Recep YILDIRIM


EĞİTİM ÜZERİNE - 2

Recep YILDIRIM


Hayat sekülerdir. Hayatın akışı, ona set koymaya kalkışanları hep madara etmiştir. Öyle olmasaydı dünyayı ruhban sınıfı yönetiyor olurdu. Komplo teorileri ne anlatırsa anlatsın dünya sistemi sekülerdir, bu sistemde güçler dengesi vardır ve din, bu dengelerin oluşmasında ve/veya durağan kalmasındaki araçlardan biridir. Uluslararası tekeller, projeleriyle ve rekabetleriyle dünya sistemine yön vermektedir. Tehdit algısı yine bu tekellerin çıkarlarıyla örtüşmekte, devletlerin birbirine yönelik hamlelerini çıkarlar belirlemektedir.

Başka bir devletin gelişmesini tehdit olarak algılayan devletlerin hamlelerine odaklanalım. Dini eğitimin yaygınlaşması, toplumun dindarlaşması, bilimsel eğitimden uzaklaşılması bir tehdit olmak şöyle dursun desteklenen bir olgudur. Devletlerin birbirine yönelik suikast eylemlerinde onlarca bilim insanı (özellikle de fizikçi) katledilmiştir. Din adamlarına yönelik suikastlar; yerel çatışmaları manipüle etme, provokasyon amaçlıdır. Böl ve yönet stratejisinin bir parçasıdır. Sömürü yıllarındaki Hindistan’da bir İngiliz ajanının itirafı çok önemlidir: "Hindistan ulusal birliği ne zaman güçlense bir ineği kesip Hindu mahallesine atıyor, Müslümanlar yapmış gibi gösteriyorduk.” Irak, İran, Suriye, Mısır, Tunus, Türkiye ve Latin Amerika’nın pek çok ülkesinde yapılanlara bu açıdan bakmak faydalıdır.

Eğitim ile geleceğimizi kurarız. Eğitim düzenimiz, dünyanın hangi liginde oynayacağımızı belirleyecek. Bize biçilen role boyun eğmek yerel çatışmalardan sonsuza dek uzak kalamamak demektir. Fincancı katırlarını ürkütmeyelim derken geleceğimizden de olmayalım. Dünya sisteminde yükselmek ancak laik, bilimsel, çağdaş eğitimle olur. Bu gerçeği ıskalamayalım.