Herkesin bir hikayesi var.
Ne yazık ki, herkesin hikayesini anlatacağı biri yok.
Farklıdır sokaklarda çöp toplayan işçilerin hikayesi.
Sokağa çıktığımda, “ kolay gelsin” dedim.
Kaş altından göz ucuyla “sağol” dese de, elindeki küreğine süpürgesiyle dolduruyordu çöpleri.
İçten almıştı selamımı.
Nasıl geçiyor günlerin diye sorduğumda, “Her yer çöp, çöplerin içi bin bir hikaye dolu. Geçenlerde, çöplerin arasında bir not defteri buldum. Genç bir kıza ait olduğu belliydi.” Dedi.
“Okudun mu?” diye sorduğumda.
“Okumaz olur muyum!”
Bizlerin gençliğinde bir şarkı vardı. “Kör olası çöpçüler, aşkımı süpürmüşler.” Öylesine duygu var mıydı?”
“Şimdi çöpçülere kalmıyor aşkın süpürülmesi. Gençler aşklarını kendileri bir iki günde süpürüp atıyorlar, sonra da zil çalıp oynuyorlar.”
“Neler yapıyorsunuz, neler buluyorsunuz?”
“Atık olan, işe yaramayan her şey çöptür. Her şeyin bir ömrü var. Onu doldurduğunda çöp olur. Ölüp gidince olacağın ne ki? Yaşanan her şey ruhuda kirletiyor. Eskiden bu işi yapana çöpçü denirmiş. Şimdi, temizlik işçisi diyorlar. İsminin şu bu olması önemli değil. Önemli olan yapılan iştir. Yaptığımız iş, atıkları, çöpleri toplamak olduğuna göre çöpçü dense ne olur? Çöp insanların en gerçekçi hikayelerinin yaşandığı yerdir. Bunu da bir bizler biliriz. Git bak çöp kovasına. Pis kokulara burun kıvırır geçersin. Ama oraya atılan her çöp atanın kendisidir. Atan da da o koku vardır. Onun için her çöpten bir hikaye yaratabilirsin.”
“Kıymete değer, altın, akçe,para gibi şeylerde buluyor musunuz?”
“Biz çöp artıklarının umuduyla yaşamıyoruz, çöpten ekmeğimizi kazanıyoruz” dedi, sertçe.
Eşini, dostunu, arkadaşını sorduğumda.
“Çöp içi dünyanın dışıdır. Elim, yüzüm kirli” dedi.
“Kirli yüzü, bir kirli yüreğe tercih ederim” dediğimde soluklanır gibi oldu, derin nefes aldı, hafifden tebessüm etti.
Geçimini, eğitimini sorduğumda. “Boş ver beni geçmişe götürme, yaralarımı tazeleme, siyasete bulaştırma... En büyük, en pis koku asıl orada. Ne var ki onların temizleyicisi yok. Esas çöpçü oraya lazım.”
Samimiydi konuşmaları, sıcaktı muhabbeti…
Ne sanal alemde birbirlerine hakaret eden, ne de başkasının ekmeğini çalanlara benzemiyordu. Ömrünün sonuna kadar hayatın kölesi olmuş, okumuş, gün görmüş, alınteriyle kazanan helalından yiyen biriydi.
Böylelerinin hikayesinin kavgası hayattır.
Onlar; parasını iste verirler, sevgisini iste verirler.
Vermeyecekleri tek şey onurudur.