Suriye’de yaşanan katliam içimizi yakarken ülke içinde de bir hukuk faciasıyla karşılaştık. Siyasi rakibi sandıkta yenmek yerine hukuku araçsallaştırarak ortadan kaldırma olarak özetlenebilecek bir operasyona şahit olduk. Daha önce, 15 Temmuz öncesi, FETÖ terör örgütü tarafından sahnelenen yargı-medya-siyaset gulgulesinin bir benzeriyle karşılaşmak Türk halkını çileden çıkardı. FETÖ yargılanıyor ama belli ki fetösentez yapmış, bir hayli ardıl bırakmış. Bu korkunç operasyon tarzı dilerim bir an önce sona erer. Bu tür operasyonlara girişenlere uygulanacak cezai yaptırımlar bir an önce belirlenmeli, caydırıcı yasalar yapılmalı.
Siyasi rehin kavramı türedi. Tuhaf, her yanı tartışmalı gerekçelerle insanları tutukluyor, bazılarını ömür boyu hapse mahkûm ediyorlar. Anayasa mahkemesi mahkumların serbest bırakılması kararını veriyor ama bu kararlar uygulanmıyor.
Altılı masa sürecinde yandaş medya her gün cumhurbaşkanı adayınız kim, açıklayın! yaygarası yapardı. Şimdi aday belli ama bu olmaz, başkasını bulun! diyorlar. Dünya şaştı bu işe! Bu, pişkinlik değil, şımarıklığın Nirvanası!
Ekonomi kötü, değerli beyinler yurt dışına göçüp duruyor. Dış politikada çok sıkıştık. Barış sözcüğünü mermi ile eş değer görenler bugün barış sözcüğünü dillerinden düşürmüyor. İtirazım yok, barış iyidir. İtirazım tutarsızlığa. Siyasal söylem, siyasi partilerin duruşu ile ilgilidir, başka bir deyişle fikir omurgasıdır.
Zor günler bizi bekliyor. Birbirimizi incitmeyelim. İçimizde çok hain var. Sınırlarımız yolgeçen hanı olmuş. Satın alınmış çok insan var. Sokağa çıkan insanların ne dediğine ne istediğine daha çok kulak verelim. Seksen yedi milyonluk ülkede yönetime gelecek, ülkeyi hakkıyla yönetecek çok değerli insanlar var. Bu inancımızı sokağa çıkan, hukuksuzluğu protesto eden milyonlar besliyor.