Karahüseyinli’de yapılması planlanan Entegre Atık Yönetim Tesisi artık resmi sürecin en kritik aşamasında. ÇED raporu tamamlandı, İDK toplantısı yapıldı ve dosya halkın görüşüne açıldı. On gün boyunca vatandaşların fikir ve itirazlarını iletme hakkı var. Bu hakkın kullanılabileceği son 3 güne girildi…
Ama garip bir sessizlik var ortada.
Bu sessizlik kimlere ait?
İlk sırada Arsuz Belediyesi geliyor. İlçenin geleceğini doğrudan etkileyecek, üstelik turizm ve tarım potansiyelini tehdit edecek bir proje karşısında belediyenin sesinin duyulmaması dikkat çekici. Belediye meclisi de aynı şekilde suskun.
Projenin sahibi Hatay Büyükşehir Belediyesi zaten topu tekniğe atıyor: “Çevre yatırımı, gereklilik” diyerek ilerliyor. Ama teknik gerekçeler, sosyal ve ekonomik etkilerin tartışılmasını ortadan kaldırmıyor.
Muhtarlar sessiz, oysa mahalle halkının ilk temsilcileri olarak sahada en önde olmaları gerekir.
Meslek odaları ve sivil toplum örgütleri de henüz bir açıklama yapmadı. Oysa çevre mühendisinden tabip odasına, baroya kadar herkesin söz söyleyecek alanı var.
Siyasi partiler ise adeta bu dosyayı görmezden geliyor.
Kısacası, herkes kenara çekilmiş, dosya Ankara ile Hatay Büyükşehir arasında bir “resmî prosedür” gibi ilerliyor.
Peki Arsuzlular ne düşünüyor?
Bu kentin geleceği için söz alma hakkı yalnızca teknik raporlara mı ait olacak?
Sorunun özü şu: Arsuz, yeni İskenderun’un arka bahçesi mi olacak, yoksa kendi iradesiyle yolunu çizen bir ilçe mi?
Sessizlik büyüdükçe bu soru daha çok yakıyor.
Sessizlik, onaydır. Bugün itiraz etmeyenler, yarın bu çöplüğün gölgesinde, toprakta ve suda oluşacak her zararın ortağı olacaklar.