Herkesin bir ikbal planı vardır. Siz buna hayal de diyebilirsiniz ama ikbal planı ile hayal arasında fark vardır. Hayal kurarken herhangi bir zemine ihtiyaç yoktur, çok yoksul olup milyarder olmayı, bisikletiniz bile yokken en lüks arabaya sahip olmayı, en güzel, en yakışıklı olmayı hayal edebilirsiniz. Hayalleriniz çok çarpıcı, masalsı olabilir; kimse hayal kurduğunuz için sizi suçlamaz hatta hayalleriniz güzel bulunursa takdir bile edilirsiniz. Hayalleri paylaşmak dostlukların en hoş yanlarından biridir. Hayal ortaklığı, güçlü dostlukların, aşkların olmazsa olmazıdır.
İkbal planı yapmak için öncelikle bir zemine ihtiyaç vardır. Akademisyen, polis, asker, avukat, savcı, hâkim, memur; hapishaneden çıkmayı düşünen mahkûm, yasa dışı bir alanın legalize edilmesini amaçlayan kriminal bir kişi vs olmanız gerekiyor. İkbal planı çok bireyseldir, başkalarıyla pek paylaşılmaz hatta genellikle örtülü bir senaryodur, ortaya çıkması planın bozulması olarak adlandırılır.
İkbal planının sezilmesi, kişiyi gayri ahlaki tekliflere maruz bırakabilir. Bu tekliflere nasıl cevap vereceği kişinin kişiliğine bağlıdır. Sırtına bir roket bağlanmış gibi hissedebilir plan sahibi. Birden HSK, yargıtay üyesi olabilir; büyükelçi, emniyet müdürü hatta bakan olabilir; gizli tanık olup özgür kalabilir. Ama unutmamak gerekir ki roketin yakıtı mutlaka biter ve aşılması gereken ara basamaklar olmadığı için düşüş kaçınılmaz ve çok ölümcül olur.
İkbal planını en iyi, en adil olmak üzerine yapmak gerek. En iyi, en adil değilseniz bir başkasının hakkını gasp ediyorsunuz. Çalışma ortamında sevilmeyen insan oluyorsunuz. Tüm saygınlığınızı yitiriyorsunuz. Elde ettiğiniz hiçbir şeyin tadını gönlünüzce çıkaramıyorsunuz.
Değer mi? Dürüstlük çağına ihtiyacımız var.
