Mehtap Sert


Çocuk Çocuktur

Mehtap SERT


Geri kalmış ülkelerin kanıksanmış kaderi midir nedir her toplumsal refleks gösterilen olayda en masum cezalandırılır. Sorunun asıl nedenini bulup, kaynağı kurutmak gibi bir başarı hikayemiz hiç yok. 

Mattia Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesi sonrası annesi 16 yaşındaki suça sürüklenen çocuğun yetişkin gibi yargılanmasını talep etti. Çocuğunu kaybeden bir anne bir başka çocuğun çocuk olma gerçekliğini hiç sayarak suça sürüklenen çocuklar için bir tartışma konusu yarattı. Her zaman olduğu gibi gelecekteki olası ihtimalleri değerlendirmeyen, konusunda uzman kişilerin fikirlerini almayan muhalefet partisi milletvekili haklarını korumakla yükümlü olduğu çocukların aleyhine yasa önerisi verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ise suça sürüklenen çocuklara verilen cezaların artırılması için talimat verdiği kamuoyu ile paylaşıldı 

Uygulanan infaz yasasına göre eylemi gerçekleştirdiği sırada 15 yaşını doldurmuş 18 yaşını doldurmamış kişiler suça sürüklenen çocuk kabul ediliyor bazı suçlarda verilecek ceza 12 yılı geçemiyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda 18 yıldan 24 yıla kadar ceza veriliyor. Suça sürüklenen çocuğun hapishanede geçirdiği bir gün iki güne sayılıyor. Yasanın pozitif ayrımcılığı çocuğun topluma kazandırılmasını gözetiyor. Ancak basında gördüğümüz kadarıyla kimi siyasi çevrelerinde dahil olduğu çocuğun üstün yararını gözetmeyen bir tartışma yürütülüyor.

Çocuğu suça iten nedenler ve devletin bu konuda yükümlülüğü hiç tartışılmıyor. Eğitimden, sağlığa, rehabilitasyona kadar birçok alanda kurumlar suça teması engelleyecek çözümler üretmiyor. Sürekli değişen eğitim sistemi çocuğun devamlılık ve güven duygusunu zedeliyor. Deprem gibi toplumsal afetlerde deprem öncesi ve sonrası eğitimde devamlılığa dair bir sistem olmadığı için çocuk eğitim sisteminin dışına itiliyor. Kurumlar arası iş birliği sağlanamadığından çocuk hakları kâğıt üzerinde kalıyor. Adalet suça sürüklenen çocuk için cezalandırma amaçlı değil onarıcı ve dönüştürücü olması gerekirken toplumdan dışlanan kişiler haline dönüştürüyor.  Çocuk hapishanelerinin suçu önlemede hiçbir etkisinin olmadığını biliyoruz. Çocuklara yönelik ağır cezalar, ne suç oranlarını azaltmakta ne de yeniden suça sürüklenmeyi engellemekte etkilidir. Tersinden aile, okul aidiyeti, sevgi ortamı, sosyalleşme, önemsenme gibi duygular çocukların suçla temasını kesiyor. Çocuk hapishanesine konulan suça sürüklenen çocuk sadece dört duvar arasında toplumdan izole edilmiş oluyor. Türkiye’de sayısı 9 olan çocuk hapishanelerinin birçoğu çocuğun ikametgahından uzak bir şehirde yer alıyor. Bu da ailenin sık ziyaret etmesini engelliyor. Çocuk tamamen savunmasız ve memurların insafına kalmış bir durumda debelenirken başka bir suçla temas ediyor. İnfaz kurumu kendisinden beklenen değişim dönüşümü gerçekleştiremediği gibi çocuğu da koruyamamış oluyor. 

Çocuğunu kaybeden ailelerin acısını paylaşıyoruz ancak çözümün çocuğa yetişkin muamelesi yapılması olmadığını da biliyoruz.                      

Çocuk çocuktur.  “Çocuktan bir katil yarattınız” diyen Rakel Dink asıl suçlunun suça sürüklenen çocuk olmadığını kafamıza vura vura bize öğretti. Ama biz bundan yine olumlu ders almayı başaramadık. Her zaman olduğu gibi sorunun çevresinde dolaşıyoruz. Ahmet’in yaşamını yitirmesine neden olan olayların gerçek nedenini öğrenmekten kaçınıyoruz. Çünkü gerçekle yüzleşmemek gibi toplumsal bir sorunumuz var. Gerçek şu ki suça sürüklenen çocuğa yetişkin muamelesi yapmanın ne şimdi ne de gelecekte topluma hiçbir faydası yok. Çocuğun suçla temasının nedenleri kaynaktan çözülmelidir.