Sadullah ÇAĞLAR


Halide Edip Adıvar aydın mıydı?

Sadullah ÇAĞLAR


Tarih aslında öğretici ama bilimsel okunduğu zaman. Felsefeye göre gerçek aydın Server Tanilli’nin söylediği gibi, her aydın yaşadığı dönemden sorumludur. En önemlisi kendini yenilemesi gerek. 
Geçtiğimiz günlerde 25 Mayıs 2025 tarihli Birgün gazetesinde yazan ödüllü yazar Feyza Hepçilingerler’in yazdığı Onun Adı: Halide adlı kitapta gerçek bir aydın Halide Edip Adıvar’ı anlatır.

Yazıyı okuduğum zaman geçmiş yıllarda bizde Feyza Hanım gibi Halide Edip ile ilgili olumlu bakış açımız vardı. Fakat yakın tarih incelendiği zaman bilimsel olarak insanın bakış açısı kişiyi yeniden gözden geçirdiğimizde gerçek aydın olmanın önemli amacı, sorumlu olması gerekir diye düşünüyorum.

Halide Edip Edebiyat tarihinde önemli bir kişi, şöyle ki özellikle 2. Meşrutiyet yeniliğinde yetişmiş batı ve doğu eğitimli İngiliz edebiyat ve saray yaşamıyla yakınlığı olan aristokrat bir aileden geliyor.

Fransız kolejinde öğretim hocalığı aslında Halide Edip’in öne çıkışı ülke işgal günlerinde esir İstanbul’da Sultanahmet mitinginde yüz bin kişiye bağımsızlık yemini ettirmesi önemli bir olaydı ve Anadolu’ya geçmesi mücadelenin içinde yer almaktı.

Peki Sultanahmet başkaldırı konuşmacı olarak Halide Edip’in kürsüye çıkmasını kimler gündeme getirdi.  

Muallimler Cemiyeti yönetimi Hasan Ali Yücel, Mustafa Necati, Vasıf Çınar.

Osmanlı tarihinde ilk defa bir kadın kitleye sesleniyor. Bu gelişme 2. Meşrutiyet’in yeniliğidir.

Sultanahmet çıkışı ile şöhret olan Halide Edip ne yazık ki kısa zaman sonra Sivas Kongresi’nde Amerikan mandasını savunan eski ittihatçılarla beraber mandayı savunarak, ‘Biz kurtuluş olarak büyük bir devletin desteğinde rahat yaşarız’ der.

Bizler büyük devletlere karşı mücadele edemeyiz.

Sivas kongresinde eski kaybedilmiş 1. Dünya savaşına giren İttihat ve Terakki cemiyeti başta işgal anlaşması olan Sevr ve Mondros mütarekesini imzalayan Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Orbay kongrede mandayı kabul ettiler.  Evet, İstanbul Tıbbiye temsilcisi Hikmet ise şöyle der; ‘Ben okul adına görevli olarak söz alıyorum, bizler kesin olarak ortak karar aldık, mandayı ret ediyoruz. Mustafa Kemal bile mandayı savunursa onu da ret ederiz.’. İşte bir gerçek aydın örneklemesi.

Kurtuluş sonrası Halide Edip’in yazmış olduğu iki kitap Vurun kahpeye ve Ateşten gömlek kalıcı olanlardır. Halide Hanım Cumhuriyet yenilikleri Latince harf devrimi, kadının seçme ve seçilme hakkı döneminde eşi Adnan Adıvar ile yurtdışına gitti, zira devrimleri kabul etmedi.  
Atatürk’ün ölümü sonrasında Hüseyin Rauf Orbay, Halide Edip Adıvar ve eşi Adnan Adıvar süreç içinde 1939 yılında Türkiye’ye dönüş yaptılar. Sonrası Eski Cumhurbaşkanı İnönü eski muhalif güçlerine görev verdi. Halide Edip’e İstanbul Üniversitesinde edebiyat Profesörü olarak görev verildi. Bu arada Halide Edip’e yazdığı Sinekli Bakkal romanı ile CHP kadın kolu onur ödülü verildi. 
Köy enstitü yılları Halide Edip yeni gelişme olan okullarla ilgili gelişmeye destek vermedi. 1940 yılları ülke genelinde tercüme büroları kuruldu. Tüm dünya klasikleri Tolstoy, Gorki, Hugo,  Zola’nın kitapları tercüme edilip köy enstitüleri lise ve ortaokullar kitapla kuşatıldı.  
Bir gün milli şef İnönü tercüme büro başkanı edebiyatçı Nurullah Ataç’ı Çankaya’ya çağırır. Ataç’a, 'Halide Hanım İstanbul İngiliz edebiyat hocası, aynı zamanda Shakspeare’ci. Halide’yi tercüme bürosuna katın, çevirim yapsın' der. 
Nurullah Ataç, ben Halide Edip ile çalışmam der ama hiç bir şekilde sonuçta Milli Şef İnönü ısrarcı olmaz.  
14 Mayıs 1950 seçim süreci yaşanmakta, Halide Edip Demokrat Parti İzmir listesinde milletvekili adayı. Yalnız Halide Edip mi? Hayır. Cumhuriyet gazete sahibi yazar, Nadir Nadi ve tüm eski İttihatçılar 1940’lar 2. Dünya Savaşında Almanya ile beraber olmak için çağrı yapanlar ve 1940 köy enstitülerinin açılışına hayır oyu kullanan, toprak reformuna ret oyu verenler aynı safta birleştiler. 
CHP içinde tüm yeniliklere bu kadro hep ret oyu verdiler. 1950 sonrası iktidar Celal Bayar, Adnan Menderes, tarih profesörü Fuat Köprülü... aydınlanma kültürü olan halkevlerini bu kadro kapattı.  
İzmir Demokrat Partili Milletvekili sessiz ve suskun. Kırsal yoksul köy çocuklarını yeniçağa taşıyan köy enstitülerini Demokrat Parti tasfiye etti. Halide Edip suskun. 
1937 Atatürk, İnönü’nün başbakanlıktan ayrılması sonucu Celal Bayar, Başbakan olarak atandı. Celal Bayar sağlık bakanı olarak Dr. Refik Saydam’ı göreve başlatmak ister. Refik Saydam Sağlık Bakanı olma görevini ret eder. Celal Bayar Atatürk’ten Refik Saydam’ın görevi kabul etmesi için yardım ister. Refik Saydam Atatürk’e; 
“Paşam, ben Celal Bayar ile çalışmam” diyerek görevi ret eder. Atatürk de bu konuda ısrarcı olmaz. 
Genel olarak politika günlük yapılmaz. Özet olarak 1950’de iktidar olan Demokrat Parti, Cumhuriyet hareketini ileriye taşıyacak kültüre sahip değildi.