Uzun ve korku, acı dolu bir aradan sonra tekrar derleyip toparladığım ve bilgilerimi sizinle paylaşabildiğim için kendimi ne kadar mutlu hissetsem de yine de büyük bir burukluğun ve üzüntünün olmadığını söyleyemeyeceğim.
Büyük bir depremi geride bıraktık ama yüreğimizde geride bırakamayacağımız ve iyileşmeyecek büyük bir yara ile sevdiklerimizi kaybetmenin büyük üzüntüsü içerisindeyiz. Deprem de kaybettiğimiz tüm canlarımıza Allah’tan rahmet ve tüm sevdiklerine başsağlığı ve büyük sabırlar diliyor ve bir daha bu acıyı yaşamamayı temenni ediyorum.
İnsülin; metabolizmayı düzenleyen temel ve önemli hormonlardan biridir ve insülin hormonu yenilen besinlerin kullanımı ve enerjiye dönüştürülmesinde ve kan şekeri dengelenmesinde önemli bir role sahiptir. Ancak bu mekanizmada zamanla belirli sebeplerden dolayı oluşabilecek harabiyet ve zarar sonucunda insülin direnci ve buna bağlı birçok metabolik hastalıklar görülebilir.
İnsülin direnci, toplumumuzda yaygın bir şekilde görülen metabolik bir bozukluktur ve tedavi edilmez ise Tip 2 Diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklara yol açabilir. İnsülin direnci görülen bir bireyde bununla birlikte ‘’HDL’’ dediğimiz halk arasında iyi huylu kolesterol seviyelerinde düşüş, trigliserit düzeylerinde artış, ‘’LDL’’ kötü huylu kolesterolde artış, ‘’CRP’’ dediğimiz ve vücuttaki enfeksiyon ve iltihap düzeyini ölçen parametrede artış gibi birçok durum söz konusudur.
Obezite ve yanlış beslenme alışkanlığı başta olmak üzere sedanter yaşam, spor aktivite azlığı, sigara kullanımı, genetik, ilerleyen yaş faktörü, çevresel etmenler ve strese bağlı olarak oluşabilir.
İnsülin direnci riskini azaltmak ve gelişmesini önlemek için tedavi yöntemlerinin başında beslenme ve egzersiz yer almaktadır. İlaç tedavisi bir yana, uygulanılan beslenme tedavisi ile insülin direnci ve buna bağlı hastalıklar önlenebilmektedir. Aynı zamanda bireyin sigara kullanımına son vermesi, hareketsiz yaşamdan çıkıp hayatını düzenli bir şekilde egzersize adapte etmesi, birey obezite ise diyetisyeni kontrolünde fazla kilodan ideal kilosuna gelip dengeli, düzenli ve sürdürülebilir beslenmeye başlaması, günlük yaşamda probiyotik kullanımının ve posa tüketimini de artırarak insülin direncinin önüne geçilebilmektedir.