İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şubesi Başkanı İnal Büyükaşık, 6 Şubat depreminde yıkılan binaların yüzde 98.5 oranı 2000 yılından önce yapılan binalardan oluştuğunu belirtti.
Akın Bodur/İskenderun
İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şubesi Başkanı İnal Büyükaşık, 6 Şubat depreminde yıkılan binaların yüzde 98.5 oranı 2000 yılından önce yapılan binalardan oluşurken, 2000'den sonra yapılan ve yıkılan bina sayısı ise yüzde 1.5 oranında ve bunlar belirli bölgelerde yoğunlaştığını belirtti. Büyükaşık, "6 Şubat depremlerine ilişkin yazılan ve mahkemelere bunulan hiçbir bilirkişi raporunda, binaların neden yıkıldığı sorusunun yanıtı yok" dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği tarafından düzenlenen, Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, Adalet Komisyonu üyeliği yapan emekli hakim Turan Ateş'in konuşmacı olduğu "Planlı ve ruhsatlı felaket; Deprem ve hukuk" konulu konferansta konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şubesi Başkanı Büyükaşık, Hatay'ın çok büyük bir deprem yaşadığını, depremin hukuki sorunlarıyla ilgili bir konferans düzenlendiğini ifade etti. Büyükaşık, "Hukuki süreç içerisinde geleceğin yapılanmasında sorun olacak. Bu mevcut yasalarla 6 Şubat depremiyle ilgilidir. Depremde yıkılan binaların yüzde 98.5 oranı 2000 yılından önce yapılan binalardan oluşurken, 2000'den sonra yapılan ve yıkılan bina sayısı ise yüzde 1.5 oranında ve bunlar belirli bölgelerde yoğunlaşmaktadır. Kalıcı konutların ihalelerinin çoğu yapıldı ama mevcut deprem yönetmeliğine göre. Oysa, oluşan depremin büyüklüğü ve şiddetini herkes biliyor. 6 Şubat depremi, karada oluşan en büyük ikinci depremdir" dedi. Depreme ilişkin meslektaşlarının tutuklandığını, aylarca cezaevinde kalması sonrası tahliye edildiğini anlatan İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şubesi Başkanı Büyükaşık, "Tahliye ediliyor ama onların aile, sosyal ve ekonomik hayatı ne olacak? Yargılama olsun, suçluysa ceza da alsın ama adil yargılansın ve tutuklu yargılama olmasın. Tutuksuz yargılama olsun" diye konuştu.
“Meslektaşlarımız imzalarının sorumluluğun farkında değil”
Konferansta hukuki sorunlar ve soruların yanıtının aranacağını ifade eden İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği Başkanı Kerem Özdemir de "Hatalı bilirkişi raporları meslektaşlarımızın yangılanmasına neden oldu. Adaletin sağlanması şeffaf ve bilim ışığında yapılmalı. Meslektaşlarımız da imzalarının sorumluluğun yeterince farkında değil. Her geçen gün imzalar karşımıza çıkmaktadır" dedi. Deprem sonrası enkaz kaldırma çalışmalarında sorun yaşandığını, İskenderun'un ülkenin 'en kirli şehri' olarak belirlendiğini anımsatan Özdemir, yetkililerin bu konuda adım atması gerektiğini söyledi.
“Deprem yönetmeliği güncellenmeli”
Konferansın açılışında konuşan İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği yönetim kurulu üyesi Teyfik Yıldız, deprem yönetmeliğinin güncellenmediğini anımsattı ve "Bu konuda biraz hukuk boşluğu var" dedi.
“Deprem ivmesi binadan binaya değişir”
Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Cemal Geneş, deprem ivmesinin binadan binaya, zemine, kat durumuna, taşıma gücüne ve yapım şekline göre değiştiğini söyledi. Doç. Dr. Geneş, "Her binada deprem ivmesi aynı olmaz. Depremlerde yüksek binalarda risk de daha fazladır" dedi.
“Binalar mevcut Deprem Yönetmeliğine göre yapılıyor”
6 Şubat depremleri sonrasında TOKİ aracılığıyla toplu konut alanları ve rezerv alan ilan edilen yerlerde, yerinde dönüşüm sağlanan arsalarda konut üretiminin devam ettiğini anlatan Doç. Dr. Geneş, "Deprem sonrası yeni binalar mevcut Deprem Yönetmeliğine göre yapılıyor ama yeni yönetmelik de Cumhurbaşkanlığında imzayı bekliyor. Bildiğim kadarıyla imzayı bekleyen yeni Deprem Yönetmeliği, düzensizliğe müsade etmiyor, deprem perdesini uyguluyor" diye konuştu.
Danıştay, AİHM 8. maddesini anımsatmış
Avukat Mehmet Tümkaya da idarenin denetim görevini yerine getirmemesinin de hizmet kusuru olduğuna ilişkin, Danıştay'ın kararı olduğunu, kararın, Konya’da çöken Zümrüt apartmanı nedeniyle zarar gören kişilerin zararının tazmini nedeniyle açılan davada verildiğini belirtti. Tümkaya, Danıştay 6. Dairesi'nin 21.04.2006 tarih ve E. 2005/3310,K. 2006/2160 sayılı kararında "Statik projenin uygun olmadığı yapının projenin bazı kısımlarına uygun yapılmadığı, beton ve demir standardına uyulmadığı, sonradan yapılan ilave asma katın ruhsatlandırılmakla birlikte statik projeye işlenmediği ve tüm bu unsurların birlikte çökmeye sebep olduğu anlaşıldığından hatalı projeye onay veren idarenin hizmet kusuru işlediği, fenni mesul delaletiyle de olsa belediyenin hizmet kusurunun bulunduğu, çökmede önemli rol oynadığı' saptanan tadilatın statik projeye yansıtılmasından ruhsat verilmesi nedeniyle ağır hizmet kusuru işlendiği diğer taraftan idarenin hem yükümlülüklerini yerine getirmemesi, hem de fenni mesul ve müteahhidin kontrolünü gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle konut hakkı ihlal edildiğinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHM) 8. maddesi gereğince de hizmet kusurunun mevcut olduğu sonucuna ulaşılması nedeniyle maddi tazminat istemlerinin kabulüne, söz konusu hizmet kusurunun basit bir hukuka aykırılıktan çok daha ötede olduğuna' karar vermiştir" değerlendirmesini yaptı.
9162,01%-0,70
34,37% 0,03
36,54% 0,03
2883,06% 0,38
4813,83% -0,12