Akın Bodur/İskenderun
Patlamada yaralanan 6 işçinin tedavisinin sürdüğünü anımsatan İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi Başkanı Coşkun Selçuk, "Soma'da kaybettiğimiz 301 işçinin acısını unutmamışken yeniden acıların yaşanması ve yerin yüzlerce metre altında çalışan işçilerin yaşamını yitirmesi, yaşam hakkına ilişkin endişelerimizi doğrulamaktadır" açıklamasını yaptı.
"Amasra, Soma, Ermenek, daha kaç madenci ölecek?; Fıtrat, kaza, kader değil, bi bir cinayet" yazılı dövizler ve "Önlemler alınsın, ölümler son bulsun; Önlemler alınsın emekçiler yaşasın; Susma, sustukça ölümler sürecek" sloganları arasında konuşan İHD İskenderun Şubesi Başkanı Selçuk, "İnsanların en temel hakkı olan yaşam hakkının daha fazla kar elde etmek için hiçe sayılması kabul edilemez. Yetersiz önlemler nedeniyle meydana gelen ölümler kaza değil cinayettir" dedi.
Ulucami Caddesi üzerinde düzenlenen ve bazı siyasi parti, meslek örgütü ile sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği ve yaşamını yitiren maden işçilerinin anısına 1 dakikalık saygı duruşu ile başlayan basın açıklamasında konuşan Selçuk, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hükümet tarafından yapılan açıklamalarda önlemler konusunda bir şey söylenmezken ölümlerden sonra cenazelere ne kadar kısa sürede ulaştıklarına dair açıklama yapıp bu konudaki duyarlılıklarını göstermeye çalışmaktadırlar. Patlama sonrasında konunun araştırılması için kaç savcı görevlendirdiklerini söylemektedirler. Ölen işçilerle ilgili 'kader' açıklamasının alınmayan önlemleri ve sorumluları gizleme amaçlı olduğu herkesçe bilinmektedir. İLO raporlarına göre, Türkiye işçi ölümlerinde en üst sıralarda gelmektedir. Bütün dünyada önlemler alınarak en aza düşürülmeye çalışılan işçi ölümleri konusunda böylesi yüksek bir kayıp ancak iktidarın bu konudaki umursamaz tutumu ile açıklanabilir. Her konuda manipülasyon yapan iktidar bu konuyu gündeme taşıyanları da provokatörlükle suçlayıp, işçi ölümleri konusunda sadece kendi verdikleri bilgiler ve yaklaşımları doğrultusunda kamuoyunu yönlendirmek istemektedir. Yaşam hakkı insan hakları açısından en öncelikli haktır. Hiç bir gerekçe, bunun ortadan kaldırılmasını meşrulaştıramaz. Eksik alınan önlemler nedeniyle işçilerin yaşamını yitirmiş olması gerekçelendirilemez. İşçi ölümlerinde gerçek sorumlular yerine yine orada çalışan konumunda bulunanlara sorumluluk yüklenerek hukuksal açıdan üstünün kapatılması ölümlerin devam etmesine neden olmaktadır. Gerçek sorumlular yargılanmamaktadır. Amasra’da yaşanan grizu patlamasında sorumlular sadece patlama yaşanan işletmedekilerle sınırlandırılamaz. İşçi güvenliği konusunda yatırım yapılması için gerekli donanımı mali kaynağı sağlamayanlar başta olmak üzere yukarıdan aşağıya bu konuyla ilgili olan herkesin yargılanması gerekir. Aksi durumda daha önce Soma’da, Ermenek’te, Kozlu’da ve daha bir çok yerde yaşandığı ve yeterli önlem alınmadığı, gerçek sorumlular yargılanmadığı için bu gün Amasra’da yaşanan yarın başka bir yerde yaşanacak yine işçilerin emekçilerin canı yanacaktır."
Amasra’da yaşanan grizu patlamasında sorumluluğu bulunanların etkin soruşturmayla ortaya çıkarılmasını ve yargılanmasını isteyen ve kayıpların son olması için iktidarı önlem almaya çağıran Selçuk, "ILO standartlarına uygun, bilimsel çalışma şartlarının oluşturulması işçileri yaşamlarını yitirmekten iktidarı da ölümleri doğallaştırmak için çeşitli argümanlar üretmek zorunluluğundan kurtaracaktır. Yaşamını yitiren emekçilerin ailelerine vereceğiniz hiç bir para giden canların yerini doldurmayacaktır. İşçi ailelerine ölümden sonra vereceğiniz paralarla işçilerin güvenliği için gereken önlemleri alın ki işçiler yaşasın" diye konuştu.
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55