Liverpool taraftarı için 1963 yılında resmi marş olan ve stadyumun girişinde yazılı bulunan “Asla yalnız yürümeyeceksin” eril kültürden kadınların sesine dönüşmüştür. Latin Amerika’ dan dünya kadınlarına dalga dalga yalan söz umudun yeniden örgütlenmesidir.
Kadın hareketinin ilk adımı fabrikalardan atıldı. 1948 yılında Elizabeth Cady Stanton ve Lucretia Mott ilk kadın hakları kongresini düzenledi Evlilikte eşit söz hakkı, eğitime ve işe eşit erişim, kadınlara oy hakkı talepleri ile yapılan kongrede kadınlar uzlaşı sağlayamasa da haklar konusunda bir kıvılcım oluştu. Bu kıvılcım 1857 yılına gelindiğinde ABD'nin New York kentinde, bir tekstil fabrikasında yaklaşık 40 bin kadın işçinin iş koşullarının düzeltilmesi için greve başlamasına öncülük etti. 8 martta polislerin işçi kadınlara saldırması ve onları fabrikaya kilitlemesi, kadınlar içeriye kilitlenmiş vaziyetteyken çıkan yangın tam bir katliam yaşanmasına sebep oldu. İşçiler fabrikanın önünde kurulan barikatlar sebebiyle yangından kaçamadılar. 120 kadın hak mücadelesi yolunda yaşamını yitirdi. Kendisi de işçi mücadelesinin önemli isimlerinden olan Alman aktivist Clara Zetkin kadınların mücadelesini görünür kılmak için 1910 yılında Danimarka’nın Kopenhang kentinde, 2’nci Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında 8 Mart ile ilgili öneride bulundu.
Rosa Luxemburg’un da desteği ile 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisi oybirliğiyle kabul edildi. Bu kabulden 67 yıl sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.
2024 yılında Afganistan, İran, Ukrayna, ABD, Filistin’de kadınlar savaş ve şiddet politikalarına karşı hakları için mücadele etti. Birleşmiş milletler İsrail-Filistin’de kadınların yoğun bir cinsel şiddete maruz kaydığını tespit etti. BBC tarafından görüntülenen şiddet dünyada infial yarattı. Tüm çatışma, savaş, iktidar politikalarının yarattığı şiddet rağmen kadınlar canları pahasına direnmeye devam etti.
Adalet ve saygınlığın rengi morla taçlandırılan 8 Mart dünya kadınlar günü kadınların eşit, özgür bir yaşamı kurma yolunda umudu tekrar tekrar ürettiği bir gündür. Kadın hakları mücadelesinde birçok değerli kazanıma rağmen, toplumsal dönüşümün, yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını biliyoruz.
Başarının yolunun tek kişiyle değil birlikte hareket ederek geleceğine inancımız tam. Deneyim paylaşımı, dayanışma, birlikte yürüme yükümüzü hafifletir. Tam da bu yüzden asla yalnız yürümeyeceksin anlam ifade eder. Kadın dayanışması sadece dostluktan ibaret değildir. Kadınlar birbirine yol açar, yol verir. Birlikte güçlenerek kazanır.
8 Mart için ödenen ve hala ödenmeye devam eden bedellere bakıldığında bu güne sahip çıkmak konusunda daha örgütlü ve bilinçli olmalıyız.
Küresel sermayenin tüketim çılgınlığına dönüştürdüğü bir gün olmasına engel olmalıyız. Kadınlar hakları için yanarak yaşamını yitirmiştir. Hala da hayatları ile bedel ödemektedir. 8 Mart’ın çiçekle böcekle, pırlanta ile, küçük mutfak aletleri ile amacından saptırılmaması gerekir. Dayanışmanın en güzel yine diyoruz ki “Asla yalnız yürümeyeceksin”.