Halit KATKAT

Tarih: 22.01.2019 11:08

Asgari ücret ve sendikalaşma

Facebook Twitter Linked-in

Asgari Ücret, Türk-İş´in de yer aldığı, Tespit Komisyonu 2019´da geçerli olacak yeni ücreti oy birliğiyle 2.020 lira olarak belirledi. Bir kişinin asgari geçim maliyeti 2 bin 213, yoksulluk sınırı ise 6 bin 328 lira; ama öyle anlaşılıyor ki asgari ücret bu gerçeklere göre değil, patronların istekleri doğrultusunda belirlenmiştir. Buradan şu sonuç da çıkıyor ki, bir milyon civarında üyesi bulunan Türk-İş´in komisyondaki varlığının bir önemi olmamış ve ayrıca itiraz kaydı da bulunmamaktadır. Halbuki toplu sözleşme görüşmelerinden önce Türk-İş, hedefi 2.200 lira olarak dillendirmişti.

Bu gerçekler bir yana 2.020 lira asgari ücret işçiye ne derece yansıyacaktır? Bu soruyu şöyle de sorabiliriz: İşverenler bunu nasıl uygulayacaklardır? Sendikalaşmanın olduğu işyerlerinde işverenler bunu aynen uygulamak zorunda kalabilirler. Ama ya sendikalaşmanın olmadığı yerlerde? Özel işyerlerinde sendikasız çalışan işçilerden öğrendiğimize göre işveren işçiye şöyle diyor; “Resmi olarak kağıt üzerinde 2.020 lira göstereceğim; sen bunu aldıktan sonra 420 lirasını bana geri vereceksin. Yani resmi olarak 2.020 lira gözüken asgari ücret gerçekte işçiye 1.600 lira olarak yansımaktadır. Bunu denetleyecek kurum sendikalardır, ama Türkiye´deki sendikalaşma oranlarına baktığımızda ne görüyoruz? Resmi Gazete´de yayımlanan işkollarındaki işçi ve sendikaların üye sayılarına ilişkin 2018 Temmuz ayı istatistiklerine göre, kayıtlı 14 milyonu aşkın çalışanın sadece 1 milyon 802 bin 155´i sendika üyesi sendikalı. Bu sayılara göre, Türkiye´de işçilerin sadece yüzde 12,76´sının sendika üyesi 87,24´ünün sendikasız olduğu bir tablo ortaya çıkıyor. Sadece özel sektör göz önüne alındığında bu tablo daha da vahim. Sendikalı işçilerin oranı sadece 5.5. Başka bir deyişle işçilerin ezici çoğunluğu hala sendika ve toplu sözleşme hakkından yararlanamıyor. Bu durumda işçilerin sendikasız ve toplu sözleşmesiz olan yaklaşık 12 milyonluk bir kesimi ücretini 2019 için belirlenen değerden değil, geçen yılki değerden, yani 1.600 liradan almaya devam edecekler demektir. Sendikasız olan bu işçilerin işverenin dediğini yapmaktan başka çareleri de yoktur. İşverenin dediğini kabul etmedikleri takdirde kapının önüne konulacakları açıktır. Çünkü kapının önünde bu ücrete yani 1600 liraya çalışmaya çoktan razı iş bekleyen 3 milyon 788 kişi var.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekim 2018´e ilişkin işgücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, geçen yılın ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 501 bin kişi artarak 3 milyon 788 bin kişiye çıktı. Tarım dışı işsizlik oranı 1,3 puanlık artışla yüzde 13,6 olarak tahmin edildi. Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 3 puan yükselerek yüzde 22,3 oldu. İşsizlik oranı, 15-64 yaş grubunda ise 1,4 puan artışla yüzde 11,9 olarak gerçekleşti.
En büyük toplu sözleşme olan asgari ücret görüşmelerinden çıkan sonucun uygulanmasından sendikaların sorumlu olduğu açıktır. Ancak sendikalaşmanın olmadığı yerlerdeki işçileri sendika üyesi yapmakta sendikaların görevi olmalıdır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —