Halit KATKAT

Tarih: 03.10.2017 10:27

Alternatif eğitim mümkün

Facebook Twitter Linked-in

Eğitim sistemi, iktidardaki sınıfların ideolojilerini, ezilen çoğunluğa onların kendi düşünceleriymiş gibi benimsetip sahiplenme ve aynı zamanda sistemin ihtiyacına göre ucuz iş gücü üretmeyi amaçlar. Adaletsiz ve sömürüye dayalı sistemi meşru ve doğal gösterirken, yoksul kitlelere eğer okursa sınıf atlama umudu ve olanağı olduğunu aşılar. Egemen sınıfların medyası, eğitim sistemi, eğlence dünyası vb. çok başarılı bir biçimde, sömürüyü gizlemekte, onu olağanlaştırma ve ezilenlere, var olan düzenden başka çıkar yol olmadığı düşüncesini pompalamaktadır. 

Bu iktidardan önceki eğitim sistemi, okuyan yoksul aile çocuklarının öğretmen, doktor, mühendis, avukat, hakim, yönetici hatta rastlantılara bağlı olsa da başbakan ve cumhurbaşkanı olabildiğini kitlelere örnekleriyle gösterdi. Bugün okuyanların, yüksek tahsil yapanların aşağılandığını, akademisyenlerin, öğretmenlerin kitlesel olarak işten çıkarıldığını, iş bulmanın ya da işte yükselmenin liyakata ve bilgiye dayalı olmadığını iktidara körü körüne bağlı olmayan herkes görmektedir.
Bugün artık eğitimin tamamen dindarlaştırılmaya çalışıldığı, yüksek okul okuyanların bile iş bulamadığı bir ortamda eskiden olduğu gibi anne-babalar çocuklarına 'oku da adam ol' diyemeyeceklerdir. Üniversite okumanın iş bulmaya ve sınıf atlamaya yetmediğini gören aileler, çocuklarını okula göndermekte isteksiz davranacaklardır. Yetenekli çocuklar ve gençler, istedikleri ve yapabilecekleri eğitimi alamayacaklar. Mutsuz olan, yetenekli olup istediği yere gelemeyen çok geniş gençlik kesimleri ortaya çıkacak. Okulun kendisine vereceği bir şey olmadığını, yüksek öğrenim yapmanın insanı mutlu etmediğini anlayan çocukların ve gençlerin okuldan kaçma eğilimlerinin artacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Eğitim sistemin laiklikten uzaklaşıp dindarlaşmaya başlaması elbette yeni, sadece bu iktidara özgü bir şey de değil. Diyanet İşleri Başkanlığı diye sadece bir mezhebe hizmet eden bir kurum kurup onu da devlete bağlayınca, iktidara her gelen onu kullanacaktır. Bugün dini, iktidarının dayanağı olarak kullanan iktidardaki yöneticiler de bu eğitim sisteminde yetişti.
Şunu açıkca görmek gerek ki iktidardaki egemen sınıf, eğitim sistemini ne kadar dindarlaştırırsa dindarlaştırsın istediği 'dindar ve kindar' kitleyi bu günkü koşullarda elde edemeyecektir.
Kitle mücadelelerinin yükseldiği durumlarda, eğitim, okulların dışına taşar. Örneğin Ekim Devrimi, çok eğitimli bir kadroyla gerçekleşmişti; ancak bu kadronun ve destekçilerinin neredeyse tümü, okullarda değil, kendi olanaklarıyla kendilerini yetiştirmiş insanlardı. Bu kadrodan Stalin´in dini eğitim veren Papaz Okulu ve Ortodoks ilahiyat Okuluna gittiğini hatırlatalım. Ülkemizden bir örnek olarak orta okulu son sınıfından terk eden Yaşar Kemal´i gösterebiliriz.
Bundan sonra Türkiye´de de asıl eğitim, okulların dışına taşabilir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —