Geçmiş yıllar şehirlere ses veren trenlerin, vapurların ayrılık çığlığı duyulmaz oldu. İskenderun garında gazete satıcıları ve taze simit var diye haykıranların, fayton arabalarının çan sesi artık yoktu. Kentlerin canlı görüntüsüne ne oldu acaba? Nereye kayboldu o kent kültürlü insanlar? Geçtiğimiz günlerde çok üzücü bir haber vardı; tarihi uluslararası Sirkeci garı kapandı ve bakanlığa devredilip ihaleye verilecek. Anıtsal bir kayıp, tarih kokan Haydarpaşa, restore edilecek diye işlevsiz hale getirildi. Ülkenin en çok turistin geldiği evrensel Antalya müzesi yeniden yapılacak diye taşındı. Sirkeci garı anıtsal değer, öyle ki İstanbul Pera Palas kadar birikimi var.
Şöyle ki batıdan gelen yabancılar Haydarpaşa’da birleşirler. Haydarpaşa ve Sirkeci garı doğuya açılan önemli bir kapıdır. Genelde Ortadoğu ülkelerine çıkış kapısı İngiliz yazar Agatha Christie’nin Şark Ekspresinde Cinayet Var kitabı ve filmine Sirkeci kaynak olmuştur. Sinema tarihinin en güzel kadını Greta Garbo, yazar Agatha Christie, Sirkeci garından çıkış yapıp Pera Palas otelinde kaldılar. Genelde 1950 yılında Demokrat Partinin iktidar olması ile öne çıkan karayolu taşımacılığı demiryolu geriledi. Oysa Avrupa’da demiryolu daha çok yenilenip modernleşti. Kentlerde otobüs garajı yoktu. Toplu taşımacılık öndedir.
Tarihsel yıllar 1934, Türkiye baştan başa demir ağlarla örülürken dönemin ulaştırma bakanı Ali Çetinkaya Atatürk’ü Çankaya’da ziyaret eder;
-Paşam Amerikan Ford otomotiv şirketi bize bir teklif getirdi. Karayolu yapımına önem verin. Biz şirket olarak hibe anlamında yardım yapacağız. Fakat paşam başbakan İsmet Paşa bu istemi ret etti.
Aslında demiryolu yolculuğu medeni dünyanınsınırlarını aşan, insan soyunu mucize denecek ulaşım aracı olmuştur.
Günümüzde demiryolu yapımı neden geriledi? Bu sorgulanmalı. Batı dünyasında tren yolculuğu en gelişme çağında. Yakın tarihte ABD dünya bankasında çalışan 12 eylül Başbakanı Cumhurbaşkanı yapılan Turgut Özal bir konuşmasında, söyle konuşur: Demiryolları modası geçmiş eski sosyalist ülkelerde vardır.
1932 yılında Sivas demiryolu açılışında Başbakan İsmet İnönü konuşmasında, “Vatandaşlar şuna inanın ki yakın tarihte demiryolu köylere ulaşıp batıdaki gibi Alpler dağındaki yükseklerde trenlerimiz yürüyecek. Tren düdükleri Toroslarda yankılanacak.”
Cumhuriyet yönetimi makine çağını kısa zaman sonra başaracaktır.
Geçmiş yıllar… her Ankara’ya gidişimde yolculuğum trenle olmuştur. Ankara garının muhteşem mimarisi hep ilgimi çekmiştir. Şimdilerde sessizliğe bürünüp genç Cumhuriyetin görkemli çekim merkezi olan eski Ankara’yı aramakta.
Genel olarak 10’cu yıl marşını hep hatırlarız. Faruk Nafiz Çamlıbel, Behçet Kemal Çağlar tarafından yazılan Cumhuriyetin 10’cu yılında söylenen;
Çıktık açık alınla on yılda her savaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yastan.
Basta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan.
Basında hep bir sözcüğe rastlarız, trafik can aldı. Toplumsal taşımacılık yok sayıldığı takdirde kazalar kaçınılmaz olur. Türkiye’de bölgesel demiryolu yenilendi mi? – Hayır.
Antakya eski Antaküs, Roma ya da Kudüs kadar antik bu tarihi kent çekim merkezi olması gerekirken kent kültürünü öne koymadı, öyle ki tarihi Roma köprüsü yok oldu.
Evet Haydarpaşa, Sirkeci garları başta yazdığımız gibi batıdan doğuya açılan yoldur. Geçmişte Mezopotamya Mısır’a giden İngiliz lordları Piramidlere giden arkeolaglar yoluydu.
İstanbul batıyla bağlanan, doğu batı kültürünü birleştiren, tarih kokan eşsiz tabiat harikası Çamlıca tepesi Ayasofya’yı boğazdaki muhteşem Tarabya oteli ile Pera Palas ve içimiz yanarak söylüyoruz;
-Yıkılan eşsiz mimari Park otel. Aslında İstanbul dünya şehridir.
Londra Viktorya garı dünya halkının çekim merkezidir.
İstanbul Haydarpaşa ve Sirkeci bizim onurumuz. Tarihsel değerlerimize sahip çıkmalıyız.