Meral Tabakoğlu TOKSOY


Fala İnanma Falsız Kalma

Meral Tabakoğlu TOKSOY


Fala inanmayıp falsız kalmayanlardan mısınız? Çoğunlukla biz kadınlar için geçerlidir bu sanırım. Öyle müptelası olmasam da bir arkadaşımızın şu söylemi hepimizin ilgisini çeker ve hemen kulak kabartırız. “Bir falcı var ne dediyse çıkıyor biliyor musun?” “Yaa gerçekten mi?” diyerek hemen kafesleniriz. Elimizde değil…

En kültürlümüzden hiç okumamışına kadar, her kesimden kadın yer alır bu grubun içinde.  Bu konuda bizim gibi düşünen, fal baktırmayı seven erkekler de var ama biz kadınlar kadar olduğunu sanmıyorum. Fal gerçekten de çok enteresan bir şey. Avucuna bakar söyler, yüzüne bakar söyler, bakla atar söyler, fincana bakar söyler. Öyle durmadan falcı arayıp fal baktırmadım ama yıllar önce Antakya’da oturduğumuz zamanlarda, komşularla toplaşıp falcıya gitmişliğimiz olmuştu. Herkesin falına on dakika baktıysa benimki üç kat fazla sürmüş, geçmişle alakalı şaşırtıcı şeyler söylemişti. Öyle ki benim bile unuttuğum ve öyle bir şey yok tutturamadın diye dalga geçtiğim şeyin bile doğru olduğunu düşününce hatırlamıştım. Ama geleceğe dair söylediği bir şey vardı ki sadece o aklımda kaldı. O da bir kızımın olacağı iddiası idi ve bunu tutturamamıştı maalesef.

Fal ile alakalı hatırıma gelen bir diğer olay da gençlik yıllarımızda, henüz tanıştığımız bir kadın ablamın falına bakmış ve sadece aile üyelerinin bildiği, yeni gelişmiş bir olayı anlatmıştı. Ve bunun sonucunun ablamı üzecek şekilde gelişeceğini de eklemişti. Gerçekten de ertesi gün söylediği gibi olmuştu…

Gelecek hakkında bilgi alabilmek düşüncesi hepimizi cezbediyor. Hayatın güzel sürprizler getireceğine dair umudumuzu onaylatmak, biraz eğlenmek, biraz sohbet etmek için fal bahanedir çoğunlukla.
Astroloji ile fal bize sonuç olarak aynı şeyleri mi söylüyor. Astroloji fal mıdır? Sorusuna, Astroloji gökyüzündeki hareketleri, gezegenlerin göreceli konumlarını inceleyerek insanlara karşı oluşabilecek etkileri, gökyüzü haritasını inceleyerek söyler diye tanımlansa da Astroloji, bilimsel gerçekliğe sahip olmayan sözde bilimdir diye vurgulanıyor. Fal ise tamamen hislerle alakalı bir olay olarak açıklanıyor.

Son günlerde gelgitli bir ruh hali, karışık duygular ve kimi konularda kararsızlık içinde, anlayacağınız ergenlik yıllarından bir kesit yaşadım sanki... Umarım geçmiştir… Bir de öğrendim ki başıma gelen her şey gökyüzünün marifeti değil miymiş… Şubat’ın on sekizine kadar yeni ayın üzerimizde yaratabileceği olumsuz etkisi sürecek sonra hafifleyecekmiş. Şükürler olsun…

Gökyüzünün mü yeryüzünün mü yoksa başka birilerinin etkisiydi bilinmez ama (Aslında biraz biliyorum:() ne okumaya ne yazmaya tam olarak odaklanamazken, sevdiğim bir arkadaşım çaldırıyor telefonumu. Samimi, doğal, gerçek halleriyle, içten sohbetiyle sıyırıp atıyor üzerime yapışan negatif enerjiyi. Hiçbir antidepresanın yapamayacağını beş dakikada başardığından habersiz telefonu kapattığımda, tabiri caiz ise içimdeki daralma kaybolmuş, hafifleyivermiştim…

Ey arkadaş, sen nelere kadirmişsin diyorum ve aklıma Melike Demirağ’ın “Arkadaş” şarkısı geliyor. İçimde huzur ve yüzümde tebessümle hemen açıp dinliyorum. Hepiniz biliyorsunuz biliyorum ama sözlerinin bir bölümünü paylaşmak istiyorum yine de… Ve bu şarkıyı kendisine gönderiyorum…

ARKADAŞ
Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş
Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş
Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş
Ortak olmak her sevince, her derde kedere
Ve yürümek ömür boyu, beraberce, el ele
Olmasın hiç o ta içten gülen gözlerde yaş
Yollarımız ayrılsa bile seninle arkadaş