Meral Tabakoğlu TOKSOY


EN BÜYÜK ŞANSIMIZ

Meral Tabakoğlu TOKSOY


BÜYÜK ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü ÖZLEMLE ANIYORUZ 
 

On Kasım 1938’de babam on bir yaşındayken, Türkiye’nin kaderini değiştiren Mustafa Kemal Atatürk hayata veda etmişti… Ülkesinin en büyük şansını kaybettiğini tam manası ile bilmese de yediden yetmişe herkesin kalbinde yer eden, müstesna devlet adamı Atatürk’ün ölümü herkes gibi onu da derinden sarsmış. O günle ilgili aklında kalanları şöyle anlatırdı. “Bütün akrabalar, konu komşu evlerinin avlusuna oturmuş ağlıyorlardı. Annem bizim kapıdaki sedire oturmuş sessizce ağlarken, arada hıçkırıklarını duyuyordum. Gidip koltuğunun altına sokuldum. O anda boğazımda bir yumru oluştu ne ağlayabiliyor ne de yutkunabiliyordum. O günden sonra hiçbir zaman ağlayamadım. Annem babam öldüğünde bile…”

On bir yaşındaki o çocuk, kaybettiği değeri tam olarak idrak edemese de bütün dünya onun yüzyılın en büyük lideri olduğunu biliyordu.

On Kasım’la ilgili çocukluk anılarım arasında hafızamda yer eden, siyah önlüğümüze taktığımız beyaz yakaları çıkarıp, kürsüye çıkan konuşmacıları dinlerdik. Atatürk’ün kahramanlıklarını anlatan konuşmaların ardından öğrenciler şiirler okurdu. Bu merasim son derce sessiz ve matem havası içinde geçerdi. Bazı öğretmenlerimizin gözyaşlarına hâkim olamadığı bu duygulu anlarda, bizler de babamın yaptığı gibi öğretmenlerimizin hüznüne sessizliğimizle ortak olurduk…

Mustafa Kemal Atatürk’ün dünyanın saygı duyduğu değer verdiği bir lider olduğunu biliyoruz. UNESCO Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı olan 1981 yılını “Atatürk Yılı” ilan etme gerekçesini şu satırlarla açıklamış. Hepimizin gurur duyacağını bildiğim için bir kez daha hatırlayalım istiyorum. “Atatürk uluslararası anlayış, iş birliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, UNESCO’nun yetki alanlarında yenilikler göstermiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arsında renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.”

Atatürk’ün değerini bilmek için, dünyanın söyleminden önce, bugün elimizde olan kazanımları bilmemiz yeterli değil mi?

Zaman zaman bazı kendini bilmezlerin, heykeline bile tahammül edemeyip saldırmaları, kucağına doğduğu Cumhuriyet’ten bihaber olmalarından başka ne olabilir?

Arada bir çıkan bu çatlak sesler can sıkıcı olsa da her on kasımda, yurdun dört yanından atasına koşanların katbekat artması umudumuzun tazelenmesine vesile oluyor.

10 Kasım 2024 Mustafa Kemal Atatürk’ün 86. ölüm yılı. Zamanımızda aileler çocuklarına küçük bir sorumluluk vermeye çekinirken o, bin bir güçlükle kurduğu Cumhuriyeti hiç düşünmeden gençlere emanet edecek kadar sağduyuluydu…

Ben bu on Kasım vesilesi ile bütün kadınlar adına Mustafa Kemal Atatürk’e olan minnettarlığımızı bir kez daha dile getirmek istiyorum.  

Mustafa Kemal, kadınlara erkeklerle eşit haklar vermeyen toplumların ilerlemeyeceğini, kadınların erkeklerle birlikte yürüyerek birbirlerinin yardımcısı ve destekçisi olacaklarını söyleyerek kadınların önündeki engelleri bir bir kaldırmıştır.

“Dünya üzerinde gördüğünüz her şey kadının eseridir.” diyerek, kadının toplum içindeki önemini her vesile ile vurgulamış, Türk kadınının toplumda hak ettiği yere gelmesi için yaptığı reformlarla kadınların her meslekte yer almasını sağlamıştır. 

Atatürk’ün birçok özdeyişlerinden biri de “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” Kayıtsız şartsız sözüne açıklık getirirken, hiç kimseye, hiçbir makama verilmemesi gerektiğinin altını çizerek sanki bu günlerin geleceğini işaret etmiştir. Geleceğine milletin karar vermesini, hakimiyetin milletin elinde olması gerektiğinin önemine dikkat çekmiştir…

Son olarak, bu ülke için hayatını feda eden ecdadımızı ve Gazi Mustafa Kemal’i rahmet ve minnetle anıyorum…

Bir Mustafa Kemal Atatürk geldi bu dünyaya, ama herkes gibi geçip gitmedi. Çünkü aramızda, her karış toprağımızda ve her bir yurttaşın yüreğinde yaşamaya devam ediyor ve edecek…  Ata’nın gençliğe emaneti, “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır…”