'Zihniyet devrimi şart'

Akın Bodur/İskenderun
2015´de olduğu gibi bilinmedik tarzda seçim kampanyası yaptığını anlatan Kırmızıoğlu, gazetemize yaptığı ziyarette, 'O zaman CHP açısından başka bir seçim iklimi vardı; bağımsız aday faktörü vardı. Ve uyguladığımız seçim stratejisi, 7 Haziran seçimi için başarılı bir yöntemdi. Sahada bulunmanın ve sosyal medyanın ne kadar önemli olduğu o zaman anlaşıldı. Saha çalışması 2015´te yayıldı' dedi. Önceki adaylığı sonrası 2015´e kadar ara vermediğini ve referandumda da aktif çalışma yaptığını belirten CHP adayı Kırmızıoğlu, 'Bu yıl hızlı bir seçim, 60 günde bir seçim olacağını biliyordum, ama zamanlaması beklediğimden erken oldu. Biz yine de seçime hazırdık ve tempomuzu arttırıyoruz. Adaylığım ilan edilir edilmez ekibimiz göreve başladı ve sahada çalışmayı en etkin olduğumuz bölgelerde yürüttük. Anket çalışması ve ölçmeleri de yapan bir ekibim var. Çok geniş olmayan, profesyonel, ama amatör ruhla çalışan ekip. Karşılığımın, sol seçmenin bulunduğu İskenderun, Arsuz, Belen bölgesi olarak ağırlıklı çalışıyoruz; ama Hatay´ın her noktasına, her ilçesine de gidiyor, seçim çalışmalarını yapıyoruz' değerlendirmesini yaptı.

'M. İnce´nin rüzgarı seçimlere mutlaka yansır'
Hatay´da 24 Haziran seçimlerinin Türkiye´nin genel seçiminden etkilendiğini, seçimlerin isimlerden öte semboller üzerinden yürütüldüğünü ifade eden Kırmızıoğlu, 'Ama programlar üzerinden olması gerekirdi. Çünkü, makro düzeyde açık yanı kalmamış bir hükümet programı ile karşı karşıyayız. Ben seçimlere hazırım. 2018´e gelene kadar dersime iyi çalıştım. CHP kadroları da dersine çalışarak geldi; bir yandan da ´hak, hukuk, adalet´ diyerek yürüdü. Sahada bunları çok rahat sunuyorum. Şu yapılacak derken, kaynağının nereden geleceğini çok iyi biliyorum. Ve projeleri yerine oturtuyoruz. CHP´nin bu ülkeyi yönetecek iddiası var. CHP adayı Muharrem İnce, projeleri ve CHP´nin ülkeyi yönetecek proje ve programlarını açıkladı. Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, bu seçimde CHP´nin daha önünde gidiyor. Gidişattan memnun olmayan sağ seçmenden de oy alabilme ihtimali yüksek. Hatay´da da bu durum farklı değil. Geçen seçimdeki o oranımızı korumamız halinde bile Hatay parlamentoya 5 milletvekili gönderir. Ki şimdi daha iyi durumdayız. Parti içerisinde rahatsızlık her zaman olabilir ama beşte iki oy aldığımız bir coğrafyadan baktığımızda, şimdi durum daha iyi. Muharrem İnce´nin rüzgarı da seçimlere mutlaka yansır' diye konuştu.

Kırmızıoğlu: Siyasi ahlakın dilini kullanıyoruz
Diğer siyasi partilerle yaptıkları ´millet ittifakı´nı, birlikte yolculuk olarak niteleyen ve ilk defa farklı bir yöntemle seçime gidildiğini anımsatan Kırmızıoğlu, şunları söyledi: 'Hatay´da birinci parti olacağız. Bu sonuçla CHP açısından altıncı milletvekilini parlamentoya göndermek mümkündür. Seçimlerde CHP adayları olarak dil ve üsluba dikkat ediyoruz ve bence Hatay´da bu iyi gidiyor. Siyasi ahlakın dilini kullanıyoruz. Esprili, sorulu, kimseyi tahrik etmeyen dil. Gezi´nin olağanüstü zekasını kullanmaya çalışıyoruz. Saadet Partisi de aynı şekilde bir seçim dili kullanıyor. Tek broşür üzerinden beş ana sorunu açıklayan politika yürütüyoruz. Seçimin olmazsa olmazı olan kardeşlik iklimi oluşturulmasına dair söz söyleyenler kazanacak. Ama bunun yanı sıra toplumsal, ekonomik alanda programlarını oturtanlar kazanacak. Hatay çok iyi bir siyasetle yönetilmeli. Bunu başarabiliriz. Ben ve Suzan Şahin, birlikte siyaset yapan iki aday olacağız.'

´O devrimi gerçekleştirmek zorundayız´
Savaş ve militarist yaklaşımların krizi artırabileceğini, sağlık politikalarının önemli olduğunu; GDO´lu ürünlerin ülkeye sokulması, şeker fabrikalarının satılmasının hükümetin toplum sağlığına verdiği önemi gösterdiğini ifade eden Riyat Kırmızıoğlu, 'Kanserdeki artış da hükümetin toplum sağlığına önem vermediğini gösteriyor. Halk, AKP´nin birçok icraatından artık sıkıldı. İnanıyorum ki, 24 Haziran´da da ´tamam´ diyecek. Çünkü, yoksullaşmayan birey kalmadı. Hiçbir iş insanı, geleceğini göremiyor. Ve mevcudu korumaya çalışıyor. Artık ekonominin hormonlu söylemlerle büyümesi mümkün değil. Bugün ülkemizin savunma sistemi için aldığı S 400´lerin maliyeti, 200 bin atanamayan öğretmenin atanması halinde oluşacak maliyete eşittir. Bizde (ülkede) bir zihniyet devrimi şart. O devrimi gerçekleştirmek zorundayız. Sanat, edebiyata her şeye sahip olmak zorundayız. Bunu da zihniyet devrimiyle elde edebiliriz.'