Halit KATKAT


Her sınıf kendi temsilcileri ile mücadele yürütür

Halit KATKAT


Sermayenin büyük kısmı az sayıda kişide toplanırken toplumun büyük kısmının yoksul kalması, milyonlarca işçi ve emekçinin sistemin çarkları dönsün, kapitalistler kasalarını doldursun diye karın tokluğuna çalışması kapitalizmin ve onun ileri aşaması olan emperyalizmin karakteristik özelliğidir. Yeşil alanların, yeraltı zenginliklerini servete çevirmek için, altını üstüne getirmekte sınır tanımayan, iş kazalarında madenlerin altında kalan insanlardan, hava ve suların kirlenmesinden endişe duymayan şirketler emperyalist sistemin eseridir.  

İnsanlar çaresiz hastalıklarla boğuşurken, hastalıkların bitmesi için değil, adeta yaygınlaşması için uğraşan, yoksulların ulaşamayacakları kadar fahiş ilaç fiyatı dayatmak, hepsi sömürücü sistemin eseridir.

Eğitim sisteminin çağdaş, bilimsel yapıdan uzaklaşması, laik yapıdan uzaklaşıp dini esaslara göre yapılandırılmaya çalışması sömürü sisteminin devamı için gelecek kuşakların ses çıkarmadan “ululemre itaat” dini önyargısına uyması içindir ve bu da sömürü sisteminin devamına hizmet eden bir çabadır.

Yine son günlerde gündeme gelen yolsuzlukların aleni hale gelmesi, buna paralel olarak şiddet ve cinayet olaylarının artması sistemin temelinde olan servet yapma hırsının bir sonucudur. Yolsuzluk, adam kayırma, şiddet kapitalist yönetim sisteminin yol arkadaşlarıdır.

İnsanlık olarak, doğayı talan eden, insanlığı savaşlarla korkutan; dini önyargılarla uyutarak, yolsuzluklarla, cinayetlerle yoluna devam etmeye çalışan bu kapitalist emperyalist sistemden kurtulmak gerek. Bunun için işçi ve emekçilerin kendi iradelerinde sınıf sendikalarını, meslek örgütlerini ve üretici kooperatiflerini ve bunların temsilcilerinden oluşan birleşik meclislerini oluşturmaları ve bu meclisle emperyalizme karşı kendi siyasi mücadelelerini yürütmeleri gerekmektedir. İşçi ve emekçiler bugünkü, herkesi temsil ettiği iddia edilen, kitle iradesinden bağımsız, sermayenin irade ve yönlendirmesinde olan siyaset sisteminden vazgeçmeliler.

Unutmayalım ki Fransız devriminde burjuvalar kendi temsilcileriyle mecliste yer alıp devrim yaptılar; ülkemizde Atatürk’te işgal kuvvetlerine karşı mücadeleyi, İstanbul’da Padişahın Meclisi Mebusanı varken, Anadolu’da Erzurum, Sivas kongrelerini toplayarak kendi sınıf anlayışına göre oluşturduğu meclisle yürüttü. Her sınıf kendi temsilcileriyle ekonomik ve siyasi mücadelesini yürütür.