız için özel bir gündür. Bir hukuk devleti olan ülkemizde, insan hakları ve hukukun üstünlüğü esası içerisinde gerek kişilerin, gerekse toplumların temel hak ve hürriyetlerinin korunmasında, savunulmasında, kanunlara bağlı kararlılıklarıyla adaletin tecelli etmesinde büyük sorumluluğu olan avukatlar, çok önemli bir görevi yerine getirmekle beraber birey - toplum ilişkilerinin dengelenmesinde önemli bir rol de üstlenmektedirler. Kamu vicdanını ve adaletin sağlanması, toplumsal ilişkilerde karşılaşılan sorunların giderilmesi için, kurumlarımız ve vatandaşlarımız adına hassasiyetle görevlerini yerine getiren tüm avukatlarımızın 5 nisan Avukatlar Gününü en kalbi duygularımla kutlar, çalışmalarında kolaylıklar ve başarılar dilerim.'